Önceki Ayet Sonraki Ayet  
20. Sûre Tâ-Hâ/82

 وَإِنِّي لَغَفَّارٌ لِّمَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَى

  Ve innî le gaffârun li men tâbe ve âmene ve amile sâlihan summehtedâ.

Kelime Karşılaştırma
ve in-nî : ve muhakkak ki ben
le gaffârun : elbette, mutlaka Gaffar olan, gafur olan, mağfiret eden (günahları sevaba çeviren)
li men : kimse için
tâbe : tövbe etti (mürşidin önünde)
ve âmene : ve âmenû oldu (ölmeden evvel Allah’a ulaşmayı diledi) ve kalbine îmân yazılıp mü’min oldu, îmânı arttı
ve amile sâlihan : ve salih ameller (nefsi ıslâh edici ameller) yaptı
summe : sonra
ihtedâ : hidayete erdirildi
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve salih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki ben bütün suçlarını örterim tövbe edip inananın ve iyi işlerde bulunup sonra da doğru yolu bulanın.

 Abdullah Parlıyan = Bununla birlikte yine unutmayın ki, pişman olup doğru yola dönen, imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan ve bundan sonra da, doğru yolda yürüyen kimse için gerçek bağışlayıcı benim.”

 Adem Uğur = Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki ben, tövbe eden (hakikatine yakışmayan davranışlarını fark edip pişmanlıkla dönen), iman eden ve imanın gereklerini uygulayan, sonra da doğru yolu bulan kimseye elbette Ğaffar'ım.

 Ahmet Tekin = Ben tevbe ederek, isyandan vazgeçip bana itaate yönelenleri, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşma-sını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, artık doğru yolda sebat eden kimseleri daima koruma kalkanına alırım, bağışlarım.

 Ahmet Varol = Şüphesiz ben tevbe eden, iman eden, salih amel işleyen sonra hidayete eren için çok bağışlayıcıyım.

 Ali Bulaç = Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.

 Ali Fikri Yavuz = Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için Gaffar’ım (çok bağışlayıcıyım).

 Ali Ünal = Şurası da muhakkak ki, tuttuğu yanlış yol ve işlediği günahlardan tevbe ile vazgeçen ve iman edip, imanı istikametinde sağlam, doğru, yerinde ve ıslaha dönük işler yapan, sonra da bir daha yanlış yola sapmayıp, doğruda sebat eden her kim olursa olsun, onun için ise çok bağışlayıcıyımdır.

 Bayraktar Bayraklı = “Doğrusu ben, tövbe edeni, inanıp yararlı işler yapanı, sonra da doğru yola gideni bağışlarım.”

 Bekir Sadak = Dogrusu Ben, tevbe edeni, inanip yararli is isleyerek dogru yola gireni bagislarim.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz ki ben tevbe edipinanan ve iyi yararlı amelde bulunduktan sonra doğru yolu bulanı çok bağışlayanım.

 Cemal Külünkoğlu = Şüphe yok ki ben, tevbe edip inanan ve faydalı işler yapan, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için son derece affediciyim.

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu Ben, tevbe edeni, inanıp yararlı iş işleyerek doğru yola gireni bağışlarım.

 Diyanet Vakfi = Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.

 Edip Yüksel = Tevbe eden, inanan, erdemli yaşayan ve sürekli doğruyu arayanlar için Bağışlayıcıyım.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bununla beraber şübhe yok ki ben, tevbe eden ve iyman edip salih amel yapan, sonra da doğru giden kimse için gaffarım

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bununla birlikte, Ben tevbe eden, iman edip yararlı işler yapan sonra da doğru giden kimse için çok bağışlayıcıyım, şüphesiz.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bununla beraber, şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım.

 Gültekin Onan = Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.

 Harun Yıldırım = Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğru yolda giden kimseyi bağışlarım.

 Hasan Basri Çantay = (Bununla beraber) şübhesiz ki ben tevbe ve îman edenleri, iyi iyi amel (ve hareket) de bulunanları, sonra da doğru yolda (ölünceye kadar) sebat edenleri elbette çok yarlığayıcıyım.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki ben, tevbe eden ve îmân edip sâlih amel işleyen, sonra da hidâyette(sebât edip, sabırlı) olan kimseye karşı elbette çok mağfiret ediciyim.

 İbni Kesir = Muhakkak ki ben; tevbe edeni, inanarak salih amel işleyeni sonra da doğru yola gireni elbette bağışlayanım.

 Kadri Çelik = Gerçekten ben tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra hidayete erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.

 Muhammed Esed = Bununla birlikte, yine unutmayın ki, pişman olup doğru yola dönen, imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan ve bundan sonra da doğru yolda yürüyen kimse için gerçek bağışlayıcı Benim.

 Mustafa İslamoğlu = Ama şu da var ki Ben, af dileyip samimiyetle Bana yönelen, iman eden ve erdemli davranan, nihayet doğru yolda olan herkesi tekrar tekrar bağışlayan biriyim!

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve şüphe yok ki, Ben tevbe eden ve imân eyleyen ve sâlih amelde bulunan, sonra da doğru yolda sebat gösteren kimse için çok yarlığayıcıyım.

 Ömer Öngüt = Bununla beraber şüphe yok ki ben, tevbe eden, iman edip sâlih amel işleyen, sonra da hak yolunda (ölünceye kadar) sebat eden kimseyi elbette çok bağışlayıcıyım.

 Şaban Piriş = Ben, elbette, tevbe edeni ve iman edip, doğruları yapanı sonra da doğru yolda yürüyeni bağışlarım.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz ben çok bağışlayıcıyım; tövbe eden, inanan ve salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yapan, sonra da doğru yola gelen kimseye karşı!

 Seyyid Kutub = Kuşku yok ki, ben tövbe edip iman edenlere iyi ameller işleyip doğru yoldan ayrılmayanlara karşı affediciyim.

 Suat Yıldırım = Şu da muhakkak ki inkârdan dönüş yapan, iman eden, güzel ve makbul işler yapan, böylece doğru yola giren kimseyi de affederim.

 Süleyman Ateş = "Ve Ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra da yola gelen kimseye karşı çok bağışlayıcıyımdır."

 Tefhim-ul Kuran = Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım.

 Ümit Şimşek = Bununla beraber, tevbe ederek iman eden, güzel işler yapan ve doğru yola yönelen kimse için de Ben çok bağışlayıcıyımdır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ve ben, tövbe eden, inanan, hayra ve barışa yönelik iş yapıp sonra da düzgün bir biçimde yol alan kimseye karşı, gerçekten çok affediciyim, Gaffâr'ım.

 İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki Ben, (mürşidin önünde 12 ihsanla) tövbe edenler ve (ikinci defa) âmenû (kalbine îmân yazıldığı için îmânı artan mü’min) olanlar ve salih amel (zikir) yapanlar (nefsi ıslâh edici amel işleyenler) için mutlaka Gaffar’ım (onların günahlarını sevaba çevirenim). Sonra onlar, (Benim tarafımdan) hidayete erdirilir (ölmeden önce ruhları Allah’a ulaştırılır).

 İlyas Yorulmaz = Şunu iyi bilin ki ben, tövbe eden ve doğru işler yapanları, sonrada o doğru yolu takip etmeye devam edenleri, kesinlikle bağışlarım.