الَّذِينَ هُمْ فِي غَمْرَةٍ سَاهُونَ
Ellezîne hum fî gamretin sâhûne.
ellezîne hum | : ki onlar |
fî gamretin | : cehalet içinde |
sâhûne | : gaflette olanlardır |
Diyanet İşleri = (10-11) Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun!
Abdulbaki Gölpınarlı = Ki onlar, daldıkları gaflette habersiz bir halde bocalayıp dururlar.
Abdullah Parlıyan = Onlar aptalca daldıkları cehalet içerisinde, ne dediklerini bilmezler.
Adem Uğur = Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir.
Ahmed Hulusi = Onlar ki cehalet ve körlük içinde ne yaptığını bilmeyenlerdir!
Ahmet Tekin = Cehalet içinde olanlar şuursuzca davranıyorlar.
Ahmet Varol = Onlar bilgisizlik içinde kalmış gafil kimselerdirler.
Ali Bulaç = Ki onlar, 'bilgisizliğin kuşatması' içinde habersizdirler.
Ali Fikri Yavuz = Onlar, bir cehalet içinde bulunan gâfil kimselerdir.
Ali Ünal = Ki onlar, cehaletle sarhoş, hak konusunda tam bir gaflet ve kayıtsızlık içindedirler.
Bayraktar Bayraklı = Onlar cehalet bataklığında ne yaptıklarından habersizdirler.
Bekir Sadak = (10-11) Yalanciligi itiyat edinenlerin, bilgisizlige saplanip kalanlarin canlari ciksin!
Celal Yıldırım = bilgisizliğin sarhoşluğu ve mahmurluğu içinde kalmış gafillerdir.
Cemal Külünkoğlu = (10-11) Kahrolsun o koyu yalancılar! Onlar, bir cehalet içinde bulunan gafil kimselerdir
Diyanet İşleri (eski) = (10-11) Yalancılığı itiyat edinenlerin, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın!
Diyanet Vakfi = Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir.
Edip Yüksel = Ki şaşkınlıkları içinde umursamıyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır = O serhoşluk içinde yaptığını bilmezler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O sarhoşluk içinde yaptığını bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar bir sarhoşluk ve cehalet içinde şuursuzdurlar.
Gültekin Onan = Ki onlar, 'bilgisizliğin kuşatması' içinde habersizdirler.
Harun Yıldırım = Onlar ki, kuşatıcı bir cehalet içinde gafil kimselerdir.
Hasan Basri Çantay = ki onlar koyu bir cehalet içinde kalmış gaafil kimselerdir.
Hayrat Neşriyat = O kimseler ki, onlar cehâlet içinde bulunan gafillerdir.
İbni Kesir = Ki onlar; koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir.
Kadri Çelik = Onlar bir aptallık içinde yanılıyorlar.
Muhammed Esed = Onlar aptallık içinde ne yaptıklarını bilmezler.
Mustafa İslamoğlu = (10-12) O kahrolası yalancılar sarhoşluk ve cehalet içinde ne yaptıklarını bilmeden atıp tutarlar. Bir de alay ederek: "Ne zaman o hesap günü?" diye sorarlar.
Ömer Nasuhi Bilmen = O kimseler ki onlar cehalet içinde gâfil kimselerdir.
Ömer Öngüt = Onlar koyu bir cehalet içinde kalmış gafillerdir.
Şaban Piriş = Ki onlar, gafilce sapıklık içinde yüzmektedirler.
Sadık Türkmen = Onlar bir aptallık içinde yanılıyorlar.
Seyyid Kutub = Onlar aptallık içinde ne yaptıklarını bilmezler.
Suat Yıldırım = (10-12) O kahrolası yalancılar sarhoşluk ve cehalet içinde ne yaptıklarını bilmeden atıp tutarlar. Bir de alay ederek: "Ne zaman o hesap günü?" diye sorarlar.
Süleyman Ateş = Onlar aptallık içinde yanılıp durmaktadırlar.
Tefhim-ul Kuran = Ki onlar, 'bilgisizliğin kuşatması' içinde habersizdirler.
Ümit Şimşek = Onlar ki cehalete bürünmüş gafillerdir.
Yaşar Nuri Öztürk = Ki onlar bir sersemlik içinde ne yaptıklarından habersizdirler.
İskender Ali Mihr = Onlar ki cehalet içinde, gaflette olanlardır.
İlyas Yorulmaz = İşte onlar şaşkınlık içine gömülmüşler.