ضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الذِّلَّةُ أَيْنَ مَا ثُقِفُواْ إِلاَّ بِحَبْلٍ مِّنْ اللّهِ وَحَبْلٍ مِّنَ النَّاسِ وَبَآؤُوا بِغَضَبٍ مِّنَ اللّهِ وَضُرِبَتْ عَلَيْهِمُ الْمَسْكَنَةُ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَانُواْ يَكْفُرُونَ بِآيَاتِ اللّهِ وَيَقْتُلُونَ الأَنبِيَاء بِغَيْرِ حَقٍّ ذَلِكَ بِمَا عَصَوا وَّكَانُواْ يَعْتَدُونَ
Duribet aleyhimuz zilletu eyne mâ sukıfû illâ bi hablin minallâhi ve hablin minen nâsi ve bâû bi gadabin minallâhi ve duribet aleyhimul meskeneh(meskenetu), zâlike bi ennehum kânû yekfurûne bi âyâtillâhi ve yaktulûnel enbiyâe bi gayri hakk(hakkın), zâlike bimâ asav ve kânû ya’tedûn(ya’tedûne).
duribet | : vuruldu |
aleyhim | : onların üzerine |
ez zilletu | : zillet |
eyne mâ | : nerede olursa |
sukıfû | : bulunurlar |
illâ | : ...’den başka, hariç |
bi hablin min allâhi | : Allah’tan bir ip |
ve hablin | : ve bir ip |
min en nâsi | : insanlardan |
ve bâû | : ve uğradılar |
bi gadabin | : gazaba |
min allâhi | : Allah’tan |
ve duribet | : ve vuruldu |
aleyhim | : onların üzerine |
el meskenetu | : miskinlik |
zâlike | : bu |
bi enne-hum | : onların ... olmaları |
kânû | : oldular |
yekfurûne | : inkâr ediyorlar |
bi âyâti allâhi | : Allah’ın âyetlerini |
ve yaktulûne | : ve öldürüyorlar |
el enbiyâe | : peygamberler |
bi gayri hakkın | : haksız yere |
zâlike bimâ | : işte bu ... sebebiyle |
asav | : isyan ettiler |
ve kânû | : ve oldular |
ya’tedûne | : aşırı gidiyorlar, haddi aşıyorlar |
Diyanet İşleri = Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ve (mü’min) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplamıştır. Onlar Allah’ın gazabına uğradılar ve yoksulluk onları kapladı. Bunun sebebi onların; Allah’ın âyetlerini inkâr ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise, isyan etmekte ve (Allah’ın koyduğu) sınırları çiğnemekte oluşları idi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Nerede bulunurlarsa bulunsunlar, aşağılık bir hâle getirilmiştir onlar; ancak Allah'ın ipine ve insanların yapıştıkları ipe yapışanlar müstesna. Allah'ın gazabına uğradılar ve üstlerine miskinlik çullandı. Bu da Allah'ın delillerini inkâr ettikleri ve haksız yere peygamberleri öldürdükleri için, bu da isyan ettikleri ve hadlerini aştıkları için.
Abdullah Parlıyan = O Yahudiler Allah'a karşı verdikleri sözde, yani Kur'ân'a ve İslâm'a dönmek suretiyle insanlara karşı verdikleri sözde veya insanlara karşı “Allah'ın seçkin milleti” fikrinden vazgeçmedikleri sürece, nereye sokulmuşlarsa Allah'la olan ilişkileriyle insanlarla olan ilişkilerinde ayrı yol takip ettiklerinden dolayı daima alçalmışlardır. Çünkü Allah'ın gazabına uğramış ve aşağılanmaya mahkum olmuşlardır. İşte böylece başlarına bu tür belalar geldi. Çünkü onlar: Allah'ın mesajlarını inkâr ediyorlar, peygamberleri öldürmek gibi bir haksızlığı işliyorlardı. Yine tüm bunlar, bu toplumun azgın ve aşırı gitmesinden dolayı idi.
Adem Uğur = Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.
