يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالإِنسِ أَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِّنكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ آيَاتِي وَيُنذِرُونَكُمْ لِقَاء يَوْمِكُمْ هَذَا قَالُواْ شَهِدْنَا عَلَى أَنفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُواْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُواْ كَافِرِينَ
Yâ ma’şerel cinni vel insi e lem ye’tikum rusulun minkum yakussûne aleykum âyâtî ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû şehidnâ alâ enfusinâ ve garrathumul hayâtud dunyâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).
yâ ma’şere el cinni | : ey cin topluluğu |
ve el insi | : ve insan |
e lem | : olmadı mı? |
ye’ti-kum | : size geldi |
rusulun | : resûller, elçiler |
min-kum | : sizden, içinizden |
yakussûne | : anlatıyorlar, anlatırlar |
aleykum | : size |
âyâtî | : âyetlerim |
ve yunzirûne-kum | : ve sizi uyarıyorlar, uyarırlar |
likâe | : mülâki olma, karşılaşma, ulaşma |
yevmi-kum | : sizin gününüz |
hâzâ | : bu |
kâlû | : dediler |
şehid-nâ | : biz şahit olduk |
alâ | : üzerine, ...’e |
enfusi-nâ | : nefslerimiz, kendi nefslerimiz |
ve garrat-hum | : ve onları aldattı |
el hayâtu ed dunyâ | : dünya hayatı |
ve şehidû | : ve şahit oldular |
alâ | : üzerine, ...’e |
enfusi-him | : kendi nefsleri, kendileri |
enne-hum | : onların ... olduklarına, kendilerinin ...olduğuna |
kânû | : oldular |
kâfirîne | : kâfirler |
Diyanet İşleri = (O gün Allah, şöyle diyecektir:) “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar şöyle diyecekler: “Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size âyetlerimi nakleden ve içinde bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler gelmedi mi? Aleyhimize tanıklık ediyoruz derler ve onları dünya yaşayışı aldatmıştır da sonucu, kâfir olduklarına dâir kendi aleyhlerine kendileri tanıklıkta bulunmuşlardır.
Abdullah Parlıyan = Allah sözlerine şöyle devam edecek: “Ey insanlar ve cinler topluluğu! İçinizden mesajlarımı size ileten ve bu hesap gününün geleceği konusunda sizi uyaran, peygamberler gelmedi mi?” Onlar: “Biz kendi aleyhimize şahitlik yaparız” diyecekler. Zira bu dünya hayatı onları aldattı da, böylece onlar, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas ettiklerine dair kendi aleyhlerinde şahitlik yapacaklardır.
Adem Uğur = Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi! Derler ki: "Kendi aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Ahmed Hulusi = "Ey cinn ve ins topluluğu, hakikate işaret eden mesajlarımı anlatan ve şu güne ulaşacağınız hakkında sizi uyaran, sizden Rasûller gelmedi mi?". . . "Kendi aleyhimize şahidiz" dediler. . . Dünya hayatı onları aldattı ve (sonuçta) kendilerinin, hakikat bilgisini inkâr edenlerden olduklarına şahitlik ettiler!
Ahmet Tekin = Allah:'Ey cin ve insan toplulukları, içinizden, size âyetlerimi anlatan, bugün hesaba çekilerek cezalandırılacağınız konusunda sizi uyaran Rasuller gelmedi mi?' diye sorar. Onlar:'Kendi aleyhimize, birbirimizin aleyhine şâhitlik ederiz ki, geldi' derler. Dünya hayatı onları aldattı. Kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine, birbirlerinin aleyhine şâhitlik ettiler.
Ahmet Varol = 'Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınız konusunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?.' Onlar: 'Kendi aleyhimize şahitlik ediyoruz' derler. Onları dünya hayatı aldattı ve kâfir oldukları konusunda kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Ali Bulaç = Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp okuyan ve size bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: "Nefislerimize karşı şehadet ederiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler.
Ali Fikri Yavuz = Ey insan ve cin topluluğu! İçinizden, size âyetlerimi anlatır ve bu gününüzün gelip çatacağını haber verir peygamberler gelmedi mi? Onlar şöyle diyecekler: “- Ey Rabbimiz, kendi aleyhimizde şahidleriz.” Dünya hayatı onları aldattı da, kendi aleyhlerine olarak, kâfir bulunduklarına şahid oldular.
Ali Ünal = “Ey cin ve insanlar topluluğu! İçinizden size âyetlerimi okuyup açıklayan ve bu gününüzle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran rasûller gelmedi mi?” “Kendi aleyhimizde de olsa şahidiz ki, geldi!” derler. Ama onları dünya hayatı aldatmıştı ve (nasıl dünyada bizzat söz, tutum ve davranışları inanmadıklarına şahadet ediyor idiyse, işte bugün de) dünyada iken kâfir olduklarına bizzat kendileri kendi aleyhlerine olarak şahitlikte bulundular.
Bayraktar Bayraklı = “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gün ile karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Derler ki: “Kendi aleyhimize şâhitlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şâhitlik edecekler.
Bekir Sadak = «Ey cin ve insan toplulugu! Size ayetlerimi anlatan, bugunle karsilasmanizdan sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?» «Kendi hakkimizda sahidiz» derler. Dunya hayati onlari aldatti da inkarci olduklarina, kendi aleyhlerinde sahidlik ettiler.
Celal Yıldırım = Ey cin ve insan toplulukları! Size âyetlerimizi anlatan ve sizi bugününüzün gelip çatacağıyla uyaran sizden peygamberler, elçiler gelmedi mi ? (diye sorulacak). (Ey Rabbimiz !) kendi aleyhimize şâhidler olduk, diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şâhidlik ettiler.
Cemal Külünkoğlu = Ey cin ve insan topluluğu! Size ayetlerimi anlatan ve bu günle (kıyametle) sizi uyaran içinizden peygamberler gelmedi mi? Onlar da: “Kendi aleyhimize şahitlik ederiz” derler. Böylece dünya hayatı onları aldatmış olur ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ederler.
Diyanet İşleri (eski) = 'Ey cin ve insan topluluğu! Size ayetlerimi anlatan, bugünle karşılaşmanızdan sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?' 'Kendi hakkımızda şahidiz' derler. Dünya hayatı onları aldattı da inkarcı olduklarına, kendi aleyhlerinde şahidlik ettiler.
Diyanet Vakfi = Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Derler ki: «Kendi aleyhimize şahitlik ederiz.» Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Edip Yüksel = Ey İns-ü Cin ma'şeri! İçinizden size âyetlerimi anlatır ve bu gününüzün gelip çatacağını haber verir Peygamberler gelmedimi? Ya rabbena, diyecekler: kendilerimizin aleyhine şahidleriz; evet, Dünyâ hayâtı onları aldattı da kendi aleyhlerinde olarak kâfir idiklerine şâhid oldular
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey cin ve insan topluluğu, size ayetlerimizi anlatan ve bu gününüzün geleceğini haber veren peygamberler gelmedi mi? Onlar: «Ey Rabbimiz, biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.» diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kendi aleyhlerine kafir olduklarına şahitlik ettiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey cin ve insan topluluğu, size ayetlerimizi anlatan ve bu gününüzün geleceğini haber veren peygamberler gelmedi mi? Onlar: «Ey Rabbimiz, biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.» diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kendi aleyhlerine kafir olduklarına şahitlik ettiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp okuyan ve bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: "Nefslerimize karşılık şehadet ederiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefslerine karşı şehadet ettiler.
Gültekin Onan = “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size ayetlerimi okuyan ve sizi bu gününüzün gelip çatacağı ile uyaran rasullerimiz gelmedi mi?” Onlar: “Biz nefislerimize karşı şahitlik ederiz.” derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kâfir olduklarına dair nefislerine karşı şahitlik ettiler.
Harun Yıldırım = “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size ayetlerimi okuyan ve sizi bu gününüzün gelip çatacağı ile uyaran rasullerimiz gelmedi mi?” Onlar: “Biz nefislerimize karşı şahitlik ederiz.” derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kâfir olduklarına dair nefislerine karşı şahitlik ettiler.
Hasan Basri Çantay = Ey cin ve ins cemâati, içinizden size âyetlerimi nakleder, bu gününüzün gelib çatacağını inzâr ile haber verir peygamberler gelmedi mi size? «Ey Rabbimiz, diyecekler, nefslerimize karşı (kendi aleyhimizde) şâhidlik ederiz». Dünyâ haayatı onları aldatdı da gerçek kâfir kimseler olduklarına, kendileri de kendi aleyhlerinde, şâhid oldular.
Hayrat Neşriyat = Ey cinn ve insan topluluğu; içinizden size ayetlerimi anlatan, bu gününüzün gelip çatmasından sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Derler ki; Ey Rabbımız, kendi hakkımızda şahidiz. Dünya hayatı onları aldattı da gerçek küfredenler olduklarına kendi aleyhlerinde şahidlik ettiler.
İbni Kesir = Ey cinn ve insan topluluğu; içinizden size ayetlerimi anlatan, bu gününüzün gelip çatmasından sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Derler ki; Ey Rabbımız, kendi hakkımızda şahidiz. Dünya hayatı onları aldattı da gerçek küfredenler olduklarına kendi aleyhlerinde şahidlik ettiler.
Kadri Çelik = “Ey cin ve insan topluluğu! Size ayetlerimi anlatan, bugünle karşılaşmanızdan sizi kokutup uyaran peygamberler gelmedi mi?” (Onlar) Der ki: “Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Muhammed Esed = (Allah diyecek ki): "Ey görünmeyen ve görüneniyle tüm iradeli varlık türleri! Kendi içinizden, mesajlarımı size anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınız konusunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Onlar: "Biz kendi aleyhimize şahitlik yaparız!" diyecekler; zira bu dünya hayatı onları aldatmıştır; ve böylece onlar kendilerinin inkarcı olduklarına yine kendileri şahitlik yapmış olacaklar.
Mustafa İslamoğlu = (Allah diyecek ki): "Ey görünmeyen ve görüneniyle tüm iradeli varlık türleri! Kendi içinizden, mesajlarımı size anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınız konusunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Onlar: "Biz kendi aleyhimize şahitlik yaparız!" diyecekler; zira bu dünya hayatı onları aldatmıştır; ve böylece onlar kendilerinin inkarcı olduklarına yine kendileri şahitlik yapmış olacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ey cin ve ins cemaati! İçinizden size benim âyetlerimi tebliğ eder ve sizi bu güne kavuşmanızla korkutur peygamberler gelmedi mi?» Diyeceklerdir ki: «Biz kendi aleyhimize şehâdet ederiz.» Ve onları dünya hayatı aldattı ve kendi aleyhlerine şehâdette bulundular ki, onlar muhakkak kâfir kimseler olmuşlardı.
Ömer Öngüt = “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar da: “Biz kendi aleyhimize şâhitlik ederiz. ” dediler. İşte böylece dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kafir olduklarına yine kendileri şâhitlik ettiler.
Şaban Piriş = -Ey cin ve insan topluluğu içinizden size ayetlerimi anlatan ve sizi bu gününüze kavuşmakla uyaran Resuller gelmedi mi? -Kendi aleyhimizde şahidiz, diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kafir olduklarına kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Sadık Türkmen = “ey cin ve insan topluluğu! Size içinizden ayetlerimi anlatan ve bugünle karşılaşacağınıza dair, sizi uyaran elçiler gelmedi mi?” “Kendi aleyhimize şahidiz” dediler. Dünya hayatında aldandılar. Ve kendilerinin inkârcılar olduklarına, kendileri aleyhinde şahitlik ettiler.
Seyyid Kutub = Ey insanlar ve cinler, size ayetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza ilişkin sizi uyaran içinizden peygamberler gelmedi mi? Onlar da «Kendi aleyhimize şahitlik ederiz» derler. Dünya hayatı onları aldattı da kâfir olduklarına kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Suat Yıldırım = Ey cin ve insanlar topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?"Ey Yüce Rabbimiz! Kendi aleyhimize şahidiz." diyecekler. Dünya hayatı onları aldatmıştı. Böylece kendilerinin kâfir olduklarına, yine kendileri şahitlik ettiler.
Süleyman Ateş = "Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size âyetlerimi anlatan ve bugününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" "Kendi aleyhimize şâhidiz." dediler. Dünyâ hayâtı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şâhidlik ettiler.
Tefhim-ul Kuran = Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp okuyan ve size bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: «Nefislerimize karşı şehadet ederiz» derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kâfir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler.
Ümit Şimşek = Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size âyetlerimi anlatan ve bugününüzle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Onlar 'Biz kendi aleyhimize kendimiz şahidiz' derler. Onları dünya hayatı aldatmıştır; böylece, kendi aleyhlerine şahitlik ederek kâfir olduklarını itiraf ederler.
Yaşar Nuri Öztürk = Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi? "Kendi aleyhimize tanıklık ettik." dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz benlikleri aleyhinde tanıklık ettiler.
İskender Ali Mihr = Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi? “Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.
İlyas Yorulmaz = “Ey önceki isimleri bilinmeyen (Cin) ve sonrakiler tarafından tanınan ve bilinen (İns) topluluklar! İçinizden, benim ayetlerimi anlatan ve karşılaştığınız hesap günü ile sizi uyaran elçiler gelmedi mi?” Dediler ki “Biz kendi kendimize şahitlik ettik. ” Dünya hayatı onları aldattı ve (hesap gününde) kendilerinin inkarcı olduklarına, kendi nefisleri şahit oldu.