Önceki Ayet Sonraki Ayet  
15. Sûre Hicr/89

 وَقُلْ إِنِّي أَنَا النَّذِيرُ الْمُبِينُ

  Ve kul innî enen nezîrul mubîn(mubînu).

Kelime Karşılaştırma
ve : ve
kul : de
innî : muhakkak ben
ene : ben
en nezîru : nezir, uyarıcı
el mubînu : apaçık, açıkça açıklayan, beyan eden
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = De ki: “Gerçekten ben, apaçık bir uyarıcıyım.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve de ki: Hiç şüphe yok ki ben, gerçekten de bir korkutucuyum.

 Abdullah Parlıyan = Ve de ki: “Haberiniz olsun, gerçekten ben apaçık söz söyleyip, eğri yolun sonucundan uyarıcıyım!”

 Adem Uğur = De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.

 Ahmed Hulusi = De ki: "Kesinlikle ben, evet ben apaçık bir uyarıcıyım. "

 Ahmet Tekin = 'Sorumluluk, hesap ve cezanın varlığını açıklayan apaçık uyarıcı benim, ben' de.

 Ahmet Varol = Ve de ki: 'Doğrusu ben apaçık bir uyarıcıyım.'

 Ali Bulaç = Ve de ki: "Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım."

 Ali Fikri Yavuz = Bir de (Ey Rasûlüm) de ki: “-Haberiniz olsun, ben, (üzerinize bir azap ineceğini bildiren) açık bir korkutucuyum:

 Ali Ünal = Ve (civar yerlerden Mekke’ye gelenlere) de ki: “Şüphesiz Ben, benim apaçık bir uyarıcı (üzerinize indirilebilecek bir cezaya karşı),”

 Bayraktar Bayraklı = De ki: “Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.”

 Bekir Sadak = De ki: «Dogrusu ben apacik bir uyariciyim.»

 Celal Yıldırım = Ve de ki: Şüphesiz ben açık bir uyarıcıyım.

 Cemal Külünkoğlu = “Gerçekten ben, apaçık bir uyarıcıyım” de.

 Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Doğrusu ben apaçık bir uyarıcıyım.'

 Diyanet Vakfi = De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.

 Edip Yüksel = De ki: 'Ben apaçık bir uyarıcıyım.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve de ki haberiniz olsun; ben o nezîri mübîn ben

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve de ki: «Benim o apaçık uyarıcı ben!»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.»

 Gültekin Onan = Ve de ki: "Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım."

 Harun Yıldırım = De ki: Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım.

 Hasan Basri Çantay = Ve de ki: «Şübhesiz ben, (evet) ben (üstünüze inecek azâb-ı ilâhîyi) açıkça haber verenim».

 Hayrat Neşriyat = Ve de ki: 'Şübhesiz ben, (Allah’ın azâbı ile korkutan) apaçık bir korkutucuyum.'

 İbni Kesir = De ki: Ben apaçık bir uyarıcıyım.

 Kadri Çelik = Ve de ki: “Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım.”

 Muhammed Esed = ve de ki: "Haberiniz olsun, ben (Allah'ın vaad ettiği) açık sözlü uyarıcıyım!"

 Mustafa İslamoğlu = ve de ki: "Bakın ben, evet ben (ilahi vahyi) açıklayan uyarıcıyım!"

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve de ki: «Ben, şüphesiz ben (sizi azab-ı ilâhî ile) apaçık korkutucuyum.»

 Ömer Öngüt = De ki: “Ben şüphesiz ki apaçık bir uyarıcıyım. ”

 Şaban Piriş = Ve ben apaçık bir uyarıcıyım! de

 Sadık Türkmen = De ki: “Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım!”

 Seyyid Kutub = Ben açık sözlü bir uyarıcıyım de.

 Suat Yıldırım = Ve de ki: "Sizleri bekleyen felakete karşı sizi açıkça uyarıyorum."

 Süleyman Ateş = Ve: "Ben, ancak ben, apaçık bir uyarıcıyım!" de.

 Tefhim-ul Kuran = Ve de ki: «Şüphe yok, ben apaçık bir uyarıcıyım.»

 Ümit Şimşek = Bir de şunu söyle: Ben apaçık bir uyarıcıyım.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ve de ki: "Ben, evet ben, apaçık konuşan bir uyarıcıyım!"

 İskender Ali Mihr = “Ve muhakkak ki; ben apaçık (uyaran, açıklayan, beyan eden) bir nezirim.” de.

 İlyas Yorulmaz = İnkar edenlere “Ben sizin için açıkça bir uyarıcıyım” de.