Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/121

 إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَةً وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ

  İnne fî zâlike le âyeten, ve mâ kâne ekseruhum mu’minîn(mu’minîne).

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkak
fî zâlike : bunda var
le : elbette, mutlaka
âyeten : bir âyet, bir ibret
ve mâ kâne : ve olmadı
ekseru-hum : onların çoğu
mu’minîne : îmân edenler, mü’min olanlar, Allah’a ulaşmayı dileyenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.

 Abdullah Parlıyan = Şüphesiz bu kıssada, insanlar için bir ders ve ibret vardır, onların çoğu buna inanmasa da…

 Adem Uğur = Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki bu olayda bir mucize - ders vardır. . . Ne var ki onların ekseriyeti iman edenler değillerdir!

 Ahmet Tekin = Bunlarda kesinlikle, Allah’ın kudretine, ilmine, hikmet sahibi olduğuna işaretler, insanlar için ibretler vardır. Onların çoğu iman edecek değildi.

 Ahmet Varol = Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmemişti.

 Ali Bulaç = Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

 Ali Fikri Yavuz = Muhakkak ki (onlara yaptığımız) bu işte, (geride kalanlar için) bir ibret var, öyle iken onların çoğu mümin olmadı.

 Ali Ünal = Bütün bu (olup bitenlerde) hiç kuşkusuz çok önemli bir ibret vardır. Doğrusu, o halkın çoğu mü’min değildi.

 Bayraktar Bayraklı = (119-122) Bunun üzerine onu ve beraberinde olanları dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık. Sonra geride kalanları suda boğduk. Doğrusu, bunda ders vardır, ama çoğu inanmamaktadır. Rabbin, şüphesiz güçlüdür, merhamet sahibidir.

 Bekir Sadak = Dogrusu bunda bir ders vardir, ama cogu inanmamistir.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz ki bunda öğüt ve ibret vardır. (Ne yazık ki) onların çoğu imân etmediler.

 Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz bunda (alınacak büyük) bir ders vardır. (Buna rağmen) yine de onların çoğu iman etmediler.

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu bunda bir ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.

 Diyanet Vakfi = Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

 Edip Yüksel = Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Şübhesiz bunda mutlak bir âyet var öyle iken ekserîsi mü'min olmadı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şüphesiz bunda mutlak bir ibret vardır; öyle iken çoğu iman etmedi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz bunda mutlak bir âyet (alınacak ders) vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.

 Gültekin Onan = Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu inançlı olmamıştır.

 Harun Yıldırım = Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.

 Hasan Basri Çantay = Şübhe yok ki bunda mutlak bir ibret vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.

 Hayrat Neşriyat = Muhakkak ki bunda, elbette bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.

 İbni Kesir = Muhakkak ki bunda, bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.

 Kadri Çelik = Hiç şüphesiz bunda bir ayet vardır; ama onların çoğu iman etmiş değillerdir.

 Muhammed Esed = Şüphesiz bu (kıssada insanlar için) bir ders vardır, onların çoğu (buna) inanmasa da.

 Mustafa İslamoğlu = Elbet bu (Nuh kıssası)nda da alınacak bir ders mutlaka vardır; fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Şüphe yok ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserîsi imân etmiş olmadılar.

 Ömer Öngüt = Şüphesiz ki bunda âyet (kudretimize bir nişane) vardır. Yine de onların çoğu iman etmezler.

 Şaban Piriş = İşte bunda da bir ibret vardır. Fakat, onların çoğu yine de inanacak değillerdir.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz bunda bir ayet/ibret vardır. Onların birçoğu yine de inanmıyorlar.

 Seyyid Kutub = Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.

 Suat Yıldırım = Elbette bunda alınacak ibret var, fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler.

 Süleyman Ateş = Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar.

 Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.

 Ümit Şimşek = İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bunda elbette bir ibret var. Ama onların çoğu müminler değildi

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki bunda mutlaka bir âyet (ibret) vardır. Ve onların çoğu mü’min olmadılar (Allah’a ulaşmayı dilemediler).

 İlyas Yorulmaz = Bu olayda ibret alınacak dersler var, ancak insanların çoğu inanmıyorlar.