لَقَدْ كَانَ فِي قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِّأُوْلِي الأَلْبَابِ مَا كَانَ حَدِيثًا يُفْتَرَى وَلَكِن تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ كُلَّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
Lekad kâne fî kasasıhim ibratun li ulîl elbâb(elbâbi), mâ kâne hadîsen yufterâ ve lâkin tasdîkallezî beyne yedeyhi ve tafsîle kulli şey’in ve huden ve rahmeten li kavmin yu’minûn(yu’minûne).
lekad | : andolsun ki |
kâne | : oldu |
fî kasası-him | : onların kıssalarında vardır |
ibratun | : bir ibret |
li ulîl elbâbi (lî ulî elbâbi) | : ulûl’elbab için, sır (lübb) sahipleri için |
mâ kâne | : değildir, olmadı |
hadîsen | : bir söz |
yufterâ | : uydurulur |
ve lâkin | : ve lâkin, fakat |
tasdîka | : tasdik eder |
ellezî beyne | : arasında olan |
yedey-hi | : onun elleri |
ve tafsîle | : ayrı ayrı açıklar |
kulli şey’in | : herşey |
ve huden | : ve hidayet, hidayet edici olarak |
ve rahmeten | : ve rahmet, rahmet olarak |
li kavmin | : kavim için |
yu’minûne(kavmin yu’minûne) | : mü’min olan |
Diyanet İşleri = Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi ayrı ayrı açıklayan ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Andolsun ki onların hikâyelerinde akıl ve dirâyet sâhiplerine ibretler var. Uydurulmuş bir söz değil, önceki kitapları gerçekleyen ve her şeyi bildiren bir söz bu ve inanan topluluğa da hidâyet ve rahmet.
Abdullah Parlıyan = Andolsun, geçmiş peygamberler ve onların ümmetlerinin kıssalarında, kendilerine kavrayış yeteneği verilmiş kimseler için mutlaka çıkarılacak bir ders vardır. Bu Kur'ân, hiçbir şekilde insanlar tarafından uydurulmuş bir söz olamaz. Tersine o kendisinden önceki vahiylerden doğru ve gerçek adına ne kalmışsa, onları doğrulayan ve inanmak isteyen insanlara, herşeyi açık seçik biçimde dile getiren bir rahmet ve klavuzdur.
Adem Uğur = Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki, onların yaşam hikâyelerinde derinliğine düşünen akıl sahipleri için bir ibret vardır! O (Kur'ân) (beşer tarafından) uydurulan bir söz değildir. . . Fakat öncekilerden önüne gelen orijin bilgiyi tasdik eden; her şeyi tafsilâtlı anlatan ve iman eden bir topluluk için de hüda (hakikat bilgisi) ve rahmet (nefsinin hakikatini bilip gereğince yaşamak) olandır.
Ahmet Tekin = Andolsun, onların, geçmiş peygamberler ve ümmetlerin kıssalarında akıl ve vicdan sahipleri için, pek çok ibretler vardır. Kur’ân uydurularak derlenmiş sözler değildir.Bir kısım insanlar bu hakikati kabul etmeseler de, vahyine muhatap olan önündeki zatın, Peygamber Muhammedin tebliğinin, sözlerinin samimiliğini, doğruluğunu tasdik eden, her şeyi, ayrıntılarıyla açıklayan, iman eden bir kavme hidayet rehberi ve rahmet olan bir kitaptır.
Ahmet Varol = Şüphesiz onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. (Bu Kur'an) uyduralacak bir söz değildir. Ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin açıklaması ve iman eden topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Ali Bulaç = Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Ali Fikri Yavuz = Onların kıssalarında akıl sahipleri için bir ibret vardır. Bu Kur'ân ise uydurulabilecek bir söz değildir. O kendisinden öncekileri doğrular ve herşeyi iyice açıklar; iman eden bir topluluk için de bir hidayet ve bir rahmettir.
Ali Ünal = Bütün o rasûllerin kıssalarında gerçek akıl ve idrak sahipleri için üzerinde durulup düşünülmesi gereken bir ibret vardır. Bilin ki Kur’ân, uydurulmuş bir söz değildir. O, kendinden önce gönderilmiş bulunan (İlâhî) kitapları (aslî halleri, halâ ihtiva ettikleri gerçekler ve İlâhî kaynakları itibariyle) tasdik eder (ve esasen onlar da Kur’ân’a delildir). Ayrıca o, açıklanması gereken her şeyi açıklar ve imana, imanda derinleşmeye açık kimseler için de baştan sona bir hidayet kaynağı ve çok büyük bir rahmettir.
