أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ
Elhâkumut tekâsur(tekâsuru).
elhâ-kum (u) | : sizi oyaladı |
et tekâsuru | : çoklukla (mal, mülk, evlât ile) övünme |
Diyanet İşleri = (1-2) Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Oyaladı mal mülk çokluğuyla öğünmek sizleri.
Abdullah Parlıyan = Açgözlülük saplantısı içinde, mal mülk çokluğuyla övünmek oyaladı sizleri.
Adem Uğur = Çokluk kuruntusu sizi o derece oyaladı ki,
Ahmed Hulusi = Tekasür (zenginlik ve sülaleniz) sizi aldatıp oyaladı!
Ahmet Tekin = Çokluk kuruntusu, çoklukla, evlât ve servet ile övünmek sizi boş meşguliyetlere sürükleyerek oyaladı.
Ahmet Varol = Çoklukla övünmek sizi oyaladı,
Ali Bulaç = (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi.'
Ali Fikri Yavuz = Soy-sopunuzla öğünmek, sizi (Allah’a ibadet etmekten) öyle meşgul etti ki,
Ali Ünal = Nesep ve malla böbürlenip yarışma sizleri oyaladıkça oyaladı;
Bayraktar Bayraklı = (1-2) Ta ki ölüp kabre gelinceye kadar, çoklukla övünmek sizi oyaladı. [801][802]
Bekir Sadak = (1-2) Cogunluk olmak iddianiz sizi o kadar mesgul etti ki, mezarlari ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.
Celal Yıldırım = Çokluk kuruntusu sizi o kadar oyaladı ki,
Cemal Külünkoğlu = (1-2) Çocukla böbürlenmek sizi kabirleri ziyarete kadar oyaladı. (Öyle ki ölülerinizi bile sayarak onlarla övünmeye kalktınız.)
Diyanet İşleri (eski) = (1-2) Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz.
Diyanet Vakfi = (1-2) Çokluk kuruntusu sizi o derece oyaladı ki, nihayet kabirleri ziyaret ettiniz.
Edip Yüksel = Çoğaltma yarışı sizi alabildiğine meşgul etti;
Elmalılı Hamdi Yazır = Oyaladı o çokluk kuruntusu sizleri
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O çokluk kuruntusu sizleri oyaladı,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (1-2) Çoklukla övünmek, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.
Gültekin Onan = (Mal, mülk ve servetle) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi'.
Harun Yıldırım = Çoklukla övünmek sizi o kadar çok oyaladı ki;
Hasan Basri Çantay = Sizi çoklukla böbürleniş, (o derecede) oyaladı (ki),
Hayrat Neşriyat = (1-2) Sizi tekâsür’le (o çoklukla, mal ve evlâd çokluğuyla) övünmek (o kadar) oyaladı ki, nihâyet kabirleri ziyâret ettiniz (ve artık ölmüş olanlarınızı dahi sayarak gururlandınız)!
İbni Kesir = Çokluk ile böbürlenmeniz, sizi öylesine oyaladı ki;
Kadri Çelik = Mal ve evlat çoğaltma yarışı sizi oyaladı.
Muhammed Esed = Bir açgözlülük saplantısı içindesiniz,
Mustafa İslamoğlu = Çoğaltma tutkusu sizi oyalayıp durdu,
Ömer Nasuhi Bilmen = (1-2) Sizi o çokluk kuruntusu oyaladı. Tâ ki, kabirleri ziyaret ediverdiniz.
Ömer Öngüt = Çoklukla öğünmek sizi o derece oyaladı ki,
Şaban Piriş = Çoklukla övünmek sizi oyaladı.
Sadık Türkmen = Çokluk kuruntusu içindesiniz;
Seyyid Kutub = Mal ve evlat çoğaltma yarışı sizi oyaladı.
Suat Yıldırım = Dünyalıklarla böbürlenmek, oyaladı sizleri.
Süleyman Ateş = Çokluk yarışı, sizi oyaladı,
Tefhim-ul Kuran = (Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp kendinizden geçirdi.'
Ümit Şimşek = Çokluğunuzla övünmek sizi oyaladı:
Yaşar Nuri Öztürk = Aldatıp oyaladı o çokluk yarışı sizleri,
İskender Ali Mihr = Çoklukla (mal, mülk, evlât ile) övünmeniz sizi oyaladı.
İlyas Yorulmaz = Karşılıklı çoklukla (mal, evlat, para, kabile ile vs. ) övünme, onları oyaladı durdu.