Ahmed Hulusi = Onlar nerede bulunsalar, üzerlerine zillet (aşağılanma) hükmü vurulmuştur; Allâh'tan bir gazaba uğradılar ve aşağılanarak yaşamaya mahkûm oldular. . . Allâh'tan bir ipe ('Rabbimiz sensin' ahdine, yani hakikatlerinin Esmâ mertebesinden oluştuğuna) ve insanlardan bir ipe (bu imana sahip birine tâbi olma) sarılmışlar müstesna! Zira Allâh'ın işaretlerindeki varlığını (Esmâ'sının açığa çıkışı olan işaretleri) inkâr ediyorlardı ve Nebileri, Hakk'ın muradına karşı (nefsaniyetlerine uyarak) öldürüyorlardı. İşte bu onların isyanları, haddi aşmaları sebebiyledir.
Ahmet Tekin = Yahudiler, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’a ve insanlara taahhütlerine sadâkatle bağlanmadıkça, Allah’ın ahdine, zımmîlik statüsüne, insanların, müslümanların himayesine sığınmadıkça aşağılanma, onlara alınyazısı haline getirildi. Allah’ın hışmına, gazabına uğramışlardır. Ülkelerinden ve kavimlerinden uzakta yaşama da onlara alınyazısı haline getirildi. Bütün bunlar Tevrat ve Kur’ân’daki Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, haklı bir sebep ortada yokken peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. İsyan etmeleri, haddi aşmayı alışkanlık haline getirmeleri sebebiyledir.
Ahmet Varol = Onlardan, Allah'ın ipine sarılanlar ve insanların ipine yapışanlar [16] dışında kalanlara nerede bulunurlarsa bulunsunlar alçaklık damgası vurulmuştur. Onlar Allah'ın gazabını haketmişlerdir ve kendilerine miskinlik damgası da vurulmuştur. Onlar bunu Allah'ın ayetlerini inkâr ettikleri ve haksız yere peygamberleri öldürdükleri için hak ettiler. Karşı geldikleri ve taşkınlık ettikleri için bunu hak ettiler.
Ali Bulaç = Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Allah'ın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zillet (zorluk damgası) vurulmuştur. Onlar, Allah'tan bir gazaba uğradılar da üzerlerine aşağılanma (damgası) vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri nedeniyledir. (Yine) Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları dolayısıyladır.
Ali Fikri Yavuz = Onlar (Yahudî’ler) nerede bulunurlarsa boyunlarına zillet ve horluk takılmıştır. Meğer ki cizye vermek sureti ile Allah’ın ve müminlerin barış ve emniyeti altına girmiş olsunlar. Onlar dönüp Allah’ın gazâbına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi şu: Çünkü onlar, Allah’ın âyetlerini inkâr etmişler, peygamberleri haksız yere öldürmüşlerdi; çünkü onlar, isyan etmişler ve aşırı gitmişlerdi.
Ali Ünal = Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar üzerlerine zillet damgası vurulmuştur; ancak Allah’tan gelen bir ipe ve insanlar tarafından uzatılan bir ipe (desteğe ve koruma altına almaya) tutunmaları hali müstesna; ayrıca Allah’tan (müthiş) bir gazaba (cezaya) uğradılar ve meskenet altında ezilmeye mahkûm oldular. Çünkü Allah’ın âyetlerini inkâr edip duruyor ve hakhukuk gözetmeksizin peygamberleri öldürüyorlardı. Çünkü artık asi olmuşlardı ve haddi aşıp duruyorlardı.
Bayraktar Bayraklı = Onlar Allah'a ve insanlara karşı taahhütlerine bağlanmadıkları sürece, nerede bulunurlarsa bulunsunlar zillete düçar olurlar; çünkü Allah'ın gazabına uğramış ve aşağılanmaya mahkûm edilmişlerdir. Bütün bunlar başlarına geldi; çünkü Allah'ın âyetlerini inkâr etmekte ve peygamberleri haksız yere öldürmekte ısrar ettiler. Bütün bunlar gerçekleşti; çünkü Allah'a isyanda bulundular ve hakkın sınırlarını inatla ihlal ettiler.