Bayraktar Bayraklı = Andolsun, onların olgularında akıl sahipleri için pek çok ders vardır. Kur'ân, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat Kur'ân, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan; iman eden toplum için bir rahmet ve bir rehberdir.[228]
Bekir Sadak = And olsun ki, peygamberlerin kissalarinda, akli olanlar icin ibretler vardir. Kuran uydurulabilen bir soz degildir. Fakat kendinden onceki Kitablari tasdik eden, inanan millete her seyi aciklayan, dogru yolu gosteren bir rehber ve rahmettir. *
Celal Yıldırım = Şanıma and olsun ki, peygamberlerin kıssalarında sağduyu sahipleri için ibret (ve öğüt)ler vardır. Bu (Kur'ân) uydurulmuş bir söz değildir. Önündeki (kitapları) doğrulayan ; imân eden bir millet için her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren hidâyet ve rahmettir.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için çıkarılacak bir ders vardır. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden önceki (İlahi kitapların asıllarını) doğrulayan, her şeyi açıklayan (bir kitaptır) ve inanan bir toplum için de bir yol gösterici ve bir rahmettir.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, peygamberlerin kıssalarında, aklı olanlar için ibretler vardır. Kuran uydurulabilen bir söz değildir. Fakat kendinden önceki Kitapları tasdik eden, inanan millete her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir.
Diyanet Vakfi = Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır. (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir.
Edip Yüksel = Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin detaylı açıklaması ve inananlar için bir hidayet ve Rahmettir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hakikat onların kıssalarında ülül'elbab için bir ıbret vardır, bu uydurulur bir söz değil ve lâkin önündekinin tasdiki ve her şeyin tafsıli ve iyman edecek bir kavm için bir hidayet bir rahmettir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Gerçekten onların kıssalarında akıllılar için bir ibret vardır! Bu Ku'ran uydurulur bir söz değil, ancak kendi önündekinin tasdiki, herşeyin açıklayıcısı ve iman edecek topluluk için bir hidayet, bir rahmettir!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.
Gültekin Onan = Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kuran) Düzüp uydurulacak bir söz değildir. Ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve inanacak bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Harun Yıldırım = Andolsun, onların kıssalarında olgun akıl sahipleri için ibretler vardır. O, düzüp uydurulan bir söz değildir, ancak kendinden öncekileri doğrulayıcı, her şeyin açıklayıcısı, iman edecek bir topluluk için de bir hidayet ve rahmettir.
Hasan Basri Çantay = Andolsun, onların kıssalarını açıklamada salim akıl saahibleri için birer ibret vardır. (Bu Kur'an) uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden evvel (inen kitabların) tasdıyk), (dîne âid) her şey'in tafsilidir, îman edecekler zümresi için de bir hidâyet ve rahmetdir o.
Hayrat Neşriyat = Muhakkak ki onların kıssalarında, (selîm) akıl sâhibleri için bir ibret vardır. (Bu Kur’ân,) uydurulacak bir söz değildir; fakat kendinden önce gelen (kitab)ların tasdîki, herşeyin açıklaması ve îmân edecek bir topluluk için bir hidâyet ve bir rahmettir.
İbni Kesir = Andolsun ki; onların kıssalarında aklı olanlar için ibretler vardır. Bu, uydurulabilecek bir söz değildir. O; sadece kendinden önceki kitabların tasdiki, her şeyin tafsilidir. İnananlar topluluğu için de hidayet ve rahmettir.
Kadri Çelik = Andolsun ki, onların yaşam hikâyelerinde derinliğine düşünen akıl sahipleri için bir ibret vardır! O (Kur'ân) (beşer tarafından) uydurulan bir söz değildir. . . Fakat öncekilerden önüne gelen orijin bilgiyi tasdik eden; her şeyi tafsilâtlı anlatan ve iman eden bir topluluk için de hüda (hakikat bilgisi) ve rahmet (nefsinin hakikatini bilip gereğince yaşamak) olandır.
