اللَّهُ الَّذِي سخَّرَ لَكُمُ الْبَحْرَ لِتَجْرِيَ الْفُلْكُ فِيهِ بِأَمْرِهِ وَلِتَبْتَغُوا مِن فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Allâhullezî sahhare lekumul bahre li tecriyel fulku fîhi bi emrihî ve li tehtegû min fadlihî ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).
allâhu | : Allah |
ellezî | : o ki |
sahhare | : musahhar kıldı, emre amade kıldı |
lekum | : sizin için, size |
el bahre | : deniz |
li tecriye | : akması için, yüzmesi için |
el fulku | : gemiler |
fî-hi | : onun içinde |
bi emri-hi | : onun emri ile |
ve li tebtegû | : ve istemeniz için |
min fadli-hi | : onun fazlından |
ve lealle-kum | : ve umulur ki siz |
teşkurûne | : şükredersiniz |
Diyanet İşleri = Allah, içinde gemilerin, emriyle akıp gitmesi, O’nun lütfunu aramanız ve şükretmeniz için denizi sizin hizmetinize verendir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Öyle bir Allah'tır ki üstünde gemi, emriyle kayıp gitsin ve siz de lûtfundan, ihsânından nasîbinizi arayıp elde edin de şükreyleyin diye râm etmiştir denizi size.
Abdullah Parlıyan = Denizi kendi kanunları doğrultusunda, faydalanmanız için sizin emrinize veren Allah'tır. Böylece gemiler, O'nun emriyle denizin üstünde yüzer giderler ve siz de O'nun lütfundan ihtiyaç duyduğunuz şeyleri, o denizden elde edersiniz ve şükredenlerden olursunuz.
Adem Uğur = Allah o (yüce) varlıktır ki, emri gereğince içinde gemilerin yüzmesi ve lütfedip verdiği rızkı aramanız için ve de şükredesiniz diye denizi size hazır hale getirmiştir.
Ahmed Hulusi = Allâh ki, O'nun lütfundan istemeniz ve şükretmeniz için, hükmü olarak (Sünnetullâh'ı gereği) gemilerin (beyinlerin yaşamı) akıp gitmesi için, denizi (ilimleri) size (şuur) hizmetle işlevlendirdi!
Ahmet Tekin = Allah, denizi, kurduğu düzen gereğince, faydalanmanız için emrine boyun eğdirendir. Denizde, Allah’ın koyduğu kuralların gereği gemiler, filolar seyreder. Allah’ın lütfundan rızık ve servet ararsınız, deniz ticareti yaparsınız. Ola ki, şükrünüze vesile olur.
Ahmet Varol = Allah, içinde emriyle gemilerin yürümesi ve O'nun lütfundan (rızık) aramanız için denizi sizin hizmetinize verendir. Umulur ki şükredersiniz.
Ali Bulaç = Allah; kendi emriyle gemiler akıp gitsin ve O'nun fazlından ararsınız diye, sizin için denize boyun eğdirdi. Umulur ki şükredersiniz.
Ali Fikri Yavuz = Allah O’dur ki, denizi sizin hizmetinize bağladı; Allah’ın emri ile hem denizde gemiler hareket etsin, hem de fazlından (rızık) arayasınız diye... Gerek ki şükredersiniz.
Ali Ünal = Allah’tır ki, denizi içinde iznine ve kanunlarına tâbi olarak gemiler akıp gitsin ve O’nun lütf u kereminden nasibinizi arayasınız diye emri altında sizin hizmetinize verdi; olur ki şükredersiniz.
Bayraktar Bayraklı = Denizi sizin hizmetinize sunan Allah'tır. Ta ki gemiler, O'nun buyruğu ile denizde akıp gitsin de siz bu sayede O'nun lütfundan payınızı arayasınız ve şükredesiniz.
Bekir Sadak = Emri geregince denizde yuzmek uzere gemileri, lutfedip verdigi rizki aramaniz icin denizi buyrugunuz altina veren Allah'tir, belki artik sukredersiniz.
Celal Yıldırım = O Allah ki, buyruğu gereği, gemiler yüzüp yol alsın; geniş lütuf, bol ihsanını arayasınız ve şükredesiniz diye denize başeğdirip emrinize vermiştir.
Cemal Külünkoğlu = Allah O'dur ki, hem gemiler akıp gitsin hem de (siz) lütfundan istekte bulunasınız ve şükredesiniz diye denizi istifadenize sunmuştur.
Diyanet İşleri (eski) = Emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri, lütfedip verdiği rızkı aramanız için denizi buyruğunuz altına veren Allah'tır, belki artık şükredersiniz.
Diyanet Vakfi = Allah o (yüce) varlıktır ki, emri gereğince içinde gemilerin yüzmesi ve lütfedip verdiği rızkı aramanız için ve de şükredesiniz diye denizi size hazır hale getirmiştir.