Bekir Sadak = Nerede bulunsalar Allah'in ve inanan insanlarin himayesinde olanlar mustesna onlara alcaklik damgasi vurulmustur. Allah'tan bir gazaba ugradilar, onlara asagilik damgasi vuruldu. Bu, Allah'in ayetlerini inkar etmeleri ve haksiz yere peygamberleri oldurmelerindendir. Bu, karsi gelmeleri ve taskinlik yapmalarindandir.
Celal Yıldırım = Nerede bulunsalar üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. —Allah'ın ve inanan insanların ahdine sığınmış olanlar müstesna— Allah'tan gelen bir gazaba uğradılar; üzerlerine meskenet damgası vuruldu. Sebebine gelince : Onlar Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar; haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Onların bu tutumu (Allah'a) isyan etmelerinden ve (ilâhî) sınırları aşıp aşırı gitmelerindendi.
Cemal Külünkoğlu = Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ve (inanan) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplayacaktır. Onlar Allah'ın gazabına uğradılar, (yaptıkları yüzünden) alınlarına perişanlık damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri ve sebepsiz yere peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. Çünkü onlar Allah‘a başkaldırmış ve ölçüleri çiğnemişlerdir.
Diyanet İşleri (eski) = Nerede bulunsalar Allah'ın ve inanan insanların himayesinde olanlar müstesna onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır.
Diyanet Vakfi = Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.
Edip Yüksel = Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ve (inanan) insanların güvencesine sığınmadıkça kendilerini zillet kaplayacaktır. Onlar Allah'ın gazabına uğradılar, (yaptıkları yüzünden) alınlarına perişanlık damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri ve sebepsiz yere peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. Çünkü onlar Allah‘a başkaldırmış ve ölçüleri çiğnemişlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Nerede bulunsalar Allah'ın ve inanan insanların himayesinde olanlar müstesna onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğradılar, onlara aşağılık damgası vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Nerede bulunurlarsa bulunsunlar -ALLAH'ın ipine, ya da insanların ipine (sözleşmesine) sığınanlar hariç- horlandılar. ALLAH'ın gazabını hakkettiler ve yoksulluğa mahkum edildiler. Zira onlar, ALLAH'ın ayetlerini inkar ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyorlardı. Tüm bunlar, karşı gelmeleri ve sınırı aşmalarının bir sonucu idi.
Gültekin Onan = Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Tanrı'nın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zillet (zorluk damgası) vurulmuştur. Onlar, Tanrı'dan bir gazaba uğradılar da üzerlerine aşağılanma (damgası) vuruldu. Bu, Tanrı'nın ayetlerine küfretmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri nedeniyledir. (Yine) Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları dolayısıyladır.
Harun Yıldırım = Allah’ın ipine veya insanların ipine (bağlanmaları) müstesna her nerede bulunsalar da onlara zillet vurulmuştur. Ayrıca Allah’tan bir gazaba uğradılar. Üzerlerine de yoksulluk vuruldu. İşte bu onların Allah’ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere nebilerini öldürmeleri nedeniyledir. İşte bu isyan etmelerinden ve haddi aşmalarından dolayı idi.
Hasan Basri Çantay = Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar üzerlerine zillet (damgası) vurulmuşdur (kurtulamazlar) Meğer ki Allahın ipine ve insanların (mü'minlerin) ahdine (sığınmış) olsunlar. Onlar döne dolaşa Allahın hışmına uğradılar. Üzerlerine de bir miskinlik vuruldu. Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar Allahın âyetlerini inkâr ile kâfir olmuşlar, peygamberleri haksız yere öldürmüşlerdi. (Biz de) şudur: Çünkü onlar isyan etmişler ve aşırı gitmişlerdi.
