Kur’an-ı Kerim Meali

Hûd / 95- Ke en lem yagnev fîhâ, e lâ bu’den li medyene kemâ baıdet semûd(semûdu).

Diyanet Vakfi = Sanki orada hiç barınmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak olduğu gibi Medyen kavmi de uzak oldu.

Hac / 42- Ve in yukezzibûke fe kad kezzebet kablehum kavmu nûhın ve âdun ve semûd(semûdun).

Diyanet Vakfi = (42-44) (Resûlüm!) Eğer onlar (inkârcılar) seni yalanlıyorlarsa, (şunu bil ki) onlardan önce Nuh'un kavmi, Âd, Semûd, İbrahim'in kavmi, Lût'un kavmi ve Medyen halkı da (peygamberlerini) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kâfirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim (cezalandırmam)!

Şu’arâ / 141- Kezzebet semûdul murselîn(murselîne).

Diyanet Vakfi = Semûd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla suçladı.

Sâd / 13- Ve semûdu ve kavmu lûtın ve ashâbul eyketi, ulâikel ahzâb(ahzâbu).

Diyanet Vakfi = (12-13) Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd, Lût kavmi ve Eyke halkı da peygamberleri yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen topluluklardır.

Fussilet / 17- Ve emmâ semûdu fe hedeynâhum festehabbûl amâ alel hudâ fe ehazethum sâıkatul azâbil hûni bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

Diyanet Vakfi = Semûd'a gelince onlara doğru yolu gösterdik, ama onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Böylece yapmakta oldukları kötülükler yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarptı.

Kâf / 12- Kezzebet kablehum kavmu nûhın ve ashâbur ressi ve semûdu.

Diyanet Vakfi = Onlardan önce Nuh kavmi, Res halkı ve Semûd da yalanlamıştı.

Kamer / 23- Kezzebet semûdu bin nuzur(nuzuri).

Diyanet Vakfi = Semûd kavmi de uyarıcıları yalanladı.

Hâkka / 4- Kezzebet semûdu ve âdun bil kâriah(kâriati).

Diyanet Vakfi = Semûd ve Âd kavimleri, kapılarını çalacak felâketi (kıyameti) yalan saymışlardı.

Hâkka / 5- Fe emmâ semûdu fe uhlikû bit tâgıyeh(tâgıyeti).

Diyanet Vakfi = Semûd'a gelince: Onlar pek zorlu (bir sarsıntı) ile helâk edildiler.

Şems / 11- Kezzebet semûdu bi tagvâhâ.

Diyanet Vakfi = (11-15) Semûd kavmi azgınlığı yüzünden (Allah'ın elçisini) yalanladı. Onların en bedbahtı (deveyi kesmek için) atıldığında, Allah'ın Resûlü onlara: «Allah'ın devesine ve onun su hakkına dokunmayın!» dedi. Ama onlar, onu yalanladılar ve deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri günahları sebebiyle onlara büyük bir felâket gönderdi de hepsini helâk etti. (Allah, bu şekilde azap etmenin) âkıbetinden korkacak değil ya!