أَوَلاَ يَرَوْنَ أَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ فِي كُلِّ عَامٍ مَّرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لاَ يَتُوبُونَ وَلاَ هُمْ يَذَّكَّرُونَ
E ve lâ yerevne ennehum yuftenûne fî kulli âmin merraten ev merrateyni summe lâ yetûbûne ve lâ hum yezzekkerûn(yezzekkerûne).
e ve lâ yerevne | : ve onlar görmüyorlar mı? |
enne-hum | : onların, ... olduğunu, olduklarını |
yuftenûne | : imtihan ediliyorlar |
fî kulli âmin | : her yıl, her senede |
merraten | : bir defa, bir kere |
ev | : veya |
merrateyni | : iki defa, iki kere |
summe | : sonra |
lâ yetûbûne | : tövbe etmiyorlar (Allah’a yönelmiyorlar) |
ve lâ hum | : ve onlar yapmıyorlar |
yezzekkerûne | : zikir yapıyorlar (Allah’ın ismini ardarda tekrar ediyorlar), tezekkur ediyorlar |
Diyanet İşleri = Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki kere belâya çarptırılıp imtihan ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de ibret alırlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Görmezler mi ki onlar her yıl bir, yahut iki kere musîbetlere uğratılırlar da gene ne tövbe ederler, ne ibret alırlar.
Abdullah Parlıyan = Görmüyorlar mı o münafıklar, her yıl bir iki defa çeşitli belalarla sınanıyorlar, yine de tevbe edip, ibret alıp Allah'ı anmıyorlar?
Adem Uğur = Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belâlarla) imtihan edildiklerıni görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.
Ahmed Hulusi = Görmezler mi ki onlar her yıl bir, yahut iki kere musîbetlere uğratılırlar da gene ne tövbe ederler, ne ibret alırlar.
Ahmet Tekin = Onlar, münâfıklar, her yıl, bir veya iki defa Rasulullah ile birlikte belâlarla, savaşlarla imtihan edilmelerinden hâlâ bir şey anlamayacaklar mı? Sonra, nifaklarından vazgeçip tevbe ederek, Allah’a yönelmeyecekler mi? Rasulullah’ın yardıma mazhar olup hâkimiyetinin güçlenmesinden, samimiyetsiz davranışlarının sonuçlarından ibret almayacaklar mı?
Ahmet Varol = Görmüyorlar mı ki, her yıl bir ya da iki kere imtihan ediliyorlar; sonra yine tevbe etmiyor ve ibret almıyorlar?
Ali Bulaç = Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar.
Ali Fikri Yavuz = Onlar, münâfıklar, her yıl, bir veya iki defa Rasulullah ile birlikte belâlarla, savaşlarla imtihan edilmelerinden hâlâ bir şey anlamayacaklar mı? Sonra, nifaklarından vazgeçip tevbe ederek, Allah’a yönelmeyecekler mi? Rasulullah’ın yardıma mazhar olup hâkimiyetinin güçlenmesinden, samimiyetsiz davranışlarının sonuçlarından ibret almayacaklar mı?
Ali Ünal = Görmüyorlar mı ki, her yıl bir ya da iki kere imtihan ediliyorlar; sonra yine tevbe etmiyor ve ibret almıyorlar?
Bayraktar Bayraklı = Onlar, her yıl bir veya iki defa imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tövbe ediyorlar ne de ders alıyorlar.
Bekir Sadak = Onlar, yilda bir iki defa belaya ugratilip imtihana cekildiklerini gormuyorlar mi? Boyleyken yine tevbe etmiyorlar, ibret de almiyorlar.
Celal Yıldırım = Onlar her yıl bir veya iki defa fitneye uğradıklarını görmüyorlar mı ? Sonra da tevbe etmiyorlar ve onlar ibret ve öğüt de almıyorlar.
Cemal Külünkoğlu = Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl, bir veya iki kez (çeşitli belalarla) imtihan ediliyorlar. Böyle iken yine de tevbe etmiyorlar ve bundan ibret de almıyorlar (ders çıkarmıyorlar).
Diyanet İşleri (eski) = Onlar, yılda bir iki defa belaya uğratılıp imtihana çekildiklerini görmüyorlar mı? Böyleyken yine tevbe etmiyorlar, ibret de almıyorlar.
Diyanet Vakfi = Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belâlarla) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.
