Önceki Ayet Sonraki Ayet  
10. Sûre Yûnus/92

 فَالْيَوْمَ نُنَجِّيكَ بِبَدَنِكَ لِتَكُونَ لِمَنْ خَلْفَكَ آيَةً وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ النَّاسِ عَنْ آيَاتِنَا لَغَافِلُونَ

  Fel yevme nuneccîke bi bedenike li tekûne limen halfeke âyeten, ve inne kesîren minen nâsi an âyâtinâ le gâfilûn(gâfilûne).

Kelime Karşılaştırma
fe el yevme : böylece bugün
nuneccî-ke : seni kurtaracağız
bi bedeni-ke : senin bedenin ile
li tekûne : olman için
li men : o kimseler için
halfe-ke(li men halfe-ke) : senden sonra, senin arkanda
âyeten : bir âyet, delil (ibret)
ve inne : ve muhakkak ki, gerçekten
kesîren : çoğu
min en nâsi : insanlardan
an âyâti-nâ : âyetlerimizden
le gâfilûne : elbette habersiz olan, gâfil olan kimseler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Biz de bugün bedenini, arkandan geleceklere ibret olman için, kurtaracağız. Çünkü insanlardan birçoğu âyetlerimizden gerçekten habersizdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = O halde bugün biz de, senden sonra gelenlere ibret olasın diye yalnız cesedini kurtaracağız ve şüphe yok ki insanların çoğu, bizim delillerimizden gaflettedir.

 Abdullah Parlıyan = Bu gün senin sadece bedenini kurtaracağız ki, senden sonra gelecek olanlar için uyarıcı bir alamet olsun. Çünkü gerçek şu ki, insanların çoğu ayetlerimize karşı habersiz ve umursamaz durumdadırlar.

 Adem Uğur = (Ey Firavun!) Senden sonra geleceklere ibret olması için, bugün senin bedenini (cansız olarak) kurtaracağız. İşte insanlardan bir çoğu, hakikaten âyetlerimizden gafildirler.

 Ahmed Hulusi = Bu gün senin cesedini karaya vuracağız ki arkandan gelen kimseler için bir ibret olasın! Ne var ki, insanlardan birçoğu işaretlerimize karşı kesinlikle kozalıdırlar!

 Ahmet Tekin = 'Senden sonraki gelecek nesillere ibret verici bir kalıntı, bir uyarı olması için bugün senin bedenini cansız olarak kurtaracağız. İnsanlardan birçoğu ibret verici, uyarıcı nitelikteki âyetlerimizden, kalıntılardan habersiz, gaflet içindedirler.'

 Ahmet Varol = Kendinden sonrakilere bir ibret olman için bugün senin bedenini sahile atacağız. Gerçekte ise insanların çoğu bizim ayetlerimizden habersizdirler.

 Ali Bulaç = Bugün ise, senden sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge, ibret) olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız (herkese cesedini göstereceğiz). Gerçekten insanlardan çoğu, bizim ayetlerimizden habersizdirler.

 Ali Fikri Yavuz = Biz de bugün, seni cansız bedeninle denizden yüksek bir yere atacağız ki, arkandan geleceklere bir ibret olasın. Bununla beraber doğrusu insanlardan bir çok kimseler, âyetlerimizden (ibret verici mûcizelerimizden) gafildirler.

 Ali Ünal = Ama bugün, (ebedî hayatın adına hiç faydası olmayacak şu yeis halindeki imanına mükâfat olarak) seni bedeninle kurtaracak ve vücudunu (bu denizde çürümeye bırakmayıp) dışarı çıkaracağız ki, senden sonra gelecekler için bir ibret, bir delil olsun. Doğrusu, insanlardan pek çoğu âyetlerimize, ibret kaynağı delillerimize kayıtsızdır.

 Bayraktar Bayraklı = “Bugün senin bedenini kurtaracağız ki senden sonra gelenlere ders olasın. Ama insanların çoğu âyetlerimizden gâfildir.”

 Bekir Sadak = «enden sonrakilere bir ibret teskil etmesi icin bugun sadece senin cesedini cikarip (sahile) atacagiz,» dedik. Dogrusu insanlarin cogu ayetlerimizden habersizdir. *

 Celal Yıldırım = Senden sonrakilere (ibret ve öğüt alınacak tarihî) bir belge olmak için bugün senin bedenini kıyıya yüksekçe bir yere atacağız. Çünkü insanların çoğu bizim âyetlerimizden cidden gafildirler.

 Cemal Külünkoğlu = (91-92) (Biz de ona:) “Şimdi mi (iman ediyorsun)? Oysa daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun. Senden sonrakilere ibret olman için bu gün senin (cansız) bedenini kurtaracağız” dedik. Doğrusu insanların çoğu ayetlerimize karşı umursamazlık gösteriyor.

 Diyanet İşleri (eski) = 'Senden sonrakilere bir ibret teşkil etmesi için bugün sadece senin cesedini çıkarıp (sahile) atacağız' dedik. Doğrusu insanların çoğu ayetlerimizden habersizdir.

 Diyanet Vakfi = (Ey Firavun!) Senden sonra geleceklere ibret olman için, bugün senin bedenini (cansız olarak) kurtaracağız. İşte insanlardan bir çoğu, hakikaten âyetlerimizden gafildirler.

