Önceki Ayet Sonraki Ayet  
27. Sûre Neml/83

 وَيَوْمَ نَحْشُرُ مِن كُلِّ أُمَّةٍ فَوْجًا مِّمَّن يُكَذِّبُ بِآيَاتِنَا فَهُمْ يُوزَعُونَ

  Ve yevme nahşuru min kulli ummetin fevcen mimmen yukezzibu bi âyâtinâ fe hum yûzeûn(yûzeûne).

Kelime Karşılaştırma
ve yevme : ve o gün
nahşuru : haşredeceğiz, toplayacağız
min kulli ummetin : bütün ümmetlerden
fevcen : fevc fevc, grup grup
mimmen (min men) : kimselerden
yukezzıbu : yalanlıyor
bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
fe : böylece, ardından
hum : onlar
yûzeûne : toplanır, düzene konur (öncekiler ve sonrakiler) biraraya getirilir
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Her ümmetten âyetlerimizi yalanlayanlarından bir grubu toplayacağımız ve bunların (topluca hesap yerine) sevk edilecekleri günü hatırla.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve o gün, her ümmetten, delillerimizi yalanlayan bir topluluğu toplayacağız ve onlar, takım takım duracaklar.

 Abdullah Parlıyan = Ve o gün, her ümmetin içinden mesajlarımızı yalanlayanları ayrı bir bölük olarak toplayacağız ve böylece hepsi, Allah'ın huzuruna hesap görülmek üzere sevkedilirler.

 Adem Uğur = O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler.

 Ahmed Hulusi = O süreç ki, her ümmetten işaretlerimizi yalanlayanları gruplar hâlinde toplarız. . . Onlar hep beraber sevk olunurlar.

 Ahmet Tekin = Her millet içinden, âyetlerimizi, Kurân’ımızı yalanlayan liderlerini, güç ve iktidar sahiplerini toplayacağımız gün, onlar ihzarlı olarak bir arada hesap yerine sevkedilecekler.

 Ahmet Varol = O gün her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanlardan bir grubu toplarız. Artık onlar (arkalarındakiler de kendilerine katılıncaya kadar) tutuklanırlar.

 Ali Bulaç = Ve her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan bir grubu toplayacağımız gün, artık onlar 'tutuklanıp (azab yerine) dağıtılırlar.'

 Ali Fikri Yavuz = Kıyamet gününde her din ehlinden, âyetlerimizi tekzip edenlerden bir topluluk toplıyacağız. Artık bunlar, diğer kafileler arka arkaya gelip toplanıncaya kadar tutuklanacaklardır.

 Ali Ünal = Bir gün de gelir, her ümmet içinde âyetlerimizi yalanlayanlardan bir grubu toplarız da, düzenli bir şekilde hesap yerine doğru sevkolunurlar.

 Bayraktar Bayraklı = O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir grup toplarız da onlar toplu olarak hesap yerine sevk edilirler.

 Bekir Sadak = O gun her ummetin ayetlerimizi yalanlayanlarini toplariz. Onlar bir arada tutulup, hesap yerine sevkedilirler.

 Celal Yıldırım = Ve o gün, her ümmetten, âyetlerimizi yalanlıyanları birer grup halinde toplayıp biraraya getireceğiz ; onları birarada tutup (sonra da Cehennem'e) sevkedeceğiz.

 Cemal Külünkoğlu = O büyük duruşma günü, her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan birer zümre toplarız, onlar bir araya getirilip (hesap yerine) sevk edilirler.

 Diyanet İşleri (eski) = O gün her ümmetin ayetlerimizi yalanlayanlarını toplarız. Onlar bir arada tutulup, hesap yerine sevkedilirler.

 Diyanet Vakfi = O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler.

 Edip Yüksel = Gün gelecek, her toplum içinde, ayetlerimizi ve mucizelerimizi yalanlayan kimseleri toplayıp süreceğiz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve her ümmetten âyetlerimizi tekzib eden kimselerden bir fevc yaparak mahşere sevkedebileceğimiz gün artık onlar hep inzıbat altında tevkıf olunurlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve her milletten ayetlerimizi yalanlayanlardan bir grup yaparak mahşere sevkedeceğimiz gün, artık onlar hep zapt altına alınıp tutuklanırlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarından bir cemaati toplayacağımız gün, artık onlar bir arada tutulup (hesap yerine) sevkedilirler.

