وَقَالُوا أَئِذَا ضَلَلْنَا فِي الْأَرْضِ أَئِنَّا لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ بَلْ هُم بِلِقَاء رَبِّهِمْ كَافِرُونَ
Ve kâlû e izâ dalelnâ fîl ardı e innâ le fî halkın cedîd(cedîdin), bel hum bi likâi rabbihim kâfirûn(kâfirûne).
ve kâlû | : ve dediler |
e | : mı |
izâ dalelnâ | : dalıp karıştığımız zaman |
fî el ardı | : arzda, yerde (toprağın içinde) |
e | : mı |
innâ | : muhakkak biz |
le | : elbette, mutlaka |
fî | : içinde |
halkın | : yaratılış |
cedîdin | : yeni |
bel | : hayır |
hum | : onlar |
bi likâi | : (Allah’a) ulaşmayı |
rabbi-him | : Rab’leri |
kâfirûne | : inkâr edenler |
Diyanet İşleri = (Kâfirler dediler ki:) “Biz toprakta yok olduktan sonra mı, biz mi yeniden yaratılacakmışız? Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve dediler ki: Yeryüzüne karışıp kaybolduktan sonra mı yeniden yaratılacağız? Hayır, onlar, Rablerine kavuşacaklarını inkâr etmedeler.
Abdullah Parlıyan = Ve dediler ki: Yeryüzüne karışıp kaybolduktan sonra mı, yeniden yaratılacağız? Hayır, onlar buna inanmamakla, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
Adem Uğur = Toprağın içinde kaybolduğumuz zaman, gerçekten (o vakit) biz mi yeniden yaratılacağız? derler. Doğrusu onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Yerde yok olduktan sonra, biz mi yeni bir yapı ile yaşama devam edeceğiz?" Hayır, onlar, Rablerinin (Esmâ'sıyla) varlıklarında açığa çıkışı farkındalığını yaşamayı (likâsını) inkâr edenlerdir.
Ahmet Tekin = 'Toprağın içinde kaybolduğumuz zaman mı, gerçekten o vakit, biz mi, yeniden yaratılacağız?' derler. Doğrusu onlar, diriltilerek Rablerinin huzurunda hesaba çekilmeyi, mükâfat ve cezayı inkâr ediyorlar.
Ahmet Varol = Dediler ki: 'Yerde kaybolup gittikten sonra mı, biz mi yeniden yaratılacağız?' Gerçekten onlar Rablerine kavuşmayı inkâr edenlerdir.
Ali Bulaç = Dediler ki: "Biz yer (toprağın için)de yok olup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeniden yaratılmış olacağız?" Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkar edenlerdir.
Ali Fikri Yavuz = Bir de (kıyameti inkâr edenler): “- Arzda, toprağa karışıb kaybolduğumuzda mı; cidden biz mi, yeni bir yaratılışta olacağız?” dediler. Doğrusu onlar, Rablerinin huzuruna varacaklarını inkâr eden kâfirlerdir.
Ali Ünal = Bir de, “Şimdi biz toprakta yok olup gittikten sonra, yani biz o zaman yeniden mi yaratılacağız?” diyorlar. Gerçek şu ki onlar, (aslında yeniden yaratılmayı imkânsız görüyor değiller,) fakat Rabbileriyle buluşmayı inkâr etmektedirler.
Bayraktar Bayraklı = “Toprağın içinde kaybolduğumuzda, gerçekten biz mi yeniden yaratılacağız?” derler. Gerçekten onlar, Rabblerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
Bekir Sadak = Puta tapanlar: «Topraga karisip yok olduktan sonra yeniden mi yaratilacagiz?» derler. Evet; onlar, Rab'lerine kavusmayi inkar edenlerdir.
Celal Yıldırım = Dediler ki: Yeryüzünde toprağa karışıp belirsiz hale geldiğimizde mi yeniden yaratılacağız ? Hayır, (onlar buna inanmamakla) Rablarına kavuşmayı inkâr ediyorlar.
Cemal Külünkoğlu = (İnkârcılar:) “Biz yerde toprağa karışıp yok olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız?” dediler. Çünkü onlar, Rablerine kavuşmayı inkâr edenlerdir.
Diyanet İşleri (eski) = Puta tapanlar: 'Toprağa karışıp yok olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız?' derler. Evet; onlar, Rab'lerine kavuşmayı inkar edenlerdir.
Diyanet Vakfi = «Toprağın içinde kaybolduğumuz zaman, gerçekten (o vakit) biz mi yeniden yaratılacağız?» derler. Doğrusu onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
Edip Yüksel = Ve, 'Biz toprağa karışıp kaybolduktan sonra yeniden mi yaratılacağız?' dediler. Doğrusu, onlar Rab'leri ile kavuşmayı inkar edenlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de: â! Arzda gaib olduğumuzda mı? Cidden biz mi muhakkak yeni bir hılkatte olacağız? dediler, fakat onlar rablarının likasını (huzuruna varacaklarını) inkâr eden kâfirlerdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de: «A! Yeryüzünde kaybolup gittikten sonra mı, gerçekten biz mi muhakkak yeni bir yaratılışta olacağız?» dediler. Fakat onlar Rablerine kavuşmayı inkar eden kafirlerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar: «Biz yerde kaybolup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışta bulunacağız?» dediler. Fakat onlar Rablerine kavuşmayı (O'nun huzuruna varacaklarını) inkâr eden kâfirlerdir.
