اقْتَرَبَ لِلنَّاسِ حِسَابُهُمْ وَهُمْ فِي غَفْلَةٍ مَّعْرِضُونَ
Ikterabe lin nâsi hisâbuhum ve hum fî gafletin mu’ridûn(mu’ridûne).
ıkterebe(karibun) | : yaklaştı |
li en nâsi | : insanlar için |
hisâbu-hum | : onların hesabı, hesap vermesi, hesaba çekilmesi |
ve hum | : ve onlar |
fî gafletin | : gaflet içinde |
mu’ridûne | : yüz çevirenler |
Diyanet İşleri = İnsanların hesaba çekilmeleri yaklaştı. Hâlbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler.
Abdulbaki Gölpınarlı = İnsanların hesap günü yaklaştı da hâlâ onlar gaflet içinde, yüz çevirmedeler.
Abdullah Parlıyan = İnsanların hesap verme anı yaklaştığı halde, onlar bundan yüz çeviriyorlar.
Adem Uğur = İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.
Ahmed Hulusi = İnsanlara yaptıklarının sonucunu görme süreci yaklaşmıştır! Onlar ise kozaları içinde aldırmaz bir hâldeler!
Ahmet Tekin = İnsanların hesaba çekilme günü yaklaştı. Onlar hâlâ gaflet içinde, Kur’ân öğrenimine, Kur’ân öğretimine, İslâm’ı tebliğe, Kur’ân ilkelerinin yaşanmasına engel tedbirler alıyorlar, şeriattan yüz çeviriyorlar.
Ahmet Varol = İnsanların hesapları yaklaştı. Oysa onlar gaflet içinde, yüz çevirmektedirler.
Ali Bulaç = İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
Ali Fikri Yavuz = İnsanların hesab vakti (kıyamet günü) yaklaştı. Onlar ise, halâ bundan gaflette, yan çizib aldırmıyorlar.
Ali Ünal = İnsanlar için hesap verme vakti yaklaştı, fakat onlar halâ koyu bir gaflet ve umursamazlık içinde dalmış gidiyorlar.
Bayraktar Bayraklı = İnsanların hesapları yaklaştı; fakat onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler.[323]
Bekir Sadak = insanlarin hesap gorme zamani yaklasti, fakat onlar hala habersiz, hakdan yuz ceviriyorlar.
Celal Yıldırım = İnsanların hesap verme (günü) yaklaştı; onlar hâlâ gaflet içinde (Hak'tan) yüzçevirirler.
Cemal Külünkoğlu = İnsanlar için hesap görme vakti yaklaştığı halde onlar hâlâ gaflet içinde gerçeğe yüz çeviriyorlar.
Diyanet İşleri (eski) = İnsanların hesap görme zamanı yaklaştı, fakat onlar hala habersiz, hakdan yüz çeviriyorlar.
Diyanet Vakfi = İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.
Edip Yüksel = İnsanların hesapları yaklaştı; ancak onlar hâlâ bir aymazlık içinde yüz çevirmektedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Yaklaştı nâsa hisabları onlar ise hâlâ gaflette aldırmıyorlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İnsanlara hesap zamanı yaklaştı. Onlar ise hala gaflet içinde aldırmıyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İnsanların hesab (görme) zamanı yaklaştı. Onlar ise hâlâ gaflet içinde, yan çizip aldırmıyorlar.
Gültekin Onan = İnsanları sorgulama (zamanı) yaklaştı, kendileri ise gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
Harun Yıldırım = İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hal böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirdiler.
Hasan Basri Çantay = İnsanların hesâb (günleri yaklaşdı. Böyleyken onlar (haalâ) gaflet içindedirler, (bunu tefekkürden) yüz çeviricidirler.
Hayrat Neşriyat = İnsanlara hesabları yaklaştı; fakat onlar (hâlâ) gaflet içinde (o güne îmân ile hazırlanmaktan) yüz çeviren kimselerdir.
İbni Kesir = İnsanların hesab zamanı yaklaştı. Fakat onlar hala gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
Kadri Çelik = İnsanların sorgulaması yakınlaştı, kendileri ise bir gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
Muhammed Esed = İnsanlar için hesap görme vakti yaklaşıyor; ama onlar (bu yaklaşan şeye karşı) hala inatla umursamazlık gösteriyorlar.
Mustafa İslamoğlu = İnsanlar için yaptıklarının hesabını verme vakti oldukça yaklaştı; fakat onlar hala gaflet içerisinde (bu gerçeğe) sırt çeviriyorlar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Nâsa hesapları yaklaştı. Halbuki, onlar gaflet içinde yüz çevirir kimselerdir.
Ömer Öngüt = İnsanların hesap görme zamanı yaklaştı, fakat onlar hâlâ gaflet içindedirler.
Şaban Piriş = İnsanların hesabı yaklaşmış olmasına rağmen onlar, gaflet içinde yüz çeviriyorlar.
Sadık Türkmen = Insanlarin hesapları yaklaştı, oysa onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
Seyyid Kutub = İnsanların hesap verme günü yaklaştığı halde onlar halâ gaflet içinde gerçeğe yüz çeviriyorlar.
Suat Yıldırım = İnsanların hesap verme vakti yaklaştı. Ama onlar hâlâ koyu bir gaflet içinde haktan yüz çevirmekteler.
Süleyman Ateş = İnsanların hesapları yaklaştı, fakat onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
Tefhim-ul Kuran = İnsanların sorgulaması yakınlaştı, kendileri ise bir gaflet içinde yüz çevirmektedirler.
Ümit Şimşek = Hesapları yaklaştı; ama insanlar hâlâ gaflette, aldırmıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Yaklaştı insanlara hesapları! Ve onlar hâlâ gaflet içinde yüz çevirip durmadalar.
İskender Ali Mihr = İnsanlar için hesap vakti yaklaştı. Ve onlar, gaflet içinde yüz çevirenlerdir.
İlyas Yorulmaz = İnsanlar ve gaflet içinde (Rablerinin uyarılarına) yüz çevirmiş iken, hesap saatleri yaklaşmıştır.