رَبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ إِنَّا مُؤْمِنُونَ
Rabbenekşif annel azâbe innâ mû’minûn(mû’minûne).
Diyanet İşleri = İnsanlar, “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” derler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Rabbimiz, bizden azâbı, gider, şüphe yok ki inandık biz.
Abdullah Parlıyan = İşte o zaman insanlar; Ey Rabbimiz! bizden azabı kaldır artık, biz inanıyoruz derler.
Adem Uğur = (İşte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).
Ahmed Hulusi = "Rabbimiz! Azap veren hâlden bizi çıkar; doğrusu biz iman edenleriz (artık)!"
Ahmet Tekin = O gün insanlar felâketi görünce:'Ey Rabbimiz, bu azâbı bizden kaldır. Artık biz iman ediyoruz.' derler.
Ahmet Varol = 'Rabbimiz! Üzerimizden azabı kaldır, çünkü biz artık iman edenleriz.'
Ali Bulaç = "Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp gider; çünkü biz (artık) iman edicileriz."
Ali Fikri Yavuz = (Onlar şöyle diyecekler): “- Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı kaldır; çünkü biz müminleriz.”
Ali Ünal = “Rabbimiz! Bu azabı üzerimizden kaldır, biz artık iman etmiş bulunuyoruz.”
Bayraktar Bayraklı = İnsanlar, “Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz” derler.
Bekir Sadak = Insanlar: «Rabbimiz! Bu azabi bizden kaldir; dogrusu artik biz inananlariz» derler.
Celal Yıldırım = Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır; çünkü elbette biz imân edenler olacağız.
Cemal Külünkoğlu = İnsanlar: “Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz” diyecekler.
Diyanet İşleri (eski) = İnsanlar: 'Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır; doğrusu artık biz inananlarız' derler.
Diyanet Vakfi = (İşte o zaman insanlar:) Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler).
Edip Yüksel = 'Rabbimiz, bizden bu azabı kaldır; biz inanıyoruz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Rabbenâ! bizden bu azâbı aç, çünkü biz mü'minleriz diyecekler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = «Ey Rabbimiz, bizden bu azabı aç; çünkü biz inanıyoruz.» diyecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O gün insanlar: «Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz» derler.
Gültekin Onan = "Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp gider çünkü biz (artık) inançlılarız."
Harun Yıldırım = “Rabbimiz, azabı üstümüzden açıpgider; çünkü biz iman edicileriz.”
Hasan Basri Çantay = «Ey Rabbimiz, bizden bu azâbı açıb kaldır. Çünkü biz îman edeceğiz».
Hayrat Neşriyat = (O zaman insanlar:) 'Rabbimiz! Bizden bu azâbı aç (kaldır); (artık) şübhesiz biz inanan kimseleriz' (derler).
İbni Kesir = Rabbımız; bu azabı bizden kaldır. Doğrusu biz, artık mü'minleriz.
Kadri Çelik = “Rabbimiz! Azabı üstümüzden açıp gider; çünkü biz (artık) iman edicileriz.”
Muhammed Esed = "Ey Rabbimiz, bizi azaptan uzak tut, çünkü biz (artık Sana) inanıyoruz!" (dedirten).
Mustafa İslamoğlu = Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, çünkü biz artık inanmış bulunuyoruz!"
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ey Rabbimiz! Bizden bu azabı açıver, şüphe yok ki, biz mü'minleriz,» diyeceklerdir.
Ömer Öngüt = "Rabbimiz! Bu azabı bizden kaldır, doğrusu biz artık iman ediyoruz. " (derler).
Şaban Piriş = -Rabbimiz, azabı bizden kaldır, biz iman eden kimseleriz.
Sadık Türkmen = “rabbimiz! Azabı bizden kaldır. Çünkü biz kesin inananlarız” (derler).
Seyyid Kutub = «Rabbimiz, bizden azabı kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz» derler.
Suat Yıldırım = İşte o zaman insanlar: "Ey ulu Rabbimiz, bizden bu azabı kaldır, çünkü artık iman ediyoruz!" derler.
Süleyman Ateş = "Rabbimiz, bizden azâbı kaldır, çünkü biz artık inanıyoruz" derler.
Tefhim-ul Kuran = «Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp gider; çünkü biz (artık) iman edicileriz.»
Ümit Şimşek = 'Rabbimiz, bizden azabı kaldır; iman edeceğiz' derler.
Yaşar Nuri Öztürk = "Ey Rabbimiz, kaldır bizden bu azabı. Biz gerçekten müminleriz."
İskender Ali Mihr = Rabbimiz, azabı bizden kaldır. Muhakkak ki biz, mü’minleriz.
İlyas Yorulmaz = İnsanlar “Ey Rabbimiz! Azabı bizden kaldır, biz inananlardanız” derler.