إِذْ يُغَشِّيكُمُ النُّعَاسَ أَمَنَةً مِّنْهُ وَيُنَزِّلُ عَلَيْكُم مِّن السَّمَاء مَاء لِّيُطَهِّرَكُم بِهِ وَيُذْهِبَ عَنكُمْ رِجْزَ الشَّيْطَانِ وَلِيَرْبِطَ عَلَى قُلُوبِكُمْ وَيُثَبِّتَ بِهِ الأَقْدَامَ
İz yugaşşîkumun nuâse emeneten minhu ve yunezzilu aleykum mines semâi mâen li yutahhirakum bihî ve yuzhibe ankum riczeş şeytâni ve li yarbıta alâ kulûbikum ve yusebbite bihil akdâm(akdâme).
iz | : idi, olmuştu, olduğu zaman |
yugaşşî-kum | : sizi bürüyor, kaplıyor |
en nuâse | : uyuklama hali |
emeneten | : emin olarak |
min-hu | : ondan, onun tarafından |
ve yunezzilu | : ve indiriyor |
aley-kum | : size, sizin üzerinize |
min es semâi | : semadan |
mâen | : su |
li yutahhira-kum | : sizi temizlemek için, sizin temizlenmeniz için |
bi-hi | : onunla |
ve yuzhibe | : ve giderir |
an-kum | : sizden |
ricze eş şeytâni | : şeytanın murdarlığı, vesvesesi |
ve li yarbıta alâ | : ve rabt etmek, bağlamak için |
kulûbi-kum | : kalpleriniz |
ve yusebbite | : ve sabit kılar, sağlamlaştırır, sebat ettirir |
bi-hi | : onunla |
el akdâme | : ayaklar |
Diyanet İşleri = Hani (Allah) kendi tarafından bir güvenlik olarak sizi hafif bir uykuya daldırıyor; sizi temizlemek, sizden şeytanın vesvesesini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu.
Abdulbaki Gölpınarlı = Hani bir emniyet vermek için sizi hafif bir uykuya daldırmıştı ve sizi arıtmak, sizden Şeytan'ın pisliğini gidermek, yüreklerinizi sağlamlaştırmak ve ayaklarınızı pekiştirip metânetinizi arttırmak için de gökten bir yağmur yağdırmıştı.
Abdullah Parlıyan = O vakit Allah sizi, kendisinden bir eminlik olmak üzere, hafif bir uykuya daldırmıştı. Sizi, kullanacağınız o su ile tertemiz yapmak, şeytanın içinize attığı kötü düşünce pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi iyice hakka bağlamak ve ayaklarınızı kaydırmayıp, sağlam tutmak için, gökten üzerinize su indirmişti.
Adem Uğur = O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.
Ahmed Hulusi = Hani O, kendinden bir sükûn ve güven hâli oluşturuyordu; sizi onunla (nefsanî duygulardan) arındırmak, sizden şeytanın pisliğini (korku, evham) gidermek, şuurunuzdaki Hak müşahedesini kuvvetlendirmek ve ayakları (-nızı) (bu ilimle) sâbit tutmak için de üzerinize semâdan bir su inzâl ediyordu (SU, ilmî marifet; kesinlikle Allâh muradı neyse onun yerine geleceğine, yakîn hâline işaret eder). (Bu âyet benzetme yollu anlatımın örneğidir. Zira olay sırasında gökten yağan su - yağmur, ayakları yere bağlamaz veya şeytanın dürtüsünü temizlemez realitesi. Kurân'daki pek çok âyetin hangi bakışla değerlendirilmesi gerektiğine de bir örnektir. )
Ahmet Tekin = Hani, Allah tarafından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi temizlemek, şeytanın pisliğini, verdiği vesveseyi sizden gidermek, düşüncelerinizi, kalplerinizi birbirine bağlayarak sizi yüreklendirmek, orduya akıl, ihtiyat ve cesaret nasip etmek, itibarınızı yüceltmek için üzerinize gökten yağmur indiriyordu.
Ahmet Varol = Allah kendi katından bir güven olarak sizi hafif bir uykuya bürüyordu ve sizi temizlemek, üzerinizden şeytanın pisliğini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı sabit kılmak için üzerinize gökten su indiriyordu.
Ali Bulaç = Hani kendisinden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle tertemiz kılmak, sizden şeytanın pisliklerini gidermek, kalblerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (arz üzerinde) sağlamlaştırmak için size gökten su indiriyordu.
Ali Fikri Yavuz = (Allah) size, Bedir savaşında korkudan emin olmak için hafif bir uyku veriyordu; ve üzerinize gökten bir yağmur yağdırıyordu ki, bununla abdestsizliğinizi giderip sizi temizlesin, Şeytanın vesvesesini (hak üzere olsaydınız susuz kalmazdınız, diye Şeytanın dürtüşünü) sizden kaldırsın, kalblerinize zafer için sebât versin ve bu yağmur sebebiyle (kuraklıktan kaypak hale gelen kumluk arazide) ayaklarınızı sağlam durdursun.
