Aranılan kelime ile eşleşen ayetler
فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ يَكْتُبُونَ الْكِتَابَ بِأَيْدِيهِمْ ثُمَّ يَقُولُونَ هَذَا مِنْ عِندِ اللّهِ لِيَشْتَرُواْ بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً فَوَيْلٌ لَّهُم مِّمَّا كَتَبَتْ أَيْدِيهِمْ وَوَيْلٌ لَّهُمْ مِّمَّا يَكْسِبُونَ
Diyanet Vakfi = Elleriyle (bir) Kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için «Bu Allah katındandır» diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların!
اللّهِ الَّذِي لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَوَيْلٌ لِّلْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ شَدِيدٍ
Diyanet Vakfi = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!
فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِن بَيْنِهِمْ فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ كَفَرُوا مِن مَّشْهَدِ يَوْمٍ عَظِيمٍ
Diyanet Vakfi = Sonra guruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Büyük güne şahit olunduğu zamanda vay o kâfirlerin haline!
وَمَا خَلَقْنَا السَّمَاء وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا بَاطِلًا ذَلِكَ ظَنُّ الَّذِينَ كَفَرُوا فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ كَفَرُوا مِنَ النَّارِ
Diyanet Vakfi = Gogu, yeri ve ikisinin arasinda bulunanlari bosuna yaratmadik. Bunun bosuna oldugu, inkar edenlerin sanisidir. Vay atese ugrayacak inkarcilarin haline!
أَفَمَن شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَى نُورٍ مِّن رَّبِّهِ فَوَيْلٌ لِّلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُم مِّن ذِكْرِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ
Diyanet Vakfi = Allah kimin gönlünü İslâm'a açmışsa o, Rabbinden bir nûr üzerinde değil midir? Allah'ı anmak hususunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ يُوحَى إِلَيَّ أَنَّمَا إِلَهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ فَاسْتَقِيمُوا إِلَيْهِ وَاسْتَغْفِرُوهُ وَوَيْلٌ لِّلْمُشْرِكِينَ
Diyanet Vakfi = De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilâhınızın bir tek İlâh olduğu vahy olunuyor. Artık O'na yönelin, O'ndan mağfiret dileyin. Ortak koşanların vay haline!
فَاخْتَلَفَ الْأَحْزَابُ مِن بَيْنِهِمْ فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ أَلِيمٍ
Diyanet Vakfi = Ama aralarından çıkan guruplar, bir ihtilâfa düştüler. Acı bir günün azabı karşısında vay o zulmedenlerin haline!
وَيْلٌ لِّكُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٍ
Diyanet Vakfi = Vay haline, her yalancı ve günahkâr kişinin!
فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ كَفَرُوا مِن يَوْمِهِمُ الَّذِي يُوعَدُونَ
Diyanet Vakfi = Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline!
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ يوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Diyanet Vakfi = O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!
وَيْلٌ لِّلْمُطَفِّفِينَ
Diyanet Vakfi = (1-3) İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!
وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ
Diyanet Vakfi = (1-2) Arkadan çekiştirmeyi, yüze karşı eğlenmeyi âdet edinen herkesin vay haline! O ki, mal toplamış ve onu sayıp durmuştur.
فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ
Diyanet Vakfi = (4-5) Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar.