قَالَتِ الْأَعْرَابُ آمَنَّا قُل لَّمْ تُؤْمِنُوا وَلَكِن قُولُوا أَسْلَمْنَا وَلَمَّا يَدْخُلِ الْإِيمَانُ فِي قُلُوبِكُمْ وَإِن تُطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ لَا يَلِتْكُم مِّنْ أَعْمَالِكُمْ شَيْئًا إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Kâletil a’râbu âmennâ, kul lem tu’minû ve lâkin kûlû eslemnâ ve lemmâ yedhulil îmânu fî kulûbikum, ve in tutîullâhe ve resûlehu lâ yelitkum min a’mâlikum şey’â(şey’en), innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).
kâlet(i) | : dedi(ler) |
el a’râbu | : Bedevî Araplar |
amennâ | : biz îmân ettik, âmenû olduk |
kul | : de, söyle |
lem tû’minû | : âmenû olmadınız, Allah’a ulaşmayı dilemediniz |
ve lâkin | : ve lâkin, ama, fakat |
kûlû | : deyin, söyleyin |
eslem-nâ | : İslâm olduk, teslim olduk |
ve lemmâ yedhuli | : ve henüz dahil olmadı, girmedi |
el îmânu | : îmân |
fî kulûbi-kum | : kalplerinize |
ve in | : ve eğer |
tutîû allâhe | : Allah’a itaat edersiniz |
ve resûle-hu | : ve onun resûlü |
lâ yelit-kum | : size (sizden) eksiltmez |
min a’mâli-kum | : sizin amellerinizden |
şey’en | : bir şey |
inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
gafûrun | : mağfiret edendir |
rahîmun | : rahîm olan, rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen |
Diyanet İşleri = Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat boyun eğdik” deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Bedeviler, inandık dediler; de ki: İnanmadınız ve fakat Müslüman olduk deyin ve inanç, henüz gönüllerinize girmedi sizin ve Allah'a ve Peygamberine itâat ederseniz yaptığınız iyiliklerin sevâbından hiçbir şey eksilmez, şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahîmdir.
Abdullah Parlıyan = Çölde yaşayanlardan, yani bedevîlerden bir kısmı kıtlık yılında, ganimetlerden istifade etmek için, savaşı bırakıp Medine'ye gelerek “İnandık” dediler. De ki: “Siz henüz imana ermediniz, fakat İslâm olduk deyin, çünkü siz şeklen güvenliğiniz için İslâm'a girdiniz. Çünkü iman gönülden olur, İslâm ise itaat ederek, barışa girmek, savaşı bırakmaktır. Böylece savaşı bırakmakla, İslâm olup güvene girdiniz, fakat iman henüz kalplerinize girmedi. Ama Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah, çok acıyan ve çok bağışlayandır.”
Adem Uğur = Bedevîler "İnandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama "Boyun eğdik" deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Ahmed Hulusi = Bedevîler (kabileler - aşiretler hâlinde şartlanmalarla cahilce yaşayanlar): "İman ettik" dediler. . . De ki: "İman etmediniz! Fakat 'müslüman olduk' deyin! İman henüz bilincinizde açıklık kazanıp yerleşmemiştir! Eğer itaat ederseniz Allâh'a ve Rasûlüne, (Allâh) çalışmalarınızdan hiçbir şey eksiltmez. . . Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir. "
Ahmet Tekin = Bedevî Araplar, her kafadan bir ses çıkararak: 'İman ettik.' dediler. Onlara;'İman etmediniz. Fakat boyun eğerek İslâm toplumuna girdik, diyebilirsiniz.' de. Henüz iman kalplerinize, kafalarınıza yerleşmedi. Eğer Allah’a ve Rasulüne itaat ederseniz, Kur’ân’ı ve sünneti uygularsanız Allah, amellerinizin sevaplarından hiçbir şey eksiltmeden sizi mükâfatlandırır. Allah kullarını koruma kalkanına alır, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol = Bedeviler: 'İman ettik' dediler. De ki: 'Siz iman etmediniz. Ancak 'teslim olduk' deyin. Fakat iman henüz kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz O sizin amellerinizden hiçbir şey eksiltmez. Şüphesiz Allah bağışlayandır, rahmet edendir.'
Ali Bulaç = Bedeviler, dedi ki: "İman ettik." De ki: "Siz iman etmediniz; ancak "İslam (müslüman veya teslim) olduk deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."
Ali Fikri Yavuz = (Ganimet hevesi ile görünüşte İslâm’ı kabul eden bazı) Bedevî’ler: “- Biz, gerçekten iman ettik.” dediler. (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “-Siz kalblerinizle iman etmediniz. Ancak biz (kılıç korkusundan ve İslâm nimetinden faydalanmak için) müslüman gözüktük” deyin. Henüz iman kalblerinize girmemiştir. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, sizin amellerinizden (Allah) hiç bir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr’dur= mağfireti boldur, Rahim’dir= çok merhametlidir.
Ali Ünal = (Birtakım) çöl sakinleri (bedevîler), “Biz de iman ettik.” diyorlar. De ki: “Hayır, siz iman etmediniz. Bu sebeple, ‘Biz, (İslâm idaresine teslimiyetle) Müslümanlar olduk.’ deyin. İman, henüz kalblerinize girmedi.” Ama Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızın mükâfatından hiçbir şey eksiltmeyecektir. Allah, bağışlaması pek bol olandır, (Kendisi’ne itaatte bulunan kullarına karşı) hususî rahmetiyle muamele edendir.
Bayraktar Bayraklı = Bedevîler, “İnandık” dediler. De ki: “Siz iman etmediniz, ama ‘boyun eğdik' deyiniz. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez.” Çünkü Allah, affedicidir; merhamet sahibidir.
Bekir Sadak = Bedeviler: «Inandik» dediler, de ki: «Inanmadiniz ama Islam olduk deyin; inanc henuz gonullerinize yerlesmedi; eger Allah'a ve peygamberine itaat ederseniz, islediklerinizden bir sey eksilmez; dogrusu Allah, bagislar, merhamet eder.»
Celal Yıldırım = Bedeviler, «imân ettik» dediler. De ki: Siz imân etmediniz, belki İslâm'a girdik (zahiren teslimiyet gösterdik) deyin. İmân henüz kalblerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, amellerinizden (iyi işlerinizin karşılığında) hiçbir şey eksiltmez. Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Cemal Külünkoğlu = Göçebe Araplar: “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise: “iman ettik” demeyin.) Fakat “Boyun eğdik (teslim olduk/Müslüman olduk)” deyin. Çünkü iman, henüz kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve Peygamber'ine (tam) itaat ederseniz, (O da) yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
Diyanet İşleri (eski) = Bedeviler: 'İnandık' dediler, de ki: 'İnanmadınız ama İslam olduk deyin; inanç henüz gönüllerinize yerleşmedi; eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, işlediklerinizden bir şey eksilmez; doğrusu Allah, bağışlar, merhamet eder.'
Diyanet Vakfi = Bedevîler «İnandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama «Boyun eğdik» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Edip Yüksel = Araplar 'İnandık,' dediler. De ki, 'Siz inanmadınız, fakat inanç kalbinize girinceye kadar, 'teslim olduk' deyin. ALLAH'a ve elçisine uyarsanız yaptıklarınızdan hiç bir şeyi eksiltmez. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = A'râbîler iyman ettik dediler, de ki: siz henüz iyman etmediniz ve lâkin henüz iyman kalblerinizin içine girmemiş olduğu halde islâma girdik deyin ve eğer Allaha ve Resulüne itâat ederseniz size amellerinizden hiçbir şey eksiklemez, çünkü Allah gafur, rahîmdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bedeviler: «İman ettik.» dediler. De ki: «Siz henüz iman etmediniz, fakat henüz iman kalplerinizin içine girmemiş olduğu halde «İslama girdik» deyin. Eğer Allah'a ve peygamberine itaat ederseniz, size amellerinizden hiçbir şey eksiklemez; çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, merhamet edendir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bedevîler «inandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama «İslâm olduk.» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Gültekin Onan = Bedeviler dedi ki: "İnandık." De ki: "Siz inanmadınız"; ancak "islam (müslüman veya teslim) olduk" deyin. İnanç henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Tanrı'ya ve Resulü'ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Şüphesiz Tanrı çok bağışlayandır, çok esirgeyendir."
Harun Yıldırım = Bedeviler dedi ki: “İman ettik.” De ki: “Siz iman etmediniz; fakat teslim olduk, deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve Rasulü’ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiç bir şeyi eksiltmez. Şüphesiz Allah Ğafûr’dur, Rahîm’dir.”
Hasan Basri Çantay = Bedevîler «İman etdik» dediler. De ki: «Siz îman etmediniz amma, (bari) müslüman olduk deyin. İman henüz sizin kalblerinize gir (ib yerleş) memişdir. Eğer Allaha ve peygamberine itaat ederseniz O, sizin amel (ve hareket) lerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah (mü'minleri) çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir».
Hayrat Neşriyat = Bedevîler(den bir kısmı): 'Îmân ettik!' dediler. De ki: '(Siz aslında gerçekten) îmân etmediniz; fakat 'Teslîm olduk!’ deyin; çünki îman henüz kalblerinize girmemiştir. Eğer Allah’a ve Resûlüne itâat ederseniz, (Allah) amellerinizden hiçbir şey eksiltmez. Şübhesiz ki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.'
İbni Kesir = Bedeviler: İman ettik, dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama müslüman olduk, deyin. İman henüz kalblerinize yerleşmedi. Şayet Allah'a ve peygamberine itaat ederseniz; O, amellerinizden hiç bir şey eksiltmez. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.
Kadri Çelik = Bedeviler dedi ki: “İman ettik.” De ki: “Siz iman etmediniz; ancak “İslâm (Müslüman) olduk” deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiç bir şeyi eksiltmez. Hiç şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.”
Muhammed Esed = Bedeviler, "Biz imana erdik" derler. De ki (onlara, ey Muhammed!): "Siz (daha) imana ermediniz. 'Biz (zahiren) teslim olduk' demeniz daha doğrudur; çünkü (gerçek) inanç henüz kalplerinize girmiş değil". Ama Allah'a ve Elçisi'ne (gerçekten) kulak verirseniz O, hiçbir işinizin boşa gitmesine izin vermez çünkü şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır.
Mustafa İslamoğlu = Bedeviler "İman ettik" dediler. De ki: "Henüz iman etmiş sayılmazsınız, lakin 'teslim olduk' diyebilirsiniz, zira iman kalplerinize girmiş değil. Ama eğer Allah ve Rasulü'ne uyarsanız, Allah amellerinizin zerresini eksiltmez: çünkü Allah tarifsiz bir bağış, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Bedeviler dedi ki: «Biz imân ettik». De ki: «Siz imân etmediniz; velâkin deyiniz ki, biz İslâma girdik. Ve henüz imân sizin kalplerinizin içine girmiş değildir ve eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz sizin amellerinizden hiçbirşeyi sizin için noksan kılmaz. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir.»
Ömer Öngüt = Bedevîler: "İman ettik!" derler. De ki: "Siz iman etmediniz, bâri 'Müslüman olduk!' deyin. İman henüz kâlplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Peygamber'ine itaat ederseniz, Allah amellerinizden hiçbir şey eksiltmez. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir. "
Şaban Piriş = Bedeviler “iman ettik” dediler. De ki: -Siz iman etmediniz, fakat teslim olduk deyin! Çünkü iman, henüz kalblerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Resûlüne itaat ederseniz, (Allah) amellerinizden hiçbir şey eksiltmez. Nitekim Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Sadık Türkmen = Bedeviler: “iman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz.” (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat müslüman olduk/vatandaş olduk” deyin. Henüz iman kalplerinizde tam olarak yer etmedi. Eğer Allah’a ve Rasûlüne itaate devam ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”
Seyyid Kutub = Ey Muhammed! Bedeviler: «İnandık» dediler, de ki: «İnanmadık fakat İslam olduk deyin; inanç henüz gönüllerinize yerleşmedi; eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz yaptıklarınızdan birşey eksilmez; doğrusu Allah, bağışlar, merhamet eder.»
Suat Yıldırım = Bedeviler "iman ettik!" dediler. De ki: "Siz iman etmediniz, lâkin "İslâm olduk, size inkıyad ettik!" deyiniz. Zira iman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve resulüne itaat ederseniz, sizin emeklerinizden hiçbir şeyin mükâfatını eksiltmez. Yaptığınızı zayi etmez. Gerçekten Allah gafûr ve rahîmdir (mağfireti, merhamet ve ihsanı boldur).
Süleyman Ateş = Göçebe Araplar: "İnandık" dediler. De ki: "İnanmadınız, fakat 'İslâm olduk' deyin. Henüz iman kalblerinize girmedi. Eğer Allah'a ve Elçisine itâ'at ederseniz (Allâh), yaptığınız güzel işlerden hiçbirinin sevâbını size eksik vermez. Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir."
Tefhim-ul Kuran = Bedeviler, dedi ki: «İman ettik.» De ki: «Siz iman etmediniz; ancak «İslâm (müslüman veya teslim) olduk deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah'a ve Rasulü'ne itaat ederseniz, O, sizin amelerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Hiç şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.»
Ümit Şimşek = Bedevîler 'İman ettik' dediler. De ki: Siz iman etmediniz. 'İslâma girdik' deyin; çünkü iman henüz kalbinize girmedi. Eğer siz Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah yaptıklarınızdan hiçbir şeyi zayi etmez. Şurası gerçek ki, Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk = Bedeviler: "İman ettik." dediler. De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak 'Müslüman' olduk deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir."
İskender Ali Mihr = Araplar: “Biz âmenû olduk.” dediler. (Onlara) de ki: “Siz âmenû olmadınız (Allah’a ulaşmayı dilemediniz). Fakat: "Teslim olduk." deyin. Kalplerinize (içine) îmân girmedi. Ve eğer Allah’a ve O’nun Resûl’üne itaat ederseniz (Allah’a ulaşmayı dilerseniz), amellerinizden bir şey eksiltmez. Muhakkak ki Allah, Gafur’dur, Rahîm’dir.”
İlyas Yorulmaz = Arap bedeviler “İman ettik” dediler. Onlara deki “Hayır, siz iman etmediniz. Yalnızca teslim olduk deyin. Çünkü iman henüz kalplerinize yerleşmemiş. Eğer Allah’a ve O’nun elçisine itaat ederseniz, daha önceden yaptığınız güzel şeylerden hiç biri boşa gitmeyecektir. Muhakkak ki Allah bağışlayan ve merhametli olandır.