إِنَّا نَخَافُ مِن رَّبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا
İnnâ nehâfu min rabbinâ yevmen abûsen kamtarîrâ(kamtarîran).
innâ | : muhakkak ki biz |
nahâfu | : korkuyoruz |
min rabbi-nâ | : Rabbimizden |
yevmen | : gün |
abûsen | : asık yüz |
kamtarîran | : belâlı, zor |
Diyanet İşleri = “Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki biz, suratları astıran, azâbı pek şiddetli olan gün, Rabbimizden korkarız.
Abdullah Parlıyan = Doğrusu sıkıntı ve dehşet dolu bir günde Rabbimize vereceğimiz hesabın korkusunu duyuyoruz.”
Adem Uğur = Biz, çetin ve belâlı bir günde Rabbimizden (O'nun azabına uğramaktan) korkarız (derler).
Ahmed Hulusi = "Muhakkak ki biz Rabbimizden, gazaplı ve çok çetin bir süreçten korkarız" (derler).
Ahmet Tekin = 'Biz, zor ve belâlı bir günde Rabbimizden korkarız.' derler.
Ahmet Varol = Çünkü biz suratların asılacağı, zorlu bir gün dolayısıyla Rabbimizden korkarız.'
Ali Bulaç = "Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz."
Ali Fikri Yavuz = Çünkü biz Rabbimizden korkarız; bed çehreli, çatık suratlı bir günün azabından...
Ali Ünal = “Muhakkak ki biz, oldukça çetin ve yüzleri renkten renge sokacak bir günde Rabbimizin cezalandırmasından korkmaktayız.”
Bayraktar Bayraklı = (7-10) Adaklarını yerine getirirler ve kötülüğü yaygın olan bir günden korkarlar. Sevdikleri gıdalardan yoksula, yetime ve esire yedirirler. “Biz, size sırf Allah rızası için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık, ne de teşekkür bekliyoruz. Çünkü biz suratsız, çok katı bir günün azabından ötürü Rabbimizden korkarız” derler.
Bekir Sadak = (9-10) «Biz sizi ancak Allah rizasi icin doyuruyoruz, bir karsilik ve tesekkur beklemiyoruz. Dogrusu biz cok asik suratlarin bulunacagi bir gunde Rabbimizden korkariz» derler.
Celal Yıldırım = Şüphesiz ki biz, asık suratlı (yüzlerin asık olacağı) bir günde Rabbımızdan korkarız (derler).
Cemal Külünkoğlu = (8-10) Ve kendileri ihtiyaç duydukları halde yiyeceklerini, fakire, yetime ve esire ikram ederler ve (yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz, yüzleri asık duruma getiren çetin bir günde Rabbimizin azabından korkarız.”
Diyanet İşleri (eski) = (9-10) 'Biz sizi ancak Allah rızası için doyuruyoruz, bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz. Doğrusu biz çok asık suratların bulunacağı bir günde Rabbimizden korkarız' derler.
Diyanet Vakfi = «Biz, çetin ve belâlı bir günde Rabbimizden (O'nun azabına uğramaktan) korkarız» (derler).
Edip Yüksel = 'Biz, suratsız ve belalı bir günden ötürü Rabbimizden çekiniriz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü biz rabbımızdan korkarız, bir suratsız kara günden (derler)
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü biz Rabbimizden korkarız, bir suratsız kara günden! (derler.)
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Biz sert ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız.» derler.
Gültekin Onan = "Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle rabbimizden korkuyoruz."
Harun Yıldırım = “Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz.”
Hasan Basri Çantay = «çünkü biz Rabbimizden, o burtarık suratlı çetin günden korkarız» (derlerdi).
Hayrat Neşriyat = (9-10) 'Sizi, ancak Allah rızâsı için yediriyoruz; sizden ne bir ücret, ne de bir teşekkür bekliyoruz; çünki biz, kaşları çatık, asık suratlı bir günde Rabbimizden korkarız!' (derlerdi).
İbni Kesir = Doğrusu Biz; suratları astırdıkça astıracak bir günde Rabbımızdan korkarız.
Kadri Çelik = “Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkmaktayız.”
Muhammed Esed = doğrusu, sıkıntı ve dehşet dolu bir Gün'de Rabbimize (vereceğimiz) hesabın korkusunu duyuyoruz!"
Mustafa İslamoğlu = Elbet biz yüzleri asıp kaşları çatan bir günde Rabbimizin (rızasını) kaybetmekten korkuyoruz.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Muhakkak ki, biz Rabbimizden korkarız, bir katı yüzlü, şiddetli günden.»
Ömer Öngüt = "Biz sert ve belâlı bir günde Rabbimizden korkarız. "
Şaban Piriş = Biz, korkunç şiddetli bir günde Rabbimiz'den korkarız.
Sadık Türkmen = “biz, çetin ve belâlı bir günde Rabbimizden (O’nun azabına uğramaktan) korkarız” (derler).
Seyyid Kutub = Çünkü biz asık suratlı ve çetin bir günde Rabbimizden korkarız.
Suat Yıldırım = Biz, yüzleri ekşiten asık suratlı o günde Rabbimizin gazabından korkarız."
Süleyman Ateş = "Çünkü biz suratsız, çok katı bir gün(ün azâbın)dan ötürü Rabbimizden korkarız." (derler).
Tefhim-ul Kuran = «Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkmaktayız.»
Ümit Şimşek = 'Biz o haşin ve belâlı günde Rabbimizden korkarız.'
Yaşar Nuri Öztürk = Çünkü biz, asık suratlı, sert bir gün yüzünden Rabbimizden korkarız." derler.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki biz, yüzlerin asık olduğu, belâlı, zor günde Rabbimizden korkuyoruz.
İlyas Yorulmaz = Biz Rabbimizin, sıkıntı ve kâbuslarla dolu bir gününden korkuyoruz.