Önceki Ayet Sonraki Ayet  
18. Sûre Kehf/8

 وَإِنَّا لَجَاعِلُونَ مَا عَلَيْهَا صَعِيدًا جُرُزًا

  Ve innâ le câilûne mâ aleyhâ saîden curuzâ(curuzen).

Kelime Karşılaştırma
ve innâ : ve muhakkak biz
le câilûne : elbette kılıcılarız, yapanlarız
mâ aleyhâ : onun üzerinde olan şeyler
saîden : toprak
curuzen : üzerinde nebat bulunmayan çorak, kuru toprak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Biz, elbette (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi bir kuru toprak hâline getireceğiz.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve biz, elbette yeryüzünde ne varsa hepsini kupkuru toprak haline getiririz sonunda.

 Abdullah Parlıyan = Ve hiç şüphe yok ki, zamanı gelince, yeryüzündeki herşeyi kupkuru toprak haline getireceğiz.

 Adem Uğur = (Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki biz arzda (bedende) bulunan her şeyi çorak bir toprak hâline getireceğiz!

 Ahmet Tekin = Şu bir gerçektir ki, yeryüzündeki cezbedici güzelliği olan her şeyi kuru bir toprağa dönüştüreceğiz.

 Ahmet Varol = Muhakkak ki biz, zamanı gelince yeryüzünün bütün göz alıcı yeşilliklerini kesinlikle kupkuru bir toprak haline getireceğiz.

 Ali Bulaç = Şüphesiz Biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.

 Ali Fikri Yavuz = Şu da muhakkak ki, biz, yeryüzünde olan şeyleri (süsleri) kupkuru bir toprak yaparız.

 Ali Ünal = Yine bir gerçek ki, onun üzerinde bu lunan her şeyi elbette kupkuru bir toprak haline de getirmekteyiz (ve insanlar için sınama dönemi bittiğinde, tamamını bu hale getireceğiz).

 Bayraktar Bayraklı = Biz, elbette yerin üzerindekileri kupkuru bir toprak yapacağız.

 Bekir Sadak = suphesiz Biz, yeryuzunde olanlari kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.

 Celal Yıldırım = Ve elbette biz yeryüzünün üstündeki şeyleri kuru bir toprak haline getiricileriz.

 Cemal Külünkoğlu = Muhakkak ki biz, zamanı gelince yeryüzünün bütün göz alıcı yeşilliklerini kesinlikle kupkuru bir toprak haline getireceğiz.

 Diyanet İşleri (eski) = Şüphesiz Biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.

 Diyanet