Önceki Ayet Sonraki Ayet  
46. Sûre Ahkâf/9

 قُلْ مَا كُنتُ بِدْعًا مِّنْ الرُّسُلِ وَمَا أَدْرِي مَا يُفْعَلُ بِي وَلَا بِكُمْ إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَى إِلَيَّ وَمَا أَنَا إِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ

  Kul mâ kuntu bid’an miner rusuli ve mâ edrî mâ yuf’alu bî ve lâ bikum, in ettebiu illâ mâ yûhâ ileyye ve mâ ene illâ nezîrun mubîn(mubînun).

Kelime Karşılaştırma
kul : de
mâ kuntu : ben değilim
bid’an : kendinden katan, farklı bir şey ortaya çıkaran
min er rusuli : resûllerden
ve mâ edrî : ve ben bilmiyorum, bilemem
: ne
yuf’alu : yapılır, yapılacak
: bana
ve lâ : ve olmaz
bi-kum : size
in ... (illâ) : sadece, yanlız
ettebiu : tâbî olurum
(in) ... illâ : sadece, yalnız
: şey
yûhâ : vahyolunur
ileyye : bana
ve mâ ene : ve ben değilim
illâ : ancak, dan başka
nezîrun : uyarıcı
mubînun : açıkça, apaçık
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = De ki: “Ben türedi bir peygamber değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: İlk gönderilen peygamber değilim ben ve bana ne yapılacağını da bilmem, size ne yapılacağını da; ancak bana vahyedilene uyarım ve ben, apaçık bir korkutucudan başka bir şey de değilim.

 Abdullah Parlıyan = De ki: “Ben peygamberlerden ilk defa gelmiş biri değilim. Onların hepsi gibi ben de, bana ve size ne olacağını bilemem. Ben ancak bana vahyolunana uyarım; çünkü ben, sadece bir uyarıcıyım.”

 Adem Uğur = De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.

 Ahmed Hulusi = De ki: "Rasûller arasında açığa çıkmamış yeni bir şey oluşturmuyorum. Bende ve sizde ne açığa çıkarılacağını bilmem! Bana vahyolunandan başkasına tâbi olmam! Ben yalnızca apaçık bir uyarıcıyım!"

 Ahmet Tekin = 'Ben Allahın Rasullerinin ilki, geçmişte örneği, benzeri olmayan, yenilikler icat eden biri değilim. Bana ve size ne yapılacağını bilemem. Ben, ancak bana vahyedilene, Kurân’a tâbi oluyorum. Ben ancak sorumluluk, hesap ve cezanın varlığını açıklayan apaçık bir uyarıcıyım.' de.

 Ahmet Varol = De ki: 'Ben peygamberlerin ilki değilim. [1] Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Sadece bana vahy olunana uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.

 Ali Bulaç = De ki: "Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim."

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Ben peygamberler içinden bir türedi değilim. Bana ve size (dünya ve ahirette bütün tafsilatı ile) ne yapılacağını da bilmiyorum, (gaybi Allah bilir); ancak bana gönderilen vahye uyuyorum. Ben sırf (Allah’ın azabından) korkutan bir peygamberim.

 Ali Ünal = De ki: “Rasûl olarak gönderilen ne ilk insan benim, ne de rasûller arasında rastlanmadık biriyim. (Allah bana bildirmedikçe,) ileride (dünyada ne olur biter ve) benim de sizin de başınıza ne gelir bilemem. Ben, ancak bana ne vahyediliyorsa ona uyarım ve ben, (karakteri, misyonu) ortada ve açıkça uyaran bir uyarıcıdan başkası değilim.”

 Bayraktar Bayraklı = De ki: “Ben peygamberler arasında türedi biri değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıyım.”[551]

 Bekir Sadak = De ki: «Ben peygamberlerin ilki degilim; benim ve sizin basiniza gelecekleri bilmem; ben ancak bana vahyolunana uymaktayim; ben sadece apacik bir uyariciyim.»

 Celal Yıldırım = De ki: Ben, gönderilen peygamberlerin ilki değilim ; bana ve size neler yapılacağını da bilmiyorum. Ben ancak bana vahyolunana uyarım ve ben ancak açık bir uyarıcıyım.

 Cemal Külünkoğlu = De ki: “Ben (Allah'ın) elçilerinin ilki değilim ve (onlar gibi) ben de, bana ve size ne olacağını bilemem, sadece bana vahyolunana uyarım çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım.”

 Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Ben peygamberlerin ilki değilim; benim ve sizin başınıza gelecekleri bilmem; ben ancak bana vahyolunana uymaktayım; ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.'

 Diyanet Vakfi = De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.

 Edip Yüksel = De ki 'Ben türedi bir elçi değilim. Bana ve size ne olacağını da bilmem. Ben, ancak bana vahyedilene uyuyorum. Ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: ben Peygamberler içinden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum, yalnız bana gönderilen vahye ittiba' ediyorum, ben başka değil, açık bir nezîrim

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Ben peygamberlerin ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyuyorum. Ben, sadece açık bir uyarıcıyım.»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey Muhammed! De ki: «Ben Peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.»

 Gültekin Onan = De ki: "Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim."

 Harun Yıldırım = De ki: “Ben rasullerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.”

 Hasan Basri Çantay = De ki: «Ben peygamberlerden ilk defa (gelmiş biri) değilim. Bana ve size ne yapılacağını bilmem. Ben, bana vahy olunmakda bulunanlardan başkasına uymuyorum. Ben (Allahın azâbiyle) apaçık korkutandan başkası da değilim».

 Hayrat Neşriyat = De ki: '(Ben, bu hakikatleri beyân eden) o peygamberlerden farklı (şeyler söylemekte) olan biri değilim; ne bana, ne de size ne yapılacağını da bilmem. Doğrusu (ben)ancak, bana vahyedilene tâbi' olurum ve ben sâdece (Allah’ın azâbından haber veren) apaçık bir korkutucuyum.'

 İbni Kesir = De ki: Ben, peygamberlerden bir ilk değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. Ve ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.

 Kadri Çelik = De ki: “Ben peygamberlerin ilki (türedisi) değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uymaktayım ve ben apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.”

 Muhammed Esed = De ki: "Ben (Allah'ın) elçilerin(in) ilki değilim; ve (onların tümü gibi) ben de, bana ve size ne olacağını bilemem, sadece bana vahyolunana uyuyorum çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım".

 Mustafa İslamoğlu = De ki: "Ben peygamberlerin ilki değilim; kendime de size de ne yapılacağını asla bilmiyorum; ben sadece (vahyi) olduğu gibi beyan eden bir uyarıcıyım."

 Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Ben peygamberlerden ilk evvel olan değilim ve ne bana ve ne de sizlere ne yapılacağını bilmem. Ben başka değil ancak bana vahyolunana tâbi olurum ve ben apaçık bir korkutucudan başka değilim.»

 Ömer Öngüt = De ki: "Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana da size de ne yapılacağını bilmem. Ben ancak bana vahyedilene uyarım ve ben sadece apaçık bir uyarıcıyım. "

 Şaban Piriş = De ki: -Ben, peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size neler yapılacak bilmiyorum. Ben, ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben, apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim.

 Sadık Türkmen = De ki: “Ben (ilk kez elçilik verilen) elçilerden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmem! Ben ancak bana vahyedilene uyarım. Ben apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.”

 Seyyid Kutub = Ey Muhammed! De ki: «Ben Peygamberlerin ilki değilim; benim ve sizin başınıza gelecekleri bilmem; ben sadece bana vahyedilene uyuyorum. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.»

 Suat Yıldırım = De ki: "Peygamber olarak gelen ilk insan ben değilim ki! (Sanki peygamber olduğunu söyleyen ilk insan benmişim gibi nedir bu kadar tepkiniz?) Dünya hayatında benim ve sizin başınıza neler geleceğini bilemem. Ben sadece bana ne vahyediliyorsa ona uyarım. Çünkü ben açıkça uyaran bir elçiden başka bir şey değilim."

 Süleyman Ateş = De ki: "Ben türedi bir elçi değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim."

 Tefhim-ul Kuran = De ki: «Ben peygamberlerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uymaktayım ve ben, apaçık bir uyarıcı korkutucudan başkası değilim.»

 Ümit Şimşek = De ki: Peygamberlerin ilki ben değilim. Bana veya size ne yapılacağını da ben bilemem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım; çünkü ben apaçık bir uyarıcıyım.

 Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim."

 İskender Ali Mihr = “Ben diğer resûllerden farklı bir (bidat) ortaya çıkarmış değilim.” de. Ve bana ve size ne yapılacağını ben bilemem. Ben sadece bana vahyedilene tâbî olurum. Ve ben apaçık bir nezirden başka bir şey değilim.

 İlyas Yorulmaz = Deki “Ben, Allah’ın insanlara gönderdiği elçilerden ilki değilim. Ben, bana da, size de ne yapılacağını bilemem. Ben yalnızca bana vahyolunana uyuyorum ve ben yalnızca açık bir uyarıcıyım. ”