وَأَنَّا مِنَّا الصَّالِحُونَ وَمِنَّا دُونَ ذَلِكَ كُنَّا طَرَائِقَ قِدَدًا
Ve ennâ minnes sâlihûne ve minnâ dûne zâlik(zâlike), kunnâ tarâika kıdedâ(kıdeden).
ve ennâ | : ve gerçekten biz |
min-nâ | : bizden (bir kısmımız) |
es sâlihûne | : salihlerden |
ve min-nâ | : ve bizden (bir kısmımız) |
dûne zâlike | : bunun dışında |
kun-nâ | : biz olduk |
tarâika | : tarîkler, yollar |
kıdeden | : çeşitli |
Diyanet İşleri = “Doğrusu içimizde salih olanlar da var, olmayanlar da. Ayrı ayrı yollar tutmuşuz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve gerçekten bizden temiz kişiler de vardı, içimizde, böyle olmayanlar da vardı; ayrı ayrı yollar tutmuştuk.
Abdullah Parlıyan = Ve doğrusu bizden iyi yararlı kişiler de var ve onlardan aşağıda olan kişiler de vardır. Bizler ayrı ayrı yollar tutmuşuzdur.
Adem Uğur = Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk.
Ahmed Hulusi = "Bizden sâlihler vardır; yine bizden, ondan (Sâlihlik mertebesinden) aşağı olanlar da vardır. . . Biz çok çeşitli tarîkler (türleri - yapıları anlayışları farklı, kozmopolit halk) olduk. "
Ahmet Tekin = 'Bizden bir kısmı dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi, mü’min, sâlih kimseler. Bir kısmı da bunlardan aşağıda olmak üzere, muhtelif cemaatler halindeyiz.'
Ahmet Varol = Gerçek şu ki, bizden salih olanlar da var, bunun aşağısında olanlar da. Biz, çeşit çeşit yollara ayrılmış gruplardık.
Ali Bulaç = "Gerçek şu ki, bizden salih olanlar vardır ve bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da. Biz türlü türlü yolların fırkaları olmuşuz."
Ali Fikri Yavuz = Doğrusu, biz cinlerin içinde, mümin olanlar da var, içimizden bundan aşağı (kâfirler) olan da var. (Allah’a iman etmezden önce) çeşit çeşit mezheplere ayrılmış idik.
Ali Ünal = ‘İçimizde (inanmaya açık) iyi kimseler bulunduğu gibi, başka türlü olanlar da var. Farklı farklı yollar tutmuş gidiyoruz.
Bayraktar Bayraklı = “Bizden iyiler de vardır, iyi olmayanlar da. Biz çeşitli gruplara ayrıldık.”
Bekir Sadak = «Dogrusu aramizda iyiler de vardir, bundan asagi bulunanlar da vardir. Biz, turlu turlu yolda olan topluluklardik.
Celal Yıldırım = Ve doğrusu bizden iyi-yararlı kişiler de var ve onların ötesinde alçaklar da vardır. Bizler ayrı ayrı yollar tutmuşuzdur.
Cemal Külünkoğlu = “Aramızda iyiler de var, bu düzeye erişememiş olanlar da var. Biz farklı yollara ayrılmışız.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Doğrusu aramızda iyiler de vardır, bundan aşağı bulunanlar da vardır. Biz, türlü türlü yolda olan topluluklardık.'
Diyanet Vakfi = “Gerçek şu ki, bizden salih olanlar vardı, başkaları da. Biz türlü türlü yollarda olmuştuk.”
Edip Yüksel = 'Aramızda erdemliler de var, bunun aşağısında olanlar da var; biz çeşitli tarikatlara(yollara) ayrıldık. '
Elmalılı Hamdi Yazır = 'Doğrusu biz ise, bizden sâlih olanlar da vardır ve bizden bundan aşağıda olanlar(böyle sâlih olmayanlar) da vardır. Farklı farklı yollar(da gider) olmuşuz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğrusu bizler: Bizlerden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Dilim dilim tarikatlar olmuşuz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız.
Gültekin Onan = tıpkı, içimizden bazıları (nasıl) dürüst ve erdemli olurken bazılarımızın da bunun (çok çok) aşağısında kaldı(ğını bilmediğimiz gibi). Biz her zaman birbirinden çok farklı yollar/yöntemler izledik.
Harun Yıldırım = Nitekim bizden iyi olanlar var, ama bizden öyle olmayanlar da var: zaten öteden beri biz hep birbirine aykırı yollar izlemişiz.
Hasan Basri Çantay = «Hakıykaten biz, kimimiz salâha ermiş (iyi kişi) leriz, kimimiz ise bunlardan aşağıdır. Çeşid çeşid yollar (a saahib) olmuşuz».
Hayrat Neşriyat = 'Doğrusu biz ise, bizden sâlih olanlar da vardır ve bizden bundan aşağıda olanlar(böyle sâlih olmayanlar) da vardır. Farklı farklı yollar(da gider) olmuşuz.'
İbni Kesir = Gerçekten aramızda salihler de vardır ve bundan aşağı olanlar da. Biz, türlü türlü yollara ayrılmışız.
Kadri Çelik = “Şüphesiz bizden salih olanlar da vardır ve bizden böyle (salih) olmayanlar da. Biz, türlü türlü yollara ayrılmışız.”
Muhammed Esed = Aramızda iyiler de var, bu düzeye erişememiş olanlar da var; farklı yollara ayrıldık.
Mustafa İslamoğlu = "Bizden iyi kimseler olduğu gibi, iyi olmayanlar da var. Biz türlü türlü yollar tutmuşuz.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve şüphe yok ki bizden sâlih kimseler vardır ve bizden onun dûnunda olanlar da vardır. Biz müteferrik cemaatler olmuşuzdur.»
Ömer Öngüt = "Biz cinlerin içinde sâlih müminler de vardır, bundan aşağı bulunanlar da vardır. Biz çeşit çeşit fırkalara ayrılmış topluluklardık. "
Şaban Piriş = İçimizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz, türlü türlü yollara ayrılmışız.
Sadık Türkmen = Şüphesiz bizden salihler de var, bundan aşağı olanlar da var. Biz çeşit çeşit tarikatlara/yollara ayrılmışız.
Seyyid Kutub = Aramızda iyiler de var, bu düzeye erişememiş olanlar da var; farklı yollara ayrıldık.
Suat Yıldırım = "Bizden iyi kimseler olduğu gibi, iyi olmayanlar da var. Biz türlü türlü yollar tutmuşuz.
Süleyman Ateş = Bize gelince, bizden iyiler de var ve bizden başka türlü olan da var. Biz çeşitli yollara ayrıldık.
Tefhim-ul Kuran = «Gerçek şu ki, bizden salih olanlar da vardır ve bizden bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da. Biz türlü türlü yolların fırkaları olmuşuz.»
Ümit Şimşek = 'İçimizden iyi kimseler de var, iyi olmayanlar da. Biz de bölük bölük olup çeşitli yollar tutmuşuzdur.
Yaşar Nuri Öztürk = "Şu da bir gerçek ki, bizden hayra yönelenler/barışçılar vardır; ama bizden, başka türlü olanlar da vardır. Dilim dilim yollar olmuşuz biz."
İskender Ali Mihr = Ve gerçekten biz, bir kısmımız salihleriz ve bizden bir kısmımız bunun dışında. Biz ayrı ayrı yollarda (olan topluluklar) olduk.
İlyas Yorulmaz = Bizim içimizden doğru ve faydalı işler yapanlar olduğu gibi, bundan başka farklı yollarda olanlarda var.