فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ
Fî cennâtin ve uyûn(uyûnin).
Diyanet İşleri = (146-148) “Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?”
Abdulbaki Gölpınarlı = Bağlarda, kaynaklarda.
Abdullah Parlıyan = Bu bahçeler içinde ve pınarlar başında,
Adem Uğur = Böyle bahçelerde, çeşme başlarında?
Ahmed Hulusi = "Cennetler (bahçeler) ve pınarlar içinde. . . "
Ahmet Tekin = 'Bahçelerin pınarların, akarsuların arasında mı bırakılacaksınız?'
Ahmet Varol = Bahçelerin ve pınarların arasında.
Ali Bulaç = "Bahçelerin, pınarların içinde,"
Ali Fikri Yavuz = Bağların ve pınarların içinde,
Ali Ünal = “Bağlar ve bahçeler içinde, su kaynaklarının başlarında.
Bayraktar Bayraklı = “Bahçelerin ve pınarların içerisinde.”
Bekir Sadak = (142-15) 2 Kardesleri Salih onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Ben buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Burada bahcelerde, pinar baslarinda, ekinler, salkimlari sarkmis hurmaliklar arasinda guven icinde birakilir misiniz? Daglarda ustalikla evler oyar misiniz? Artik Allah'tan sakinin, bana itaat edin. Yeryuzunu islah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin» dedi.
Celal Yıldırım = (146-147-148) Şu bulunduğunuz yerde ; bağlar ve bahçelerde ; pınarlar başında, ekinler içinde, gönül çekici salkım hurmalıklarda güven içinde kendi halinize bırakılacak mısınız?
Cemal Külünkoğlu = (146-148) “Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde, ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında güven içinde kendi halinize bırakılacağınızı mı sanıyorsunuz?
Diyanet İşleri (eski) = (142-152) Kardeşleri Salih onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin' dedi.
Diyanet Vakfi = (146-148) Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde; ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında güven içinde bırakılacak mısınız (sanırsınız)?
Edip Yüksel = 'Bahçeler, pınarlar, '
Elmalılı Hamdi Yazır = O Cennetler, pınarlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = cennetler, pınarlar,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Bahçelerin, pınarların içinde,»
Gültekin Onan = "Bahçelerin, pınarların içinde."
Harun Yıldırım = "Böyle bahçelerde, çeşme başlarında ?"
Hasan Basri Çantay = «Bağların, pınarların içinde»,
Hayrat Neşriyat = (146-148) '(Siz) burada (her belâdan) emîn kimseler olarak bahçeler, pınarlar, ekinler ve tomurcukları olgunlaşan hurmalıklar içinde bırakılacak mısınız (sandınız)?'
İbni Kesir = Bahçelerde, çeşmelerde.
Kadri Çelik = “Bahçelerin, pınarların içinde (öyle mi)?”
Muhammed Esed = Bu bahçeler içre ve bu pınar başlarında;
Mustafa İslamoğlu = Envai çeşit bahçeler içinde ve pınar başlarında...
Ömer Nasuhi Bilmen = «Bağlarda ve ırmaklarda?»
Ömer Öngüt = “Bahçelerde, pınar başlarında. ”
Şaban Piriş = Bahçelerde, pınarlarda...
Sadık Türkmen = Bahçelerde, çeşmelerde,
Seyyid Kutub = Bahçeler ve pınarlar arasında
Suat Yıldırım = (147-148) Bağlarda, bahçelerde, pınarların başında, ekinler, bostanlar, dalları kırılacak derecede yüklü salkımları sarkan hurmalıklar içinde devamlı kalacağınızı mı sanıyorsunuz?
Süleyman Ateş = "Böyle bahçelerde, çeşme başlarında?"
Tefhim-ul Kuran = «Bahçelerin, pınarların içinde.»
Ümit Şimşek = 'Bahçelerin, pınarların içinde,
Yaşar Nuri Öztürk = "Bahçelerde, pınarlarda."
İskender Ali Mihr = Bahçelerde ve pınarlarda…
İlyas Yorulmaz = “Bahçeler ve subaşlarında. ”