Edip Yüksel = Her sene, bir iki defa belalarla sınandıklarını görmüyorlar mı? Buna rağmen ne tevbe ediyorlar, ne de öğüt alıyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır = Görmezlerde mi ki her yıl bir veya iki kerre fitneye tutulurlar, sonra da tevbe etmezler, ıbret almazlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Görmüyorlar mı her yıl bir veya iki kez fitneye tutulduklarını? Yine de tevbe etmiyor, ibret almıyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar (münafıklar) her yıl bir veya iki kere kendilerinin çeşitli belalara uğratıldıklarını görmüyorlar mı? Böyle iken yine de tevbe etmiyor ve ibret almıyorlar.
Gültekin Onan = Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar.
Harun Yıldırım = Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp düşünmüyorlar.
Hasan Basri Çantay = (Münafıklar) görmüyorlar mı ki onlar her yıl ya bir, ya iki kerre çeşidli belâlara çarpılıyorlar da yine (nifaklarından) tevbe etmiyorlar ve onlar (bundan) ibret de almıyorlar.
Hayrat Neşriyat = Doğrusu onlar, her yıl bir veya iki def'a (çeşitli belâlarla) imtihân edildiklerini görmüyorlar mı? Yine de ne tevbe ediyorlar ve ne de kendileri ibret alıyorlar!
İbni Kesir = Onlar görmezler mi ki; her yıl bir veya iki kere belalara çarpılıyorlar da yine tevbe etmiyorlar. Ve ibret almıyorlar.
Kadri Çelik = Onlar, yılda bir veya iki defa imtihana çekildiklerini görmüyorlar mı? Böyleyken yine tevbe etmiyorlar ve ibret de almıyorlar!
Muhammed Esed = Peki, bunlar her yıl bir ya da iki kere denenip sınandıklarını bilmiyorlar mı ki tevbe edip (Allah'ı) anmıyorlar?
Mustafa İslamoğlu = Görmüyorlar mı ki her yıl bir ya da iki kez skandala konu oluyorlar, sonra da ne tevbe ediyorlar ne de ders alıyorlar!
Ömer Nasuhi Bilmen = Ya görmüyorlar mı ki, onlar her yıl mutlaka bir defa veya iki defa bir fitneye, bir belâya tutuluyorlar da sonra tevbe etmiyorlar. Ve onlar düşünüp ibret de almıyorlar.
Ömer Öngüt = Onlar her yıl bir veya iki defa çeşitli belâlara uğratılıp imtihana çekildiklerini görmüyorlar mı? Böyleyken yine de tevbe etmiyorlar, ibret almıyorlar.
Şaban Piriş = Onlar, her yıl bir veya bir kaç kez belaya uğratıldıklarını görmüyorlar mı ki tevbe etmiyorlar ve ibret almıyorlar?
Sadık Türkmen = Görmüyorlar mı ki; onlar her yıl, bir veya iki kere belâya çatıyorlar/uğruyorlar. Yaptıklarının karşılığı veriliyor. Sonra ne tövbe ediyorlar, ne de ibret alıyorlar!
Seyyid Kutub = Onlar her yıl bir iki kez sınavdan geçirildiklerini görmüyorlar mı: Buna rağmen ne tevbe ediyorlar ve ne de olup bitenlerden ders alıyorlar.
Suat Yıldırım = Onlar, görmüyorlar mı ki her yıl, bir veya iki kere imtihan ediliyor,çeşitli belalara çarptırılıyorlar da yine nifaklarından dönüş yapmıyor, onlar bundan ibret de almıyorlar.
Süleyman Ateş = Kendilerinin her yıl bir iki defa sınandıklarını görmüyorlar mı? Yine de tevbe etmiyor, öğüt almıyorlar.
Tefhim-ul Kuran = Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar.
Ümit Şimşek = Onlar her sene bir veya iki defa imtihana çekildiklerini görmüyorlar mı? Fakat ne tevbe ediyorlar, ne de ibret alıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Görmüyorlar mı ki, her yıl bir veya iki kez imtihan ediliyorlar. Hâlâ ne tövbeye yelteniyorlar ne de öğüt alıyorlar.
İskender Ali Mihr = Ve onlar, senede bir veya iki kere imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra tövbe etmiyorlar (Allah’a yönelmiyorlar) ve onlar zikir yapmıyorlar (Allah’ın ismini ardarda tekrar etmiyorlar).
İlyas Yorulmaz = Onlar başlarına gelenleri görmüyorlar mı? Her yıl, bir veya iki defe akıllarını başlarına getirecek belalarla deneniyorlar. Fakat bunlardan sonra Allah’a yönelip, ne tövbe ediyorlar, nede düşünüp ders alıyorlar.