وَإِن يَمْسَسْكَ اللّهُ بِضُرٍّ فَلاَ كَاشِفَ لَهُ إِلاَّ هُوَ وَإِن يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلاَ رَآدَّ لِفَضْلِهِ يُصَيبُ بِهِ مَن يَشَاء مِنْ عِبَادِهِ وَهُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
Ve in yemseskallâhu bidurrin fe lâ kâşife lehu illâ huve, ve in yuridke bi hayrin fe lâ râdde li fadlihi, yusîbu bihî men yeşâu min ibâdihi, ve huvel gafûrur rahîm(rahîmu).
ve in yemseske allâhu | : ve Allah eğer dokundurursa (isabet ettirirse) |
bi durrin | : bir zarar, bir darlık, bir sıkıntı |
fe lâ | : artık yoktur |
kâşife | : gideren kimse (giderecek kimse) |
lehu | : onun için, onu, ona |
illâ hûve | : ondan başka |
ve in yurid-ke | : ve eğer senin için (sana) isterse |
bi hayrin | : bir hayrı |
fe lâ | : o taktirde yoktur |
râdde | : geri çeviren kimse (geri çevirecek kimse) |
li fadli-hi | : onun fazlını |
yusîbu | : isabet ettirir |
bi-hi | : onu |
men yeşâu | : kimi dilerse, dilediği kimse |
min ibâdi-hi | : onun kullarından |
ve huve | : ve o |
el gafûru | : gafurdur, mağfiret edendir |
er rahîmu | : rahîmdir, rahmet nurunu gönderendir |
Diyanet İşleri = Eğer Allah sana herhangi bir zarar verecek olursa, bil ki onu, O’ndan başka giderebilecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Allah, sana bir zarar verirse o zararı, ondan başka giderecek yoktur ve hayır etmek dilerse de ihsânını reddeden bulunmaz; bunu, kullarından dilediğine verir ve odur suçları örten rahîm.
Abdullah Parlıyan = Ve bil ki, eğer senin başına Allah bir darlık, bir sıkıntı saracak olursa, O'ndan başka, onu giderecek olan yoktur ve eğer hakkında iyilik, genişlik diliyorsa, O'nun lütuf ve cömertliğini senden engelleyebilecek kimse de yoktur. O lütuf ve cömertliğini kullarından isteyen kimseye dilediği şekilde nasip eder. Çünkü O, çok acıyan ve çok bağışlayandır.
Adem Uğur = Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O'nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O bağışlayandır, esirgeyendir.
Ahmed Hulusi = Allâh sende bir sıkıntı açığa çıkarırsa, onu O'ndan başka kaldıracak yoktur! Eğer sende bir hayır irade ederse, O'nun lütfunu geri çevirecek de yoktur! O, lütfunu kullarından dilediğine nasip eder. . . O Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin = Eğer Allah senin başına bir felâket bir sıkıntı getirir, ekonomik darboğaza düşürürse, Allah’tan başka kimse onu gideremez. Allah senin için bir hayır murad ederse, onun lütfunu engelleyecek de yoktur. Lütfunu kullarından sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere nasip eder. O çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol = Allah sana bir sıkıntı verirse onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer senin için bir iyilik dilerse O'nun lütfunu da geri çevirecek yoktur. O bunu kullarından dilediğine verir. O, bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.'
Ali Bulaç = Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz = Eğer Allah, sana bir keder dokunduracak olursa, onu Allah’dan başka giderecek yoktur ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da onun ihsanını geri çevirecek yoktur. Allah, ihsan ve fazlını kullarından dilediğine nasib eder. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Ali Ünal = Eğer Allah sana bir sıkıntı, bir zarar dokundurursa, onu yine Allah’tan başka giderecek yoktur; eğer sana bir hayır dilerse, bu takdirde O’nun lütf u keremini engelleyecek de yoktur. O, lütf u keremini kullarından dilediğine eriştirir. O, Ğafûr (kullarının hatalarını ve günahlarını çok bağışlayan)dır; Rahîm (bilhassa tevbe ile Kendisine yönelen kullarına karşı hususî rahmet ve merhameti pek bol olan)dır.”
Bayraktar Bayraklı = Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer Allah sana bir hayır dilerse, O'nun lütfunu geri çevirecek de yoktur. O, lütfunu kullarından dilediğine ulaştırır. O, affedicidir; merhamet sahibidir.
Bekir Sadak = Allah sana bir sikinti verirse, onu O'ndan baskasi gideremez. Sana bir iyilik dilerse O'nun nimetini engelleyecek yoktur. O'nu kullarindan diledigine verir. O, bagislayandir, merhametlidir.
Celal Yıldırım = Eğer Allah sana bir zarar, bir sıkıntı dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir iyilik dilerse, O'nun nîmet ve ihsanını reddedecek de yoktur; onu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Cemal Külünkoğlu = Eğer Allah sana bir sıkıntı verirse; onu yine ancak Allah giderir. Sana bir iyilik dilediği takdirde; onun lütfunu geri çevirecek de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine verir. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri (eski) = Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse O'nun nimetini engelleyecek yoktur. O'nu kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, merhametlidir.
Diyanet Vakfi = Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O bağışlayandır, esirgeyendir.
Edip Yüksel = ALLAH sana bir zarar dokundurursa onu, O'ndan başka ortadan kaldıracak yoktur. Senin için bir iyilik dilerse, O'nun lütfunu da geri çevirecek yoktur. Kullarından dilediğine bunu verir. O, Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve eğer Allah sana bir keder dokunduracak olursa onu ondan başka açacak yoktur ve eğer o sana bir hayır murad ederse o vakıt de onun fadlını reddedecek yoktur, o, onu kullarından dilediğine nasîb eder, o öyle gafûr, öyle rahîmdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve eğer Allah sana bir keder dokunduracak olursa, onu O'ndan başka açacak yoktur; ve eğer O, sana bir hayır dilerse o zaman da O'nun lütfunu reddedecek yoktur. O, lütfunu kullarından dilediğine nasip eder. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve eğer Allah, sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da O'nun hayrını engelleyebilecek kimse yoktur. O, lütfunu dilediği kuluna nasip eder. Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.
