Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/8

 لَا يَسَّمَّعُونَ إِلَى الْمَلَإِ الْأَعْلَى وَيُقْذَفُونَ مِن كُلِّ جَانِبٍ

  Lâ yessemmeûne ilâl meleil a’lâ ve yukzefûne min kulli cânib(cânibin).

Kelime Karşılaştırma
lâ yessemmeûne ilâ : kulak veremezler, dinleyemezler
el meleil a’lâ : Melei A’lâ, yüce, şerefli topluluk
ve yukzefûne : ve atılırlar
min kulli : hepsinden
cânibin : yanlar, taraflar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (8-9) Onlar, yüce topluluğu (ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. Kovulmaları için her taraftan taşa tutulurlar. Onlar için sürekli bir azap da vardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = En yüce melekler topluluğunun sözlerini duyamazlar ve her yandan sürülüp kovulurlar.

 Abdullah Parlıyan = Ki o şeytanlar yüce melekler topluluğunda konuşulan şeylere kulak verip dinleyemezler ve herbir taraftan taşlanarak kovulurlar.

 Adem Uğur = Onlar, artık mele-i a'lâ'ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.

 Ahmed Hulusi = (O şeytanlar) Mele-i Âlâ'yı dinleyemezler ve her taraftan şiddetle defedilirler!

 Ahmet Tekin = Onlar yüce melekler meclisini dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar.

 Ahmet Varol = Onlar yüce topluluğu (mele-i a'layı) dinleyemezler ve her yandan atılırlar.

 Ali Bulaç = Ki onlar, Mele-i A'la'ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar;

 Ali Fikri Yavuz = O şeytanlar, melekler topluluğunun kelâmını dinleyemezler, her taraftan koğulup atılırlar.

 Ali Ünal = (O şeytanlar, göklerin) yüce (melekler) meclisini dinleyemezler; (ne zaman dinlemeye teşebbüs etseler,) her taraftan bombardımana tutulur,

 Bayraktar Bayraklı = Onlar ne kadar çırpınsalar da o yüce konseyi dinleyemezler ve her taraftan atışa tutulurlar.

 Bekir Sadak = (8-9) Onlar yuce alemi asla dinleyemezler. Her yonden kovularak atilirlar. Onlara surekli bir azap vardir.

 Celal Yıldırım = Mele-i A'lâ'ya kulak verip dinleyemezler ve her yandan atılıp itilip kovulurlar.

 Cemal Külünkoğlu = (7-9) Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. Onlar, Mele-i Ala'yı (yüce konseyi/ileri gelen melekler topluluğunu) dinleyemezler. (Dinlemeye kalksalar) her taraftan taşlanarak kovulurlar ve onlar için kesintisiz bir azap vardır.

 Diyanet İşleri (eski) = (8-9) Onlar yüce alemi asla dinleyemezler. Her yönden kovularak atılırlar. Onlara sürekli bir azap vardır.

 Diyanet Vakfi = Onlar, artık mele-i a'lâ'ya (yüce topluluğa) kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.

 Edip Yüksel = Yüce topluluğu dinleyemezler; her yandan atılırlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onlar mele-i a'lâyı dinleyemezler, tard için her taraftan sıkıya tutulurlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (8-9) Onlar yüce meclisi dinleyemezler. Kovulmak için her taraftan sıkıya (ateşe, mermiye) tutulurlar. Onlara ayrılmaz bir azap vardır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ki o şeytanlar yüce melekler topluluğunda konuşulan şeylere kulak verip dinleyemezler ve herbir taraftan taşlanarak kovulurlar.

 Gültekin Onan = Ki onlar, Mele-i A'la'ya kulak verip dinleyemezler, her yandan kovulup atılırlar;

 Harun Yıldırım = Onlar, artık melei a'lâ'ya kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.

 Hasan Basri Çantay = (8-9) Ki onlar «Mele'-i a'lâ» ya kulak verib dinleyemezler, her yandan koğularak atılırlar. Onlar için (âhiretde de) ardı arası kesilmez bir azâb vardır.

 Hayrat Neşriyat = (8-9) (O şeytanlar, artık) mele-i a'lâyı (semâdaki melekleri) dinleyemezler ve her taraftan kovularak (alevli yıldızlarla) taşlanırlar ve onlar için devamlı bir azab vardır.

 İbni Kesir = Onlar Mele-i Ala'yı dinleyemezler ve her yönden sürülerek atılırlar.

 Kadri Çelik = Onlar, artık yüce topluluğa kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.

 Muhammed Esed = (ki) onlar, (o bilinmeyeni bilmek isteyenler,) yüce sakinler topluluğuna kulak veremesinler ve her taraftan kovulup sürülsünler,

 Mustafa İslamoğlu = ki yüce katın sakinlerini dinleme (girişiminde) bulunamasınlar ve her yandan yüz geri edilsinler;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (8-9) Onlar yuce alemi asla dinleyemezler. Her yonden kovularak atilirlar. Onlara surekli bir azap vardir.

 Ömer Öngüt = Onlar Mele-i âlâ'ya kulak verip, olup bitenleri aslâ dinleyemezler. (Dinlemeye kalkışsalar) her yönden sürülüp atılırlar.

 Şaban Piriş = Onlar, yüce alemi işitemezler, her yandan kovulurlar.

 Sadık Türkmen = (ne kadar çabalasalar da) onlar, yüce meclisi dinleyemezler ve her taraftan atışa tutulurlar;

 Seyyid Kutub = O şeytanlar, yüce alemi (Mele-i A'la'yı) dinleyemezler; her yandan kendilerine mermi gibi yıldızlar atılır.

 Suat Yıldırım = Onlar Mele-i Âla’ya yükselip dinleyemezler ve her taraftan bombardımana tutulurlar.

 Süleyman Ateş = O (şeyta)nlar mele-i A'lâyı (yüce melekler topluluğunu) dinleyemezler; her yandan kendilerine (ışınlar) atılır.

 Tefhim-ul Kuran = Ki onlar, Mele-i Alâ'ya kulak verip dinleyemezler ve onlar her yandan kovulur atılırlar;

 Ümit Şimşek = Onlar yüce âlemleri dinleyemezler; çünkü taşlanırlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlar ne kadar çırpınsalar da o yüce konseyi dinleyemezler. Ve her taraftan atışa tutulurlar;

 İskender Ali Mihr = Melei A’lâ’ya kulak verip dinleyemezler ve her taraftan atılırlar (kovulurlar).

 İlyas Yorulmaz = (Allah’a ait) O yüce makamdan hiçbir şey dinleyip haber alamazlar. Her bir yandan engelle karşılaşırlar.