Edip Yüksel = Lütfundan payınızı aramanız ve şükretmeniz için gemileri emriyle sürmenize uygun olarak denizi buyruğunuz altına veren ALLAH'tır
Elmalılı Hamdi Yazır = Allah odur ki sizin için denizi musahhar kıldı, onda emri ile gemiler aksın diye, hem fadlından talebde bulunasınız diye ve gerek ki şükredesiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah o (yüce) zattır ki, sizin için denizi emre amade kıldı, emriyle orada gemiler seyredip gitsinler diye; bir de (O'nun) lütfundan isteyesiniz ve gerek ki şükredesiniz diye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah O (yüce) zâttır ki, emriyle içinde gemilerin seyretmesi, sizin de O'nun lütfundan rızık aramanız ve şükretmeniz için denizi emrinize vermiştir.
Gültekin Onan = Tanrı, kendi buyruğuyla gemiler akıp gitsin ve O'nun fazlından ararsınız diye sizin için denize boyun eğdirdi. Umulur ki şükredersiniz.
Harun Yıldırım = Allah; kendi emriyle akıp gitsin ve O’nun lütfundan ararsınız diye, sizin için denize boyun eğdirdi. Umulur ki şükredersiniz.
Hasan Basri Çantay = Allah, Emir (ve izn) iyle — içinde gemilerin akıb gitmesi için, fazl (-u kerem) inden (nasıyb) aramanız için — size denizi müsahhar etmiş olandır. Gerekdir ki şükredesiniz.
Hayrat Neşriyat = Allah, emri ile içinde gemilerin akıp gitmesi ve lütfundan (rızık) aramanız için denizi sizin emrinize verendir; tâ ki şükredesiniz.
İbni Kesir = Emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri ve lutfedip verdiği rızkı aramanız için denizi size boyun eğdiren Allah'tır. Umulur ki şükredersiniz.
Kadri Çelik = İçinde emri ile gemiler akıp gitsin, lütfünden nasiplerinizi arayasınız ve şükredesiniz diye Allah denizleri sizin hizmetinize vermiştir.
Muhammed Esed = Denizi (kendi kanunları doğrultusunda faydalanmanız için) sizin emrinize veren Allah'tır. Böylece gemiler O'nun emriyle denizin üstünde yüzebilsinler ve siz O'nun lütfundan (ihtiyaç duyduğunuz şeyleri) elde edebilesiniz ve şükredenlerden olasınız diye.
Mustafa İslamoğlu = O'nun kanunu sayesinde orada gemiler yol alabilsin diye, yine O'nun lutfundan payınıza düşeni elde edip de şükredebilesiniz diye denizi sizin için bir yasaya bağlayan Allah'tır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Allah o (Zât)dır ki, denizi size musahhar kıldı. O'nun emriyle o denizler içinde gemiler cereyan etsin diye ve O'nun fazlından talepte bulunasınız diye ve gerektir ki, şükredesiniz.
Ömer Öngüt = Allah, emriyle içinde gemilerin yüzmesi ve lütfundan (nasibinizi) aramanız için denizi size boyun eğdirendir. Umulur ki şükredersiniz.
Şaban Piriş = Emri gereğince, gemilerin, içinde yüzmesi ve lütfundan aramanız için denizi emrinize veren Allah’tır. Umulur ki şükredersiniz.
Sadık Türkmen = Emri (tabiat kanunları) gereğince gemilerin akıp gitmesi ve lütfundan aramanız için denizi size boyun eğdiren Allah’tır. Umulur ki, şükredersiniz!
Seyyid Kutub = Allah emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri, lütfedip verdiği rızkı aramanız için denizi buyruğunuz altına vermiştir. Belki artık şükredersiniz.
Suat Yıldırım = Allah o yüce Zattır ki, içinde emri ve izni ile gemiler akıp gitsin, lütfundan nasiplerinizi arayıp şükredesiniz diye denizleri hizmetinize vermiştir.
Süleyman Ateş = Allah'tır ki denizi size boyun eğdirdi, tâ ki gemiler buyruğuyla denizin içinde akıp gitsin de, siz bu sayede O'nun lutfundan payınızı arayasınız ve şükredesiniz.
Tefhim-ul Kuran = Allah; kendi emriyle onda gemiler akıp gitsin ve O'nun fazlından ararsınız diye, sizin için denize boyun eğdirdi. Umulur ki şükredersiniz.
Ümit Şimşek = O Allah ki, gemiler Onun koyduğu yasalara uygun şekilde akıp gitsin ve siz de Onun lütfundan nasibinizi arayıp şükredin diye, denizleri sizin hizmetinize verdi.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah size denizi boyun eğdirdi ki, içinde gemiler O'nun emriyle akıp gitsin, lütfundan istekte bulunasınız ve şükredebilesiniz.
İskender Ali Mihr = O Allah ki, içinde gemileri O’nun emriyle yüzdürmeniz için denizi size musahhar (emre amade) kıldı. Ve O’nun fazlından istemeniz için. Umulur ki, böylece siz şükredersiniz.
İlyas Yorulmaz = Emri ile denizlerde gemilerin akıp gitmesi ve O’nun lütfundan rızık aramanız için, denizleri sizin kullanımınıza veren Allah dır. Umulur ki şükredersiniz.