وَإِذْ أَنجَيْنَاكُم مِّنْ آلِ فِرْعَونَ يَسُومُونَكُمْ سُوَءَ الْعَذَابِ يُقَتِّلُونَ أَبْنَاءكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءكُمْ وَفِي ذَلِكُم بَلاء مِّن رَّبِّكُمْ عَظِيمٌ
Ve iz enceynâkum min âli fir’avne yesûmûnekum sûel azâb(azâbi), yukattilûne ebnâekum ve yestahyûne nisâekum ve fî zâlikum belâun min rabbikum azîm(azîmun).
ve iz | : ve o zaman, olmuştu |
encey-nâ-kum | : sizi kurtardık |
min âli fir’avne | : firavun ailesinden |
yesûmûne-kum | : sizi zorluyorlar, maruz bırakıyorlar |
sûel azâbi (sûe el azâbi) | : azabın kötüsü, kötü azab |
yukattilûne | : öldürüyorlar |
ebnâe-kum | : sizin oğullarınız |
ve yestahyûne | : ve sağ bırakıyorlar |
nisâe-kum | : kadınlarınız |
ve fî zâlikum | : ve işte bunda vardır |
belâun | : bir imtihan |
min rabbi-kum | : Rabbinizden |
azîmun | : büyük |
Diyanet İşleri = Hani sizi Firavun ailesinden kurtarmıştık. Onlar size en kötü işkenceyi uyguluyorlardı. Oğullarınızı öldürüyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Hani sizi Firavun soyundan kurtarmıştık. Size en ağır işkenceleri yapıyorlardı, aşağılık bir hale getiriyorlardı sizi, oğullarınızı öldürüyorlar da kadınlarınızı bırakıyorlardı ve bunda da Rabbinizden büyük bir sınama vardı size.
Abdullah Parlıyan = “Ve hani size dayanılmaz acılar çektiren, kadınlarınızı sağ bırakıp, bölük bölük oğullarınızı katleden, Firavun toplumunun elinden kurtarmıştık sizi! Bu, Rabbinizin büyük bir sınamasıydı” diyerek Allah'ın sözlerini hatırlattı onlara.
Adem Uğur = Hatırlayın ki, size işkencenin en kötüsünü yapan Firavun'un adamlarından sizi kurtardık. Onlar oğullarınızı öldürüyorlar, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardır.
Ahmed Hulusi = Hani (şunu da hatırlayın) sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. . . (Hani onlar) azabın en kötüsünü size tattırıyorlardı; erkek çocuklarınızı öldürüyorlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlardı. . . İşte bunda sizin için, Rabbiniz tarafından büyük deneme vardı.
Ahmet Tekin = 'Sizi Firavun hanedanının, devlet görevlilerinin, yandaşlarının elinden kurtardığımız zamanı hatırlayın. Size dayanılmaz acılar çektiriyorlardı. Oğullarınızı öldürüyorlar, kızlarınızı öldürmeyip sağ bırakıyorlardı. İşte, Rabbiniz tarafından büyük bir belâ ile imtihan edilmekteydiniz.'
Ahmet Varol = Düşünün ki, size en kötü işkenceleri yapan, oğullarınızı öldürüp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun hanedanından sizi kurtardık. Bunda sizin için Rabbinizin katından büyük bir imtihan vardı.
Ali Bulaç = "Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı."
Ali Fikri Yavuz = (Şu hikmete bakın ki), hani sizi Firavun ailesinden kurtarmıştık. Onlar ki size azâbın kötüsünü yüklüyorlardı. Oğullarınızı öldürüyorlar, (kendilerine hizmet için) kadınlarınızı diri bırakıyorlardı. İşte bunda, size, Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan var.
Ali Ünal = (Ey İsrail Oğulları!) Hem düşünün ki, sizi (en ağır inşaat, taşımacılık ve tarla işlerinde çalıştırmak suretiyle) size en kötü işkenceleri yapan Firavun oligarşisinden kurtardık; ayrıca, erkek çocuklarınızı öldürüyor, kadınlarınızı ise (kendi maksatları istikametinde kullanmak ve yerli Kıptilerle evlenme mecburiyetinde bırakarak nüfusunuzu azaltmak için) sağ bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden, (bir yandan dinde ve Şeriatı fıtriyede gösterdiğiniz ihmalle birlikte günah ve hatalarınızın neticesi olarak ceza, öte yanda, sonuçta önemli bir hayra kapı aralayabilecek) çok büyük bir belâ (imtihan ve tecrübe) vardı.
Bayraktar Bayraklı = Şunu da hatırlayınız: “Sizi Firavun hânedanından kurtarmıştık. Size azabın en kötüsü ile işkence ediyorlardı. Oğullarınızı öldürüyor, kadınlarınızı diri bırakıyorlardı. İşte bunda Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardır.”
Bekir Sadak = Sizi kotu azaba sokan, kadinlarinizi sag birakip ogullarinizi olduren FIravun ailesinden kurtarmistik. Bu, Rabbinizin size musallat kildigi buyuk bir bela idi.*
Celal Yıldırım = Hatırlayın ki, sizi Fir'avn hanedanından kurtardık; öyle ki onlar size azabın kötüsünü uyguluyor; erkek çocuklarınızı öldürüyor, kadınlarınızı diri bırakıyorlardı ve bütün bunlarda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardı.»
Cemal Külünkoğlu = (Ey İsrailoğulları!) Hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Onlar size ağır eziyetler çektiriyor, oğullarınızı öldürüp kadınlarınızı (kızlarınızı) sağ bırakıyorlardı. Bu olaylar Rabbinizin size yönelik büyük bir sınavıdır.
Diyanet İşleri (eski) = Sizi kötü azaba sokan, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.