Hayrat Neşriyat = Nerede bulunsalar, (cizye vermek şartıyla) Allah’ın ahdi ve insanların(mü’minlerin) ahdi ile (sığınmış olmaları) müstesnâ, üzerlerine aşağılık (damgası)vurulmuştur; Hem Allah’ın gazabına uğradılar ve üzerlerine meskenet (yoksulluk damgası)vuruldu! Bu, şübhesiz onların, Allah’ın âyetlerini inkâr etmekte ve haksız yere peygamberleri öldürmekte olmaları sebebiyledir. (Ve yine) bu, (onların) isyân etmeleri ve haddi aşmakta olduklarından dolayıdır.
İbni Kesir = Nerede bulunurlarsa bulunsunlar; üzerlerine zillet vurulmuştur. Allah'ın ve mü'minlerin ahdine sığınmış olanlar müstesna. Allah'ın hışmına uğradılar. Üzelerine de miskinlik vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, onların isyan etmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır.
Kadri Çelik = Nerede bulunsalar, Allah'ın ipine (İslam zimmetine) ve insanların ipine (emanına) sığınanlar müstesna, onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir gazaba uğramışlardır ve onlara miskinlik damgası vurulmuştur. Bu, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerindendir. Bu, karşı gelmeleri ve taşkınlık yapmalarındandır.
Muhammed Esed = Onlar, Allah'a ve insanlara karşı taahhütlerine (sadakatle) bağlanmadıkları sürece, nerede bulunurlarsa bulunsunlar zillete duçar olurlar; çünkü Allah'ın gazabına uğramış ve aşağılanmaya mahkum edilmişlerdir. Bütün bunlar (başlarına geldi,) çünkü Allah'ın mesajlarını inkarda ve peygamberleri haksız yere öldürmekte ısrar ettiler; bütün bunlar (vaki oldu), çünkü (Allah'a) isyanda bulundular ve hakkın sınırlarını inatla ihlal ettiler.
Mustafa İslamoğlu = Onlar Allah'a ve insanlığa karşı taahhütlerine yapışmadıkları sürece, nerede olurlarsa olsunlar zillete mahkumdurlar. Zira Allah'ın gazabına uğramış, üzerlerine zillet ve miskinlik damgası vurulmuştur. Bütün bunların nedeni, Allah'ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleridir. Bunlarsa, isyankar olmaları ve ısrarla taşkınlıkta bulunmaları yüzündendir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onların üzerlerine nerede bulunurlarsa bulunsunlar zillet (damgası) vurulmuştur. Meğer ki, Allah Teâlâ'dan bir ahde ve nâstan bir ahde sarılsınlar. Ve Allah Teâlâ'dan bir gazaba uğradılar ve onların üzerine meskenet de vuruldu. Bu da onların âyât-ı ilâhîyyeye küfretmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri sebebiyledir. Çünkü âsi olmuşlar ve haddi tecavüz eylemekte bulunmuşlardı.
Ömer Öngüt = Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, zillet altında kalmaya mahkûmdurlar. Meğer ki Allah'ın ahdine ve insanların ahdine sığınmış olsunlar. Onlar Allah'tan bir gazaba uğramışlardır ve üzerlerine miskinlik (damgası) vurulmuştur. Çünkü onlar Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberlerini öldürüyorlardı. Bu, onların isyan etmelerinden ve haddi aşmalarındandır.
Şaban Piriş = Onlara, Allah’a ve insanlara karşı taahhütlerine bağlanmadıkları sürece nerede olurlarsa olsunlar bir zillet damgası vurulmuştur. Ayrıca Allah’ın gazabına uğradılar da miskinliğe mahkum edildiler. Bu, onların Allah’ın ayetlerini inkar etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri sebebiyle idi. Bu, onların isyan etmeleri ve haddi aşmaları yüzünden idi.
Sadık Türkmen = Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah’ın ve (mümin) insanların güvencesine sığınmadıkça, kendilerini zillet kaplamıştır. Onlar Allah’ın gazabına uğradılar ve ihtiras onları kapladı. Bunun sebebi onların; Allah’ın ayetlerini inkâr ediyor ve peygamberleri haksız yere öldürüyor olmaları idi. Bütün bunların sebebi ise isyan etmekte ve (Allah’ın koyduğu) sınırları çiğnemekte oluşları idi.
Seyyid Kutub = Nerede olsalar, onlara aşağılık damgası vurulmuştur. Yalnız, Allah'ın ipine ve insanlar ile yaptıkları antlaşmalara bağlı kalanlar müstesna. Onlar Allah'ın gazabına uğradılar, alınlarına perişanlık damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri ve sebepsiz yere peygamberleri öldürmeleri yüzündendir. Çünkü onlar Allah 'a başkaldırmış ve ölçüleri çiğnemişlerdir.
Suat Yıldırım = Allah’tan gelmiş olan bir ipe ve insanlar tarafından uzatılan bir ipe (sisteme) tutunmaları müstesna, onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine zillet damgası vurulmuştur. Allah’ın gazabına uğramış, meskenete mahkûm edilmişlerdir. Bu, onların Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmeleri sebebiyle olmuştur. Çünkü âsi olmuşlar ve haddi aşmışlardır.
Süleyman Ateş = Nerede olsalar, onlara alçaklık (damgası) vurulmuştur (ezilmeğe mahkûmdurlar). Meğer ki Allâh'ın ahdine ve (inanan) insanların ahdine sığınmış olsunlar. Allâh'ın gazabına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu (yoksulluk içinde ezildiler). Böyle oldu, çünkü onlar Allâh'ın âyetlerini inkâr ediyorlar, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı ve çünkü isyân etmişlerdi, haddi aşıyorlardı.
Tefhim-ul Kuran = Her nerede bulunurlarsa bulunsunlar -Allah'ın ipine ve insanların ipine (ahdine) sığınanlar başka- onlara zilet (horluk damgası) vurulmuştur. Onlar, Allah'tan bir gazaba uğradılar da üzerlerine aşağılanma (damgası) vuruldu. Bu, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleri nedeniyledir. (Yine) Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları dolayısıyladır.
Ümit Şimşek = Onlara, nerede olurlarsa olsunlar bir aşağılanma damgası vurulmuştur-ancak Allah'tan bir ahitle veya insanlardan ahitle bundan kurtulabilirler. Onlar Allah'ın gazabına uğramış ve sefalete mahkûm olmuşlardır. Bunun sebebi de Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmeleridir. Zira isyan etmişler ve haddi aşmışlardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah'tan bir ipe ve insanlardan bir ipe tutunmaları dışında, nerede bulunsalar üzerlerine zillet damgası vurulur. Allah'ın hışmına uğramışlardır. Üzerlerine miskinlik damgası vurulmuştur. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah'ın ayetlerine küfrediyor, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı; isyan etmişlerdi, zulüm ve azgınlık sergiliyorlardı.
İskender Ali Mihr = Onların üzerlerine, nerede olurlarsa olsunlar zillet (alçaklık) damgası vuruldu. Ancak Allah’ın ipine (Sıratı Mustakîm’e) ve insanlardan bir ipe (Allah’a ulaştıracak olan mürşide) tutunanlar (ulaşanlar) hariç. (Onlar) Allah’tan bir gazaba uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bu, onların Allah’ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve peygamberleri haksız yere öldürmüş olmaları sebebiyledir. İşte bu, onların (Allah’a) isyan etmelerinden ve haddi aşmış olmalarındandır.
İlyas Yorulmaz = Onlar (ehli kitap) üzerine aşağılanma damgası vuruldu. Her nerede yakalansalar, onlar için Allah ve insanlar tarafından (yaptıklarından dolayı) aşağılanma ile karşılanmaları vardır. Allah dan bir gazap satın almışlar ve fakirlik ve yoksulluk damgasını yemişlerdir. Uğradıkları bu cezanın sebebi, Allah’ın ayetlerini inkar etmeleri ve kendilerine gönderilen peygamberleri haksız yere öldürmelerinden dolayıdır. Böylece isyan etmişler ve haddi aşmışlardır.