إِنَّ الَّذِينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُم بِالْغَيْبِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ
İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiretun ve ecrun kebîr(kebîrun).
inne ellezîne | : muhakkak ki onlar |
yahşevne | : huşû duyarlar |
rabbe-hum | : Rab’lerine |
bi el gaybi | : gaybda |
lehum | : onlar için, onlara vardır |
magfiretun | : mağfiret, günahların sevaba çevrilmesi, bağışlanma |
ve ecrun | : ve ecir, mükâfat |
kebîrun | : büyük |
Diyanet İşleri = Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki görmedikleri halde Rablerinden korkanlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükâfat.
Abdullah Parlıyan = Şüphesiz görmedikleri halde Rablerinin azabından içleri titreyerek korkanlara gelince, onlar için bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.
Adem Uğur = Fakat daha görmeden Rablerinden (azabından) korkanlara gelince, onlar için gerçekten hem bağışlanma hem de büyük mükâfat vardır.
Ahmed Hulusi = "Gayb"ları olarak Rablerinden haşyet duyanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.
Ahmet Tekin = Görmedikleri halde, saklı-gizli hallerinde, gıyaben Rablerine saygı gösterenler için, koruma kalkanı, bağışlanma ve büyük mükâfatlar vardır.
Ahmet Varol = Rabblerinden gıyaben (görmeden) korkanlara gelince onlar için bağışlama ve büyük ecir vardır.
Ali Bulaç = Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
Ali Fikri Yavuz = Doğrusu, (Allah’ın azabını henüz görmedikleri halde) gıyaben Rablerinden korkanlar (var ya), onlar için bir mağfiret ve büyük mükâfat (cennet) var.
Ali Ünal = Buna karşılık, Kendisini görmeden (duyu ve idrak sınırlarının ötesinde bulunan) Rabbilerine karşı kalbleri saygı ve ürpertiyle dolu olanlar ise, onlar için (sürprizlerle dolu) bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Bayraktar Bayraklı = Fakat, daha görmeden Rablerine saygı duyanlara gelince; onlar için gerçekten hem bağışlanma hem de büyük ödül vardır.
Bekir Sadak = Dogrusu, gorunmedigi halde Rablerinden korkanlara, onlara, bagislanma ve buyuk ecir vardir.
Celal Yıldırım = Şüphesiz ki, «Rabbından gıyabında saygı ile korkup eğilenler için bağışlanma ve büyük mükâfat vardır.
Cemal Külünkoğlu = Görmedikleri halde Allah'tan (Allah'ın azabından) korku ve ürperti duyanlar için hem bir bağışlanma ve hem de büyük bir ödül vardır.
Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu, görünmediği halde Rablerinden korkanlara, onlara, bağışlanma ve büyük ecir vardır.
Diyanet Vakfi = Fakat daha görmeden Rablerinden (azabından) korkanlara gelince, onlar için gerçekten hem bağışlanma hem de büyük mükâfat vardır.
Edip Yüksel = Kendi başlarına iken Rab'lerine saygı duyanlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü o rablarına gıyabda saygı besliyenler yok mu, muhakkak ki mağfiret ve büyük bir ecir onlar içindir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü O Rablerine görmeden saygı besleyenler var ya, muhakkak ki, bağışlanma ve büyük bir mükafat onlar içindir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Gültekin Onan = Gerçek şu ki, rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
Harun Yıldırım = Gerçek şu ki, Rablerinden gıyaben titreyerekkorkanlar, onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.
Hasan Basri Çantay = Filhakıyka, Rableri (nin azâb) ından gıyaben korkanlar (yok mu?) onlar için hem mağfiret var, hem büyük mükâfat.
Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki görmeden Rablerinden korkanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfât vardır.
İbni Kesir = Muhakkak ki gayb ile Rabblarından korkanlar, işte onlar için, mağfiret ve büyük mükafat vardır.
Kadri Çelik = Şüphesiz rablerinden O'nu görmedikleri halde içleri titreyerek korkanlar (var ya), onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
Muhammed Esed = (Buna karşılık,) kendi kavrayışlarının ötesinde olsa da Allah'tan korku ve ürperti duyanlar için bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Mustafa İslamoğlu = Beri yanda, Rablerine -O gaybi bir hakikat olmasına karşın- derin bir saygı duyanlara gelince: Onları tarifsiz bir bağış ve büyük bir ödül beklemektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Şüphe yok, o kimseler ki Rablerinden gıyaben korkarlar, onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfaat vardır.
Ömer Öngüt = Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar için mağfiret ve büyük mükâfat vardır.
Şaban Piriş = Görmediği halde Rab’lerinden korkup çekinen kimseler için de elbette bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Sadık Türkmen = Şüphesiz, gizlide Rablerine saygılı olanlar var ya; onlara bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Seyyid Kutub = Fakat görmeden Rablerinden korkanlar var ya, işte onlar için bağışlanma ve büyük mükafat vardır.
Suat Yıldırım = Fakat Rab’lerini görmedikleri halde, O’na karşı saygılı davrananlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Süleyman Ateş = Fakat gizlide Rablerine saygılı olanlara gelince, onlar için bağış(lama) ve büyük mükâfât vardır.
Tefhim-ul Kuran = Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek korkanlara gelince; onlar için bir mağfiret (bağışlanma) ve büyük bir ecir vardır.
Ümit Şimşek = Görmedikleri halde Rablerinden korkanlara gelince, onlar için bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Görmedikleri halde Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki onlar, gaybda Rab’lerine huşû duyarlar. Onlar için mağfiret ve büyük ecir vardır.
İlyas Yorulmaz = Görmedikleri halde Rablerine saygı duyanlar için bağışlanma ve büyük karşılıklar var.