Ali Ünal = (Cesarete en çok ihtiyaç duyduğunuz) en kritik anda O, Kendine has bir nimeti ve bütün endişelerinizi unutturacak bir güven sebebi olarak sizi hafif ve tatlı bir uyku ile bürüyordu. Ayrıca, onunla (abdest ve gusül almanıza imkân vererek) maddîmanevî bütün kirlerinizi temizlemek, şeytanın içinize attığı vesvese ve daha başka bütün kötü duyguları gidermek, kalblerinizde Allah’a ve va’dine olan güveni pekiştirmek ve ayaklarınızın yere sağlam basmasını sağlamak için gökten üzerinize su indiriyordu.
Bayraktar Bayraklı = O zaman sizi, Allah'tan bir güven olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu; sizi onunla manen temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak, ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten bir su indiriyordu.
Bekir Sadak = Allah kendi katindan bir guven isareti olarak sizi hafif bir uykuya daldirmisti. Sizi aritmak, sizden seytan vesvesesini gidermek, kalblerinizi pekistirmek ve sabatinizi artirmak icin gokten size su indirmisti.
Celal Yıldırım = Hani kendi katından bir güven olsun diye sizi hafif bir uykuya daldırmıştı ve sizi temizlemek, sizden şeytanın murdarlığını gidermek ; kalbleriniz! iyice (Hakk'a) bağlayıp sağlamlaştırmak ve ayaklarınızı kaydırmayıp sağlam tutmak için gökten üzerinize su indirmişti.
Cemal Külünkoğlu = O zaman, korkunuzu gidermek için (Allah) sizi hafif bir uykuya daldırmıştı. Ayrıca sizi temizlemek, şeytanın vesvesesinden arındırmak, kalplerinizi pekiştirip kaynaştırmak ve ayaklarınızın yere sağlam basmasını sağlamak için size gökten su indirmişti.
Diyanet İşleri (eski) = Allah kendi katından bir güven işareti olarak sizi hafif bir uykuya daldırmıştı. Sizi arıtmak, sizden şeytan vesvesesini gidermek, kalblerinizi pekiştirmek ve sebatınızı artırmak için gökten size su indirmişti.
Diyanet Vakfi = O zaman katından bir güven olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu; sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.
Edip Yüksel = Kendisinden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyüp yatıştırıyordu. (Susuzluğun oluşturduğu bunalımdan) sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (umutsuzluğu) sizden savmak, kalbinizi ikna etmek ve ayaklarınızı pekiştirmek için üzerinize gökten su indiriyordu.
Elmalılı Hamdi Yazır = O vakıt size, tarafından bir emniyyet olmak üzere bir uyku sardırıyordu ve üzerinize Semâdan bir su indiriyordu ki bununla sizi tathir eylesin ve Şeytanın murdarlığını sizden gidersin ve kalblerinize rabıta versin ve bununla ayaklarınızı sağlam durdursun
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O zaman size -tarafından bir güven olmak üzere- bir uyku sardırıyordu ve üzerinize gökten su indiriyordu ki, bununla sizi temizlesin, şeytanın murdarlığını sizden gidersin, kalplerinize güç versin ve bununla ayaklarınızı sağlamlaştırsın, Allah.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O sırada size, yine katından bir güven ve esenlik olmak üzere bir uyku sardırıyordu, sizi temizlemek, şeytanın vesvesesini sizden gidermek, yüreklerinize kuvvet vermek ve ayaklarınızı sağlam durdurmak için gökten üzerinize yağmur indiriyordu.
Gültekin Onan = Hani kendisinden bir güvenlik (emeneten) olarak sizi bir uyuklama bürüyüp (yatıştırıyordu). [Susuzluğun oluşturduğu bunalımdan] Sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (umutsuzluğu) sizden savmak / gidermek, kalplerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (yeryüzünde) sağlamlaştırmak için üzerinize gökten su indiriyordu.
Harun Yıldırım = Hani kendisinden bir emniyet olmak üzere sizi bir uyuklama bürüyordu. Ve üzerinize gökten bir su indiriyordu. Ki onunla sizi tertemiz yapsın sizden şeytanın pisliğini gidersin, kalplerinizi pekiştirsin ve onunla ayaklarınızı sağlamlaştırsın.
Hasan Basri Çantay = O, size o vakit kendisinden bir emînlik olmak üzere hafîf bir uyku bürüyordu. Sizi tertemiz yapmak, sizden şeytanın murdarlığını gidermek, kalblerinize rabıta vermek, ayakları (nızı) pekişdirmek için de gökden üstünüze bir su indiriyordu.
Hayrat Neşriyat = O zaman sizi, tarafından bir emniyet olmak üzere hafif bir uykuya bürüyordu ve üzerinize gökten bir su indiriyordu ki, bununla sizi temizlesin, sizden şeytanın pisliğini(vesvesesini) gidersin, kalblerinizi pekiştirsin (kendine bağlasın) ve bununla ayakları(nızı)sâbit kılsın!
İbni Kesir = Hani O, size kendi katından bir emniyet olmak üzere sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi tertemiz yapmak, sizden şeytanın pisliğini gidermek, kalblerinizi pekiştirmek ve ayaklarınıza sebat vermek için gökten üstünüze bir su indiriyordu.
Kadri Çelik = Hani Allah kendi katından bir güven olarak sizi hafif bir uykuya daldırmıştı. Sizi arıtmak, sizden şeytan vesvesesini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı sağlamlaştırmak için gökten size su (yağmur) indirmişti.
Muhammed Esed = (Hatırlayın nasıl olmuştu) hani, katından bir güvence olarak, sizi bir iç huzurunun kuşatmasını sağlamış ve gökten üzerinize su indirmişti ki onunla sizi arındırsın, Şeytanın kirli vesveselerinden kurtarsın; kalplerinizi güçlendirip adımlarınızı sağlamlaştırsın.
Mustafa İslamoğlu = Hani o zaman, O'nun inayetinden bir güvence olarak sizi bir iç sükunetinin çepeçevre kuşatmasını sağlamış ve üzerinize gökten tarifsiz bir yağmur indirmişti ki, onunla sizi temizlesin, (iç dünyanızı kirleten) Şeytan kirinden sizi arındırsın, yüreklerinizi güçlendirip ayaklarınızı onunla sabit kılsın.
Ömer Nasuhi Bilmen = Yâd ediniz ki, O'nun tarafından bir eminlik olmak için sizi bir hafif uykuya daldırmıştı. Ve gökten üzerinize su da indiriyordu. Onunla sizi temizlesin ve sizden şeytanın vesvesesini gidersin ve kalblerinize bir râbıta versin ve onunla ayakları sabit kılsın (diye).
Ömer Öngüt = O zaman Allah kendi katından bir güven işareti olmak üzere, sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi tertemiz yapmak, şeytanın vesvesesini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve (savaşta) ayaklarınıza sebat vermek için gökten üzerinize su indiriyordu.
Şaban Piriş = O zaman sizi kendisinden bir güven vermek için hafif bir uykuya daldırmış ve üzerinize gökten onunla sizi temizlemek ve şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı sağlamlaştırmak için su indirmişti.
Sadık Türkmen = Hani (Allah) kendi tarafından bir güvenlik olarak sizi hafif bir uykuya daldırıyor; sizi temizlemek, sizden şeytanın vesvesesini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu.
Seyyid Kutub = Hani Allah, korkunuzu gidermek için sizi hafif bir uykuya daldırmıştı. Ayrıca sizi temizlemek, şeytanın vesvesesinden arındırmak, kalplerinizi pekiştirip kaynaştırmak ve ayaklarınızın yere sağlam basmasını sağlamak için size gökten su indirdi.
Suat Yıldırım = Düşman korkusundan gözünüze uyku girmediği için o vakit Allah, inâyeti ile güven ve sükûnet vermek için sizi hafif bir uykuya daldırıyordu. Sizi temizlemek, şeytanın pisliğini, vesvesesini sizden gidermek,kalplerinize kuvvet vermek ve savaş meydanında ayaklarınızı sabit kılmak için gökten üzerinize su indiriyordu.
Süleyman Ateş = O zaman sizi, Allah'tan bir güven olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu, üzerinize sizi temizlemek, şeytânın pisliğini (içinize attığı kötü düşünceleri) sizden gidermek, kalblerinizi (birbirine) bağlamak ve ayakları(nızı) pekiştirmek için üzerinize gökten bir su indiriyordu.
Tefhim-ul Kuran = Hani kendisinden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyordu. Sizi kendisiyle tertemiz kılmak, sizden şeytanın pisliklerini gidermek, kalblerinizin üstünde (güven ve kararlılık duygusunu) pekiştirmek ve bununla ayaklarınızı (arz üzerinde) sağlamlaştırmak için size gökten su indiriyordu.
Ümit Şimşek = O vakit Allah kendi katından bir emniyet vermek üzere sizi hafif bir uykuya daldırmış; sizi temizlemek, şeytanın vesvesesini sizden gidermek, kalplerinizi Allah'a bağlamak ve ayaklarınıza sebat vermek için gökten bir yağmur indirmişti.
Yaşar Nuri Öztürk = O zaman sizi, Allah'tan bir güven olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu; sizi onunla temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak, ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten bir su indiriyordu.
İskender Ali Mihr = O’nun (Allahû Tealâ) tarafından, emin olmanız için sizi bir uyuklama hali bürüyordu. Ve sizin, onunla temizlenmeniz ve şeytanın murdarlığını (vesvesesini) sizden gidermek ve kalplerinizi bağlamak ve onunla ayaklarınızı sağlamlaştırmak (sabit kılmak) için semadan su indiriyordu.
İlyas Yorulmaz = Rabbinizin bir güvencesi olarak siz hafif bir uykuya dalmıştınız ve üzerinize gökten sizi tertemiz yapmak, şeytanın bulaştırdığı kirleri gidermek, kalplerinizi sağlamlaştırmak ve ayaklarınızı (düşman karşısında güçlü durarak) sabitleştirmek için yağmur indiriyordu.