Önceki Ayet Sonraki Ayet  
21. Sûre Enbiyâ/96

 حَتَّى إِذَا فُتِحَتْ يَأْجُوجُ وَمَأْجُوجُ وَهُم مِّن كُلِّ حَدَبٍ يَنسِلُونَ

  Hattâ izâ futihat ye’cûcu ve me’cûcu ve hum min kulli hadebin yensilûn(yensilûne).

Kelime Karşılaştırma
hattâ izâ : olduğu zaman
futihat : açıldı
ye’cûcu : yecüc
ve me’cûcu : ve mecüc
ve hum : ve onlar
min kulli : hepsinden
hadebin : taraftan, tepeden
yensilûne : hızla koşarlar, saldırırlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sonunda Ye'cüc ve Me'cuc'un seti açılınca ve onlar, her tepeden yeryüzüne saldırınca.

 Abdullah Parlıyan = Nihayet yerleri Allah tarafından bilinen, kalabalık nüfuslarıyla ünlü iki toplum olan Ye'cüc ve Me'cüc'ün sedleri açılıp ta yeryüzünü dağılmaları için her tepeden saldıracakları

 Adem Uğur = Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc (sedleri) açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman;

 Ahmed Hulusi = Nihayet Ye'cüc ve Me'cüc kapılarının açıldığı zaman, her hadebden (yüksekçe yer - belki de uzay gemilerinden) hızlıca inerler!

 Ahmet Tekin = Onlar her dere ve tepeden akın edip çıkan Ye’cûc ve Me’cûc’ün seddinin, yollarının açıldığı zamana, kıyametin kopacağı âna kadar berzah âleminde kalırlar.

 Ahmet Varol = Nihayet Ye'cuc ve Me'cuc('un setleri) açıldığında onlar her tepeden akın ederler.

 Ali Bulaç = Yecuc ve Mecuc (un sedleri) açıldığında, onlar her bir tepeden akın ederler;

 Ali Fikri Yavuz = Nihayet Ye’cûc ve Me’cûc’ün seddi açılıp da her tepeden saldırdıkları;

 Ali Ünal = Nihayet bir zaman gelir, Ye’cuc ve Me’cuc’un önü açılır ve her tepeden yığın yığın akın etmeye başlarlar.

 Bayraktar Bayraklı = (96-97) Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc setleri açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman, verilen gerçek söz yaklaştığında inkâr edenlerin gözleri donakalır! “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz, bu durumdan habersizmişiz, hatta biz zâlim kimselermişiz” derler.[336]

 Bekir Sadak = Yecuc ve Mecuc'un seddi yikildigi zaman her dere ve tepeden bosanirlar.

 Celal Yıldırım = Sonunda Ye'cûc ve Me'cûc (seddi) açılır da her bir tepeden sökülüp sür'atle inerler.

 Cemal Külünkoğlu = Nihayet (kıyamet alametlerinden olan) Ye'cüc ve Me'cüc'ün önü açıldığı zaman her tepeden akın ederler.

 Diyanet İşleri (eski) = Yecüc ve Mecüc'ün seddi yıkıldığı zaman her dere ve tepeden boşanırlar.

 Diyanet Vakfi = Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc (sedleri) açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman;

 Edip Yüksel = Nihayet, Yecuc ve Mecuc'un önü açıldığı zaman, onlar her yönden saldırırlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc açılıb da her tepeden saldırdıkları

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Nihayet Ye'cuc ve Me'cuc(un seddi) açılıp da her tepeden saldırdıkları;

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc(un seddi) açıldığı zaman, ki onlar her dere ve tepeden akın edip çıkarlar.

 Gültekin Onan = (96-97) Yecuc ve Mecuc(un sedleri) açıldığında, onlar her bir tepeden akın ederler. Gerçek olan vaad yaklaşmıştır, işte o zaman, küfredenlerin gözleri yuvalarından fırlayacak: "Eyvahlar bize, biz bundan tam bir gaflet içindeydik hayır, bizler zalim kimselerdik" (diyecekler).