Muhammed Esed = Andolsun, onların, geçmiş peygamberler ve ümmetlerin kıssalarında akıl ve vicdan sahipleri için, pek çok ibretler vardır. Kur’ân uydurularak derlenmiş sözler değildir.Bir kısım insanlar bu hakikati kabul etmeseler de, vahyine muhatap olan önündeki zatın, Peygamber Muhammedin tebliğinin, sözlerinin samimiliğini, doğruluğunu tasdik eden, her şeyi, ayrıntılarıyla açıklayan, iman eden bir kavme hidayet rehberi ve rahmet olan bir kitaptır.
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu onların kıssalarında, derin kavrayış sahiplerinin alacağı bir hayli ibret vardır. (Vahye gelince:) o asla uydurulmuş bir söz değildir. Aksine önceki (vahiylerden) kendisine ulaşan hakikatleri doğrulayan ve her şeyi(n dayanacağı temelleri) açık seçik ortaya koyan ve yürekten inanan bir toplum için bir kılavuz ve bir rahmet olan (hitaptır).
Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak ki, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için bir ibret vardır. (Kur'an) uydurulacak bir söz değildir, velâkin kendisinden evvelkini tasdiktir. Ve herşeyin mufassalan beyanıdır ve imân edecek olan bir kavim için bir hidâyettir ve bir rahmetir.
Ömer Öngüt = Andolsun ki peygamberlerin kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. Bu (Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir. Ancak kendinden önce gelen kitapları tasdik eden, inanan bir kavme her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir hidayet ve bir rahmettir.
Şaban Piriş = Andolsun ki, peygamberlerin kıssalarında, sağduyu sahipleri için ibretler vardır. Bu, uydurma bir söz değildir. Kendinden önceki Kitabları tasdik eden, iman eden bir toplum için her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir.
Sadık Türkmen = Elbette onların yaşanmış hayatlarında/kıssalarında, akıl sahipleri için bir ibret vardır. (Vahye gelince) bu, uydurulmuş bir söz değildir. Ancak o (Kur’an); kendinden önceki kitapları tasdik eden/onaylayan, (insanın ihtiyaç duyabileceği) herşeyin açıklaması ve inanan bir toplum için de bir rehber ve bir iyiliktir.
Seyyid Kutub = Sağduyuluların, peygamberlere ilişkin hikâyelerden alacakları ibret dersleri vardır. Bu Kur'an bir düzmece sözler dizisi değildir. Tersine O, kendisinden önceki kutsal kitapları onaylayan, her şeyi ayrıntılı biçimde anlatan, mü'minler için doğru yol kılavuzu ve rahmet olan gerçek bir ilahi kitaptır.
Suat Yıldırım = And olsun ki, peygamberlerin kissalarinda, akli olanlar icin ibretler vardir. Kuran uydurulabilen bir soz degildir. Fakat kendinden onceki Kitablari tasdik eden, inanan millete her seyi aciklayan, dogru yolu gosteren bir rehber ve rahmettir. *
Süleyman Ateş = Elbette onların hikâyelerinde akıl sâhipleri için ibret vardır. Bu (Kur'ân), uydurulacak bir söz değildir; ancak kendinden önceki(Hak Kitabı)nın doğrulanması, her şeyin açıklaması; inananlar için bir kılavuz ve rahmettir.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Ümit Şimşek = Onların kıssalarında akıl sahipleri için bir ibret vardır. Bu Kur'ân ise uydurulabilecek bir söz değildir. O kendisinden öncekileri doğrular ve herşeyi iyice açıklar; iman eden bir topluluk için de bir hidayet ve bir rahmettir.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.
İskender Ali Mihr = Andolsun ki; onların kıssalarında ulûl’ elbab için (sır sahipleri için) bir ibret vardır. Uydurulan bir söz değildir ve lâkin onların ellerindekini tasdik eder ve herşeyi ayrı ayrı açıklar. Mü’min kavim için bir hidayet ve rahmettir.
İlyas Yorulmaz = Onların anlatılan hikâyelerinde, akıl sahipleri için ibretler var. Bu anlatılanlar uydurulmuş sözler değil, tam tersine, inanan bir toplum için, kendinden önce indirilmiş olanları doğrulayan, her şeyi ayrıntılarıyla anlatan, doğru yolu gösteren ve onlar için bir rahmettir.