 Edip Yüksel = 'Senden sonraki kuşaklara ibret olman için bugün senin cesedini koruyacağız. Ne var ki insanların çoğunluğu işaretlerimizden habersizdirler.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Biz de, bu gün seni bedeninle bir tepeye atacağız ki arkandan geleceklere bir ibret olasın, maamafih insanların bir çoğu âyetlerimizden cidden gafildirler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Biz de bugün seni bedeninle bir tepeye atacağız ki, arkandan geleceklere bir ibret olasın! Ne var ki insanların birçoğu ayetlerimizden cidden gaflettedirler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz de bugün senin bedenini arkandan gelenlere bir ibret olsun diye kurtaracağız. Bununla beraber, insanların birçoğu âyetlerimizden yine de gafildirler.

 Gültekin Onan = «enden sonrakilere bir ibret teskil etmesi icin bugun sadece senin cesedini cikarip (sahile) atacagiz,» dedik. Dogrusu insanlarin cogu ayetlerimizden habersizdir. *

 Harun Yıldırım = Senden sonrakilere bir ibret olman için bugün sadece senin bedenini kurtaracağız. Gerçekten insanların çoğu, ayetlerimizden habersizdirler.

 Hasan Basri Çantay = Biz de bu gün seni (cansız bir) beden olarak (karada yüksek bir yere atıb) bırakacağız ki arkandan geleceklere bir ibret olasın. (Bununla beraber) insanlardan bir çoğu bizim âyetlerimizden cidden gaafildirler.

 Hayrat Neşriyat = '(Ey Fir'avun!) Bugün artık senin (boğulan) cesedine necat (kurtuluş) vereceğiz(sâhile atacağız) ki arkandan gelenlere bir ibret olasın!' Ve şübhesiz ki insanların çoğu, âyetlerimizden gerçekten gafil kimselerdir.

 İbni Kesir = Senden sonrakilere ayet olman için bu gün senin cesedini kurtaracağız, dedik. Doğrusu insanların çoğu ayetlerimizden gafildirler.

 Kadri Çelik = “Senden sonrakilere bir ayet (ibret vesilesi) olması için bugün seni (Firavun'u) cesedinle kurtaracağız” dedik. Doğrusu insanların çoğu ayetlerimizden habersizdir.

 Muhammed Esed = (İmdi,) bugün senin sadece bedenini kurtaracağız ki, senden sonra gelecek olanlar için (uyarıcı) bir işaret olsun; çünkü, gerçek şu ki, insanların çoğu ayetlerimize karşı umursamazlık gösteriyor!"

 Mustafa İslamoğlu = Artık bugün, senden sonrakilere bir ibret vesikası olsun diye senin yalnızca bedenini kurtaracağız; zira şu bir gerçek ki, insanlardan bir çoğu ibret vesikalarımıza karşı ısrarla aldırmaz bir tavır içindedirler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Artık bugün senin cesedini kurtaracağız, Tâ ki, senden geridekilere bir ibret olasın. Ve şüphe yok ki, nâstan birçokları Bizim âyetlerimizden elbette gâfillerdir.»

 Ömer Öngüt = Senden sonrakilere bir ibret teşkil etmesi için, bugün senin cesedini kurtaracağız (sahilde bir tepeye atacağız). Doğrusu insanların çoğu âyetlerimizden habersizdirler.

 Şaban Piriş = Bugün senin cesedini arkandan gelenlere ibret olması için kurtaracağız. Şüphesiz, insanların çoğu bizim ayetlerimizden gafildir.

 Sadık Türkmen = Bugün ise, senin bedenini kurtara(rak sahile çıkara)cağız. Senden sonra gelen kimselere ibretlik olması için!” Şüphesiz insanların birçoğu ayetlerimizden gafildirler.

 Seyyid Kutub = Bugün senden sonra geleceklere ibret osun diye cansız vücudunu bozulmaktan kurtaracak, onu sahilde bir tümseğe atacağız. Gerçi insanların çoğu bizim ibret verici belgelerimizin farkına varmazlar.

 Suat Yıldırım = (91-92) "Şimdi mi? Halbuki bundan önce isyan etmiştin, bozgunculardan olmuştun! Biz de bugün senin bedenini denizden kurtarıp karada bir yere çıkaracağız ki senden sonra gelecek nesillere ibret olasın. "Doğrusu insanların birçoğu bizim âyetlerimizden, ibret alınacak delillerimizden gafildirler.

 Süleyman Ateş = "Bugün senin (canından ayırdığımız) bedenini, (denizin dibinden) kurtarıp (sahilde) bir tepeye atacağız ki senden sonra gelenlere ibret olasın. Ama insanlardan çoğu bizim âyetlerimizden gâfildirler."

 Tefhim-ul Kuran = Bugün ise, senden sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge, ibret) olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız (herkese cesedini göstereceğiz) . Gerçekten insanlardan çoğu, bizim ayetlerimizden habersizdirler.

 Ümit Şimşek = Arkandan geleceklere bir ibret olsun diye bugün senin bedenini kurtaracağız. Ancak insanlardan pek çoğu âyetlerimizden habersizdir.

 Yaşar Nuri Öztürk = "Bugün senin bedenini kurtaracağız ki, arkandan gelenlere bir ibret olasın. Ama insanların çoğu bizim ayetlerimizden gerçekten habersiz bulunuyor."

 İskender Ali Mihr = Böylece senden sonraki nesillere, bir delil (ibret) olman için, bugün seni bedeninle kurtaracağız. Ve insanların çoğu, elbette âyetlerimizden gâfillerdir.

 İlyas Yorulmaz = “Bugün, senden sonra gelenlere senin bedenini, ibret olması için, kurtaracağız. Buna rağmen insanlardan pek çoğu, Allah’ın ayetlerinden habersizdirler” dedi.