قَالُواْ يَا أَبَانَا مَا لَكَ لاَ تَأْمَنَّا عَلَى يُوسُفَ وَإِنَّا لَهُ لَنَاصِحُونَ
Kâlû yâ ebânâ mâ leke lâ te’mennâ alâ yûsufe ve innâ lehu le nâsıhûn(le nâsıhûne).
kâlû | : dediler |
yâ ebâ-nâ | : ey babamız |
mâ leke | : sana ne oluyor, ne oldu |
lâ te’men-nâ alâ | : bize emniyet etmiyorsun, bize güvenmiyorsun (bizden emin değilsin) |
yûsufe | : Yusuf |
ve in-nâ | : ve muhakkak ki biz |
lehu | : ona |
le | : elbette, gerçekten |
nâsıhûne | : nasihat edenler, öğüt verenler, iyiliğini isteyenler |
Diyanet İşleri = Babalarına şöyle dediler: “Ey babamız! Yûsuf hakkında bize neden güvenmiyorsun? Hâlbuki biz onun iyiliğini isteyen kişileriz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, baba demişlerdi, ne diye Yûsuf'u emniyet etmiyorsun bize ve biz, hiç şüphe yok ki ona öğütler vermedeyiz.
Abdullah Parlıyan = Bu görüşte birleştiler ve bunun üzerine babalarına: “Ey baba!” dediler. “Biz Yûsuf'un iyiliğini isteyen kimseler olduğumuz halde, neden O'nun hakkında bize güvenmiyorsun?
Adem Uğur = Dediler ki: "Ey babamız! Sana ne oluyor da Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun! Oysa ki biz onun iyiliğini istemekteyiz.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Ey babamız, biz Onun hayrını istediğimiz hâlde neden Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun!"
Ahmet Tekin = Oğulları :'Ey babamız, neden, Yûsuf’la ilgili bize güvenmiyorsun? Oysa ki, biz ona iyi davranıyor, onun iyiliğini istiyoruz.' dediler.
Ahmet Varol = (Babalarına gidip) dediler ki: 'Ey babamız! Ne oluyor da, Yusuf'a karşı bize güvenemiyorsun? Oysa gerçekte biz onun iyiliğini isteyenleriz.
Ali Bulaç = (Bu karara vardıktan sonra) "Ey Babamız," dediler. "Sana ne oluyor, Yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun? Oysa gerçekte biz, onun iyiliğini isteyenleriz."
Ali Fikri Yavuz = Sonra babalarına dediler ki: “- ey babamız, sen bize Yûsuf’u neye inanmıyorsun? Doğrusu biz onun için hayır isteyicileriz.
Ali Ünal = (Bu görüş üzerinde karar kılıp) babalarına geldiler ve “Ey bizim babamız!” dediler: “Gerçi sen Yusuf’u bize emanet etmezsin, halbuki biz, her zaman için onun iyiliğini isteyenleriz!
Bayraktar Bayraklı = Dediler ki: “Ey babamız! Sana ne oluyor da Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz, onun iyiliğini istemekteyiz.”
Bekir Sadak = (11-12) Bunun uzerine «Ey babamiz! Yusuf'un iyiligini istedigimiz halde, onu nicin bize emniyet etmiyorsun? Yarin onu bizimle beraber gonder de gezsin oynasin, biz onu herhalde koruruz» dediler.
Celal Yıldırım = (Bunun üzerine toplanıp babalarına gelerek) dediler ki: «Ey babamız ! Yûsuf'u neden bize güvenip vermiyorsun ? Oysa biz ondan yana elbette iyilik düşünenleriz.»
Cemal Külünkoğlu = (Bu karara vardıktan sonra babalarına) şöyle dediler: “Ey babamız! Yusuf hakkında bize neden güvenmiyorsun? Hâlbuki biz onun iyiliğini istiyoruz.”
Diyanet İşleri (eski) = (11-12) Bunun üzerine 'Ey babamız! Yusuf'un iyiliğini istediğimiz halde, onu niçin bize emniyet etmiyorsun? Yarın onu bizimle beraber gönder de gezsin oynasın, biz onu herhalde koruruz' dediler.
Diyanet Vakfi = Dediler ki: «Ey babamız! Sana ne oluyor da Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun! Oysa ki biz onun iyiliğini istemekteyiz.
Edip Yüksel = Dediler ki: 'Ey babamız, neden Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun candan dostlarıyız.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Vardılar ey bizim pederimiz, dediler, sen neye bize Yusüfü inanmıyorsun? Cidden biz onun için recaciyiz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Vardılar babalarına: «Ey babamız, neden sen, Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini isteyenleriz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Dediler ki: «Ey babamız! Sen bize Yusuf için neden güvenmiyorsun? Halbuki biz onun iyiliğini istiyoruz.»
Gültekin Onan = (Bu karara vardıktan sonra) "Ey Babamız" dediler. "Sana ne oluyor, Yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun (te'menna)? Oysa, gerçekte biz onun iyiliğini isteyenleriz."
Harun Yıldırım = Dediler ki: “Ey babamız, sana ne oluyor da Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun? Oysa gerçekte biz, onun iyiliğini isteyenleriz.”
Hasan Basri Çantay = Dediler: «Ey babamız, sen bize Yuusufu neye inanmıyorsun? Halbuki biz onun elbet hayırhahlarıyız».
Hayrat Neşriyat = Dediler ki: 'Ey babamız! Sana ne oldu ki Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun? Hâlbuki doğrusu biz, elbette onun iyiliğini isteyenleriz.'
İbni Kesir = Dediler ki: Ey babamız; sen bize Yusuf'u neden güvenmiyorsun? Halbuki biz, onun iyiliğini istemekteyiz.
Kadri Çelik = “Ey babamız! Biz onun (Yusuf'un) iyiliğini istediğimiz halde, sen neden Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun?”
Muhammed Esed = (Bu görüşte birleştiler ve bunun üzerine babalarına:) "Ey babamız!" dediler, "Biz Yusuf'un iyiliğini isteyen kimseler olduğumuz halde, neden o'nun hakkında bize güvenmiyorsun?
Mustafa İslamoğlu = (Babalarına dönüp) "Ey babamız!" dediler, "Biz ona candan yürekten davrandığımız halde, neden Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun?
Ömer Nasuhi Bilmen = Dediler ki: «Ey babamız! Sana ne oluyor ki, Yusuf'u bize inanmıyorsun? Ve halbuki, biz O'nun için elbette hayırhâh kimseleriz.»
Ömer Öngüt = Dediler ki: “Ey babamız! Sana ne oluyor da Yusuf'u bize emanet etmiyorsun? Oysa biz ona iyilik etmek isteyen kimseleriz. ”
Şaban Piriş = -Baba, Sana ne oldu ki Yusuf için bize güvenmiyorsun? Biz, Onun iyiliğini isteriz.
Sadık Türkmen = “ey babamiz!” dediler. “Neyin var, neden Yusuf’a karşı bize güvenmiyorsun? Oysa biz, onun iyiliğini isteyenleriz.
Seyyid Kutub = Bunun üzerine üvey kardeşler, babalarına dediler ki; «Ey babamız, niçin Yusuf konusunda bize güvenmiyorsun? Oysa biz onun sadece iyiliğini isteriz.
Suat Yıldırım = (11-12) (Onlar buna karar verdikten sonra bir gün babalarına varıp:) "Sevgili Babamız! dediler, sen neden güvenip de Yusuf’u bize emanet etmiyorsun. Oysa biz onu çok seviyoruz. Ona samimiyetle bağlıyız." "Yarın onu bizimle gönder, gezsin oynasın, biz ona çok iyi sahip çıkarız."
Süleyman Ateş = (Bu fikirde karar kıldılar ve babalarına gelip) Dediler ki: "Ey babamız, neden Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun, oysa biz ona öğüt verenler(onun iyiliğini isteyenler)iz?"
Tefhim-ul Kuran = (Bu karara vardıktan sonra) «Ey Babamız,» dediler. «Sana ne oluyor, Yusuf'a karşı bize güvenmiyorsun? Oysa gerçekte biz, onun iyiliğini isteyenleriz;»
Ümit Şimşek = Babalarına dediler ki: 'Baba, niçin Yusuf'u bize emanet etmiyorsun? Oysa biz onun iyiliğini istiyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk = Dediler ki: "Ey babamız, ne oluyor da Yûsuf konusunda bize güvenmiyorsun. Oysaki biz ona hep öğüt vermekteyiz."
İskender Ali Mihr = “Ey babamız! Sana ne oldu? Yusuf (konusunda) bize emniyet etmiyorsun (güvenmiyorsun). Ve muhakkak ki; biz, onun iyiliğini isteyenleriz.” dediler.
İlyas Yorulmaz = Babalarına “Ey Babamız! Yusuf hakkında niçin bize güvenmiyorsun? Biz onun hayata hazırlanması için tavsiyelerde bulunacağız. ”