Gültekin Onan = Dediler ki: "Biz yer (toprağın için)de yok olup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeniden yaratılmış olacağız?" Hayır, onlar rablerine kavuşmaya küfredenlerdir.
Harun Yıldırım = "Toprağın içinde kaybolduğumuz zaman, gerçekten (o vakit) biz mi yeniden yaratılacağız?" derler. Doğrusu onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
Hasan Basri Çantay = Dediler ki: «Biz yerde (çürüyüb) gaalib olduğumuz vakit mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışda (bulunacağız)»? Evet, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr edicidirler.
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki (onlar): '(Biz) yerin içinde kaybolduğumuz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışta olacağız?' dediler. Hayır! Onlar, Rablerine kavuşmayı inkâr eden kimselerdir.
İbni Kesir = Dediler ki: Toprağa karışıp yok olduktan sonra mı, biz, yeniden yaratılacağız. Evet onlar; Rabblarına kavuşmayı inkar edenlerdir.
Kadri Çelik = Dediler ki: “Biz yerde yok olup gittikten sonra, gerçekten biz yeni bir yaratılışta mı olacağız?” Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr edenlerdir.
Muhammed Esed = Nitekim (çoğu) insanlar, "Ne! Biz (ölüp) toprağın altında kaybolduktan sonra yeni bir yaratılış eylemi sonucunda (hayata yeniden döndürülmüş) mü olacağız?" derler. Hayır, ama (böyle söyleyerek) Rablerine kavuşacakları gerçeğini inkar ederler!
Mustafa İslamoğlu = Bir de kalkıp derler ki: "Yani biz toprağın içinde kayıplara karışınca mı? Sahiden de biz yeniden yaratılacak mıyız?" Aslında (bu tavırlarıyla) onlar, Rablerinin huzuruna çıkıp (hesap vermeyi) inkar etmektedirler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve dediler ki: «Biz yerde gaib olduğumuz zaman mı, muhakkak biz mi bir yeni yaradılışta bulunacağız?» Evet. Onlar Rablerine kavuşmayı inkar eden kimselerdir.
Ömer Öngüt = Dediler ki: “Toprağın içinde kaybolduğumuz zaman mı, biz mi yeniden yaratılacağız?” Doğrusu onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.
Şaban Piriş = -Biz, toprakta kaybolup gittikten sonra mı yeniden yaratılacağız? dediler. Aslında onlar, Rab’leri ile karşılaşmayı inkar ediyorlar!
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Biz toprağın içinde kaybolup gittiğimiz zaman, gerçekten biz yeniden yaratılacak mıyız?” Aksine onlar, Rableriyle karşılaşmayı inkâr edenlerdir.
Seyyid Kutub = Puta tapanlar: «Biz yerde toprağa karışıp yok olduktan sonra yeniden mi yaratılacağız?» derler. Doğrusu onlar Rabb'ine kavuşmayı inkâr edenlerdir.
Suat Yıldırım = Bir de: "Â! Toprağın dibinde toz olup kaybolduğumuz zaman, gerçekten bu hale gelmiş olan bizler mi yeniden yaratılacağız!" derler. Hatta onlar Rab’lerinin huzuruna varacaklarını da inkâr ederler.
Süleyman Ateş = "Biz toprakta kaybolduktan sonra, yeni bir yaratılış içinde mi olacağız?" dediler. Doğrusu onlar, Rablerine kavuşmayı inkâr edenlerdir.
Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Biz yer (toprağın için)de yok olup gittikten sonra, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışta bulacakmışız?» Hayır, onlar Rablerine kavuşmayı inkâr edenlerdir.
Ümit Şimşek = Bir de dediler ki: 'Toprağın altında kaybolup gittikten sonra yeniden mi yaratılacağız?' Doğrusu onlar Rablerine kavuşmayı inkâr ediyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Şöyle dediler: "Toprakta kaybolup gittiğimiz zaman mı, o zaman mı yeni bir yaratılış içinde olacağız!" Gerçek şu ki, onlar herşeyden önce, Rablerinin huzuruna varmayı inkâr ediyorlar.
İskender Ali Mihr = Ve dediler ki: "Biz yerde (toprağın içinde) (toprağa) karıştığımız zaman biz mutlaka yeni bir yaratılış içinde mi olacağız?" Hayır, onlar, Rab’lerine mülâki olmayı (ulaşmayı) inkâr edenlerdir.
İlyas Yorulmaz = Sonra onlar ”Biz toprak içinde yok olduktan sonra, yeni bir yaratılışla mı diriltileceğiz?” dediler. Hayır! Onlar Rablerine kavuşmayı inkâr ediyorlar.