 Harun Yıldırım = Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc açıldığı ve onlar her tepeden akın ettiği zaman;

 Hasan Basri Çantay = (96-97) Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc (un seddi) açılıb da her tepeden saldıracakları ve gerçek va'd olan (kıyamet) yaklaşdığı vakit, işte o zaman o küfr (ve inkâr) edenlerin gözleri hemen belirib kalacak, «Eyvah bizlere! Doğrusu biz bundan gaflet içindeydik. Hayır, biz zaalim kimselerdik» (diyecekler).

 Hayrat Neşriyat = (96-97) Nihâyet Ye’cüc ve Me’cüc’ün (seddi) açıldığı ve onların her tepeden akın etmekte olduğu ve gerçek va'd (olan kıyâmet)in yaklaştığı zaman bir de bakarsın ki, inkâredenlerin gözleri (dehşetten) donuktur. 'Eyvah bize! Hakikaten bundan gaflet içindeydik,(biz) bil'akis (nefsimize) zulmeden kimseler imişiz!' (derler).

 İbni Kesir = Ye'cuc ve Me'cuc açılıp da her tepeden ve dereden akın ettikleri vakit.

 Kadri Çelik = Ye'cüc ve Me'cüc (seddi) açılıncaya ve onlar her tepeden akın ettiği zamana kadar (zalimler asla dönmezler).

 Muhammed Esed = Ta ki, Yecüc ve Mecüc'ün (dünyaya) salınıp, (yeryüzünün) her köşe(sin)den boşalacakları zamana kadar,

 Mustafa İslamoğlu = ta ki Ye'cuc ve Me'cuc'un salınıp, her bir köşeden boşalacakları zamana dek...

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ye'cüc ve Me'cüc açılıp da onlar her tepeden koşmaya başlayacakları zamana kadar (bu kavimlerin halleri devam eder).

 Ömer Öngüt = Nihayet Ye'cüc ve Me'cüc (sedleri) açıldığı zaman her tepeden saldırırlar.

 Şaban Piriş = Ne zaman ki Yecüc ve Mecüc serbest bırakılır, her tepeden ve dereden sel gibi akarlar.

 Sadık Türkmen = Nihayet yecüc ve Mecüc seddi açıldığında; onlar her bir tepeden akın ederler!

 Seyyid Kutub = Sonunda Ye'cuc ile Me'cuc'un önündeki set yıkıldığında bunlar bütün tepelerden akarak her tarafa yayılırlar.

 Suat Yıldırım = (96-97) Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc’ün sedleri açılıp her tepeden dünyaya akın etmeye başladıkları, doğru vâdin vaktinin yaklaştığı sıra, işte o zaman, kâfirlerin gözleri birden donakalır. "Eyvah, bizlere! Biz bundan tam bir gaflet içinde idik, daha doğrusu kendimize zulmettik!" diyecekler.

 Süleyman Ateş = Nihâyet Ye'cûc ve Me'cûc'un önü açıldığı ve onlar her tepeden akın etmeye başladıkları zaman,

 Tefhim-ul Kuran = Yecuc ve Mecuc(un sedleri) açıldığında, onlar her bir tepeden akın ederler;

 Ümit Şimşek = Nihayet Ye'cüc ile Me'cüc'ün önü açılır ve herbir tepeden akın ederler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ye'cûc ve Me'cûc'ün önü açıldığı zaman onlar, her tepeden akın ederler.

 İskender Ali Mihr = Nihayet yecüc ve mecüc, (sedleri) açıldığı zaman tepelerin hepsinden saldırırlar.

 İlyas Yorulmaz = Ancak ye’cüc ve me’cüc için kapılar açılıp da onlar her taraftan akın akın yeryüzüne dağılırlarsa (helak edilmiş kasaba halkı da yeryüzüne geri döner) . [2]