 Gültekin Onan = Ve her ümmetten ayetlerimizi yalanlayan bir grubu toplayacağımız gün, artık onlar 'tutuklanıp (azab yerine) dağıtılırlar'.

 Harun Yıldırım = O gün, her ümmet içinden âyetlerimizi yalan sayanlardan bir cemaat toplarız da onlar toplu olarak (hesap yerine) sevkedilirler.

 Hasan Basri Çantay = (Hatırla) o gün (ü ki) her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarından bir cemâati toplayacağız. Artık onlar (kaafilelerin ardı alınıncaya kadar) tevkıyf olunacaklardır.

 Hayrat Neşriyat = Hem o gün her ümmet içinden, âyetlerimizi yalanlayanları bir bölük hâlinde toplarız; artık onlar toplu olarak (hesab yerine) sevk edilirler.

 İbni Kesir = Her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanları toplayacağımız gün; onlar, bir arada tutulurlar.

 Kadri Çelik = Ve her ümmetten ayetlerimizi yalan sayanlardan bir grup toplayacağımız gün, artık onlar dağılmaktan alıkonurlar.

 Muhammed Esed = Ve o Gün her ümmetin içinden mesajlarımızı yalanlayanları ayrı bir bölük olarak toplayacağız; ve böylece, onlar (günahlarının derecesine göre) sınıflandırılacaklar;

 Mustafa İslamoğlu = İşte o gün, her bir ümmetten ayetlerimizi yalanlayanlara özgü birer bölük oluşturacağız; ve onları (öylece) sevk edeceğiz.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o gün ki, her ümmetten Bizim âyetlerimizi tekzîp eder olan kimselerden bir tâifeyi haşrederiz. Artık onlar tevkif edileceklerdir.

 Ömer Öngüt = Her ümmet içinden âyetlerimizi yalanlayan birer cemaat toplarız da, onlar o gün bir arada tutulurlar.

 Şaban Piriş = Ve o gün, her ümmetten, ayetlerimizi yalanlayanları birer grup halinde toplayıp, biraraya getiririz. Onlar da toplanırlar.

 Sadık Türkmen = O gün her toplumdan; ayetlerimizi yalanlayan kimselerden bir grup toplarız da, onlar bir arada tutuklu olarak sevkedilirler.

 Seyyid Kutub = O gün her ümmetten ayetlerimizi yalanlayanları grup grup bir yere topladıktan sonra saf düzeninde yürüyüşe geçiririz.

 Suat Yıldırım = O büyük duruşma günü, her ümmetten ayetlerimizi yalan sayan birer cemaat toplarız, onlar bir araya getirilip Allah’ın huzuruna sevkolunurlar.

 Süleyman Ateş = O gün her ümmet içinde âyetlerimizi yalanlayanlardan bir cemâat toplarız. Onlar hep bir araya getirilip tutuklanarak (ilahi huzûra) sevk edilirler.

 Tefhim-ul Kuran = Ve her ümmetten ayetlerimizi yalan sayanlardan bir grup toplayacağımız gün, artık onlar 'tutuklanıp (azab yerine) dağıtılırlar.'

 Ümit Şimşek = O gün her ümmetten âyetlerimizi yalanlamış olanları gruplar halinde toplarız; böylece hepsi inzibat altında sevk olunurlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = O gün her ümmetin içinden ayetlerimizi yalanlayanlardan bir zümre derleriz de onlar, toplu halde ortaya sürülürler.

 İskender Ali Mihr = Ve o gün, bütün ümmetlerden, âyetlerimizi tekzip edenleri (yalanlayanları) grup grup haşredeceğiz (toplayacağız). Böylece onlar (72 fırka) biraraya getirilir.

 İlyas Yorulmaz = O (hesap) günü, her ümmetten ayetlerimizi yalanlayanları, grup halinde bir araya toplarız ve düzenli bir şekilde bekletilirler.