Diyanet Vakfi = Hatırlayın ki, size işkencenin en kötüsünü yapan Firavun'un adamlarından sizi kurtardık. Onlar oğullarınızı öldürüyorlar, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardır.
Edip Yüksel = 'Hani size en kötü azabı uygulayan Firavun'un taraftarlarından sizi kurtarmıştık. Kadınlarınızı sağ bırakıp çocuklarınızı öldürüyorlardı. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir sınav vardı.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem düşünseniz, a sizi Ali Fir'avnden kurtardığımız hengâmı, size azabın kötüsünü peyliyorlardı, oğullarınızı boyuna katlediyorlar, kadınlarınızı diri tutuyorlardı, bunda size rabbınız tarafından azîm bir imtihan var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem düşünseniz ya, sizi Firavun'un adamlarından kurtardığımız zaman, size işkencenin kötüsünü peyliyorlardı, oğullarınızı boyuna öldürüyor, kadınlarınızı diri tutuyorlardı. Bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hani sizi, Firavun sülâlesinin elinden kurtardığımız zaman, hatırlasanıza, size azabın kötüsünü yapıyorlardı; oğullarınızı öldürüyorlar, kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük imtihan vardı.
Gültekin Onan = "Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık. Bunda rabbinizden sizin için büyük bir sınav vardı."
Harun Yıldırım = Hani size işkencelerin en kötüsünü yaparak, oğullarınızı öldürüp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Hasan Basri Çantay = Hani sizi Fir'avn haanedânından kurtarmışdık. Onlar ki size azabın kötüsünü yüklüyorlardı. Oğullarınızı öldürüyorlar, yalınız kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda size Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Hayrat Neşriyat = Hem bir zaman sizi Fir'avun ehlinden kurtarmıştık; (onlar) sizi azâbın en kötüsüne (evlâd acısına) ma'ruz bırakıyorlardı. (Yeni doğan) oğullarınızı öldürüp, kadınlarınızı (kız çocuklarınızı) ise hayatta bırakıyorlardı. İşte bunda, (size) Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
İbni Kesir = Hani sizi, işkencenin en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı öldüren Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bunda size Rabbınızdan büyük bir imtihan vardır.
Kadri Çelik = Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kızlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık ve de bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı.
Muhammed Esed = Ve "Hani, size dayanılmaz acılar çektiren; kadınlarınızı sağ bırakıp bölük bölük oğullarınızı katleden Firavun toplumunun elinden kurtarmıştık sizi! Bu, Rabbinizin büyük bir sınamasıydı size" (diyerek Allahın sözlerini hatırlattı onlara).
Mustafa İslamoğlu = Ve hatırlayın ki size en berbat acıları yaşatan, çocuklarınızı öldürtüp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun toplumunun elinden kurtarmıştık sizi! İşte bu, Rabbiniz tarafından tabi tutulduğunuz ağır bir sınavdı.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve (yâd ediniz ki) sizi Fir'avun'un âl'inden kurtarmıştık. Size azabın en şiddetlisini tattırıyorlardı. Oğullarınızı katlediyorlardı, kadınlarınızı da diri bırakıyorlardı. Ve bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan var idi.
Ömer Öngüt = Hatırlayın o zamanı ki, biz sizi Firavun hânedânından kurtarmıştık. Onlar size işkencenin en kötüsünü yapıyorlardı; oğullarınızı öldürüp, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bütün bunlarda, Rabbinizden size büyük bir imtihan vardı.
Şaban Piriş = Size kötü bir ceza ile eziyet eden, çocuklarınızı öldürüp, kadınlarınızı sağ bırakan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bu sizin için yüce Rabbiniz tarafından bir imtihan..
Sadık Türkmen = Ve: “hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştı. Size azabın en kötüsünü yapıyorlardı; oğullarınızı öldürüyorlar ve kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir belâ vardı” (dedi).
Seyyid Kutub = Hani sizi firavun hanedanından kurtardık. Onlar size ağır eziyetler çektiriyor, erkeklerinizi öldürüp kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bu olaylar Rabbinizin size yönelik büyük bir sınavıdır.
Suat Yıldırım = Hem düşünün ki, sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Onlar ki size pek acı bir işkence uyguluyor, oğullarınızı hep öldürüyor, kızlarınızı ise, (kendilerine hizmetçilik etmeleri için) hayatta bırakıyorlardı. Bunda, Rabbiniz tarafından size büyük bir imtihan vardı.
Süleyman Ateş = (Ey İsrâiloğulları), hatırlayın o zamanı ki biz sizi Fir'avn âilesinden kurtarmıştık. Onlar size azâbın en kötüsünü yapıyorlardı: "Oğullarınızı öldürüyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda, size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.
Tefhim-ul Kuran = «Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtardık. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı.»
Ümit Şimşek = Sizi Firavun hanedanından kurtardığımız zamanı hatırlayın ki, onlar size azabın en kötüsünü reva görüyor, kız çocuklarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda da size Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.
Yaşar Nuri Öztürk = Şunu da hatırlayın: Sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Size azabın en kötüsüyle işkence ediyorlardı: Oğlanlarınızı katlediyor, kadınlarınızı diri bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden gelmiş büyük bir imtihan vardı.
İskender Ali Mihr = Ve sizi kötü azaba maruz bırakan firavun ailesinden kurtarmıştık. Oğullarınızı öldürüyorlar, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda Rabbinizden büyük bir imtihan var.
İlyas Yorulmaz = “Sizin erkek çocuklarınızı öldürüp, kız çocuklarınızı hayatta bırakarak, en kötü bir şekilde size azap eden firavunun zulmünden kurtardığında, işte sizin için bu durum, Rabbinizden büyük bir imtihandır” dedi.