Önceki Ayet Sonraki Ayet  
91. Sûre Şems/8

 فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا

  Fe elhemehâ fucûrahâ ve takvâhâ.

Kelime Karşılaştırma
fe : sonra
elheme-hâ : ona ilham etti
fucûre-hâ : onun fücuru
ve : ve
takvâ-hâ : onun takvası
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (7-9) Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Derken ona kötülüğünü de, çekinmesini de ilham etmiştir.

 Abdullah Parlıyan = sonra da o insana kötü ile iyiyi, doğruluk ile sapıklığı birbirinden ayıracak özellik ve ölçüyü öğretene veya insanlara hayrı ve şerri, itaat ve isyanı ilham ile öğreten Allah'a.

 Adem Uğur = Sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki,

 Ahmed Hulusi = Sonra da ona (bilince) hem fücurunu (Hak'tan ve Sistemden sapmayı) ve hem de takvasını (korunmasını) ilham edene ki. . .

 Ahmet Tekin = Andolsun nefsi, insanı, ahlâkî zaaflarla, vicdan azabıyla; takva esaslarını-Kur’ân esaslarını benimseme ve hayata geçirme, Allah’a sığınma, emirlerine yapışma, günahlardan arınma, azaptan korunma, kulluk ve sorumluluk şuuruyla özgürce şahsiyetini geliştirme, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olma kabiliyetiyle donatana!

 Ahmet Varol = Sonra ona kötülüğe eğilimini ve takvasını ilham edene.

 Ali Bulaç = Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).

 Ali Fikri Yavuz = Sonra da o nefse, isyanını ve itaatını öğretene ki,

 Ali Ünal = Koyup da ona hem günah yolunu ve hakkında kötü olanın şuurunu, hem de doğru yolu ve hakkında hayırlı olanın şuurunu ilham edene:

 Bayraktar Bayraklı = (1-8) Güneşe ve onun aydınlık veren parlaklığına; onu izlediğinde aya; güneşi açığa çıkardığında gündüze; güneşi örttüğünde geceye; göğe ve onu bina edene; yere ve onu döşeyene; nefse ve onu şekillendirene; nefse, kötülüğe ve korunmaya açık özelliklerini verene yemin olsun ki, [762][763]

 Bekir Sadak = Sonra da ona iyilik ve kotuluk kabiliyeti verene and olsun ki:

 Celal Yıldırım = Sonra da ona fenalıklarını ve (bunlardan) sakınmasını ilham edene yemîn olsun ki,

 Cemal Külünkoğlu = Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti ilham edene andolsun ki,

 Diyanet İşleri (eski) = Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki:

 Diyanet Vakfi = (1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene, nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.

 Edip Yüksel = Sonra da ona kötülüğünü ve erdemliliğini bildirene andolsun ki;

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra da ona bozukluğunu ve korunmasını ilham eyliyene ki

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = sonra da ona bozukluğunu ve korunmasını ilham edene ki,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki,

 Gültekin Onan = Sonra ona fücurunu ve takvasını ilham edene (andolsun).

 Harun Yıldırım = Ki hem kötülüğünü hem de takvasını ona ilham etti.

 Hasan Basri Çantay = sonra da ona hem kötülüğü, hem (ondan) sakınmayı ilham edene ki,

 Hayrat Neşriyat = Sonra da ona (o kişiye) günâhını ve takvâsını (neyin isyan, neyin itâat olduğunu bildirerek) ilhâm edene (yemîn olsun)!

 İbni Kesir = Sonra da ona, hem kötülüğü hem de takvayı ilham edene,

 Kadri Çelik = Sonra ona kötülüğü ve ondan sakınmayı ilham edene.

 Muhammed Esed = ve nasıl ahlaki zaaflarla olduğu kadar Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle de donatıldığını!

 Mustafa İslamoğlu = ve nihayet insan benliğine iyiyi ve kötüyü tanıyıp sorumsuz ve sorumlu davranma yeteneğini yerleştiren (şahit olsun) ki:

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra da ona günahını ve takvâsını ilham etmiş olana (andolsun ki),

 Ömer Öngüt = Sonra da ona isyanını ve itaatını ilham edene andolsun ki!

 Şaban Piriş = Sonra da ona kötülüğü ve korunmayı ilham edene..

 Sadık Türkmen = Ona bozulabilme özelliğini ve korunma yeteneğini verene ant olsun ki;

 Seyyid Kutub = Sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene andolsun ki,

 Suat Yıldırım = (8-9) Ona hem kötülük, hem de ondan sakınma yolu ilham eden hakkı için ki: Nefsini maddî ve manevî kirlerden arındıran, felaha erer.

 Süleyman Ateş = Ona bozukluğunu ve korunmasını (isyânını ve itâ'atini) ilhâm edene andolsun ki:

 Tefhim-ul Kuran = Sonra ona fücurunu (sınır tanımaz günah ve kötülüğünü) ve ondan sakınmayı ilham edene (andolsun).

 Ümit Şimşek = Kötülüğünü de, iyiliğini de ona ilham edene:

 Yaşar Nuri Öztürk = Ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ki,

 İskender Ali Mihr = Sonra ona (nefse) fücurunu ve takvasını ilham etti.

 İlyas Yorulmaz = (Yaratıcı Allah) Nefse günah işlemeyi ve korunmayı ilham etmiştir.