Gültekin Onan = Tanrı sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Harun Yıldırım = Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, onu O’ndan başka kimse gideremez. Ve eğer sana bir hayır isterse, O’nun lütfunu geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, Ğafûr’dur, Rahîm’dir.
Hasan Basri Çantay = Eğer Allah sana (her hangi yüzden bir keder,) bir zarar dokundurursa onu kendinden başka hiç bir açıcı (giderici) yokdur. Eğer sana bir hayır da dilerse Onun fazl (-u kerem) ini geri çevirici hiç bir (kuvvet) de yokdur. O, bunu kullarından dilediğine erişdirir. O, çok yarlığayıcı çok esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat = Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, artık onu O’ndan başka açacak (kaldıracak)olan kimse yoktur! Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun ih sânını geri çevirecek kimse de yoktur! (O,) bunu (bu ihsânını) kullarından dilediğine ulaştırır. Çünki O, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir = Allah sana bir sıkıntı verirse; onu yine ancak Allah giderir. Sana biri iyilik dilediği takdirde; onun lütfunu geri çevirecek de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine verir. O, Gafur'dur, Rahim'dir.
Kadri Çelik = Allah sana bir zarar verirse, onu O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse O'nun fazlını engelleyecek yoktur. Onu kullarından dilediğine eriştirir. O, bağışlayandır, merhametlidir.
Muhammed Esed = Ve (bil ki,) eğer senin başına Allah bir darlık, bir sıkıntı saracak olsa, O'ndan başka onu giderecek yoktur: Ve eğer hakkında iyilik, genişlik diliyorsa, O'nun lütuf ve cömertliğini engelleyebilecek kimse de yoktur; O lütuf ve cömertliğini kullarından dilediğine nasip eder. Çünkü çok acıyan, esirgeyen gerçek bağışlayıcı O'dur.
Mustafa İslamoğlu = Yine (unutma ki), eğer Allah sana bir darlık musallat ederse, onu O'ndan başka kimse savuşturamaz! Fakat eğer senin için bir hayır dilerse, O'nun lütuf ve kereminin önüne gerilecek kimse yoktur. O lütuf ve keremini, kullarından dileyen kimselere bağışlamak ister: Zira O mutlak bağış sahibidir, sonsuz rahmet kaynağıdır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve eğer Allah Teâlâ sana bir zarar dokundurursa artık O'ndan başka onu bir açacak yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse artık O'nun fazlını reddedecek de yoktur. Bunu kullarından dilediğine eriştirir ve gafûrdur rahîmdir.
Ömer Öngüt = Eğer Allah sana bir zarar bir sıkıntı verirse, onu senden kaldıracak O'dur. Eğer sana bir hayır ve iyilik dilerse, lütfuna kimse mâni olamaz. O bunu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Şaban Piriş = Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O’ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse; O’nun nimetini engelleyecek yoktur. Onu kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, merhametlidir.
Sadık Türkmen = Eğer Allah sana bir zarar isabet ettirirse; onu, O’ndan başka kaldıracak yoktur. Ve eğer, sana bir hayır dilerse; O’nun lütfunu geri çevirecek yoktur!” O, hayrını kullarından gereğini yapana verir. Çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
Seyyid Kutub = Allah sana bir sıkıntı verirse onu yine ancak Allah giderir. Sana bir iyilik dilediği takdirde O’nun nimetini engelleyecek bir kuvvet de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, Gafûr dur, Rahîm dir.
Suat Yıldırım = Eğer Allah sana bir sıkıntı, bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka giderecek yoktur. Şayet sana hayır dilerse, o durumda O’nun bu lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O, lütfunu ihsanını kullarından dilediğine eriştirir. O, öyle gafur, öyle rahîmdir! (affı, merhamet ve ihsanı boldur).
Süleyman Ateş = Eğer Allâh sana bir zarar dokundursa onu, yine O'ndan başka kaldıracak yoktur ve eğer sana bir hayır dilese, O'nun keremini de geri çevirecek yoktur. Hayrını, kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran = Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek = Allah sana bir zarar verecek olsa, bunu Ondan başkası kaldıramaz. Senin için bir hayır murad ederse, Onun lütfunu geri çevirebilecek kimse de olmaz. O lütfunu kullarından dilediğine nasip eder. O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah sana bir zarar dokundurursa, onu kaldıracak olan başkası değil, yine O'dur. O sana bir hayır dilerse, O'nun lütfunu reddedecek yoktur. Kullarından dilediğini lütfuyla nasiplendirir. Gafûr'dur O, Rahîm'dir.
İskender Ali Mihr = Ve eğer Allah, sana bir zarar (bir darlık) dokundurursa, artık onu, O’ndan (Allah’tan) başka giderecek kimse yoktur. Ve eğer sana (senin için) bir hayır isterse, o taktirde O’nun fazlını geri çevirecek kimse yoktur. O’nu kullarından dilediği kimseye isabet ettirir. Ve O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (rahmet nurunun sahibi).
İlyas Yorulmaz = Allah sana bir zarar verecek olursa, o zararı kendisinden başka kaldıracak olan hiçbir kimse yoktur. Allah sana bir hayır vermeyi dilerse, o hayrı geri çevirecek de hiç kimse yoktur. Allah hayrını kullarından dilediği kimselere verir. Çünkü O bağışlayan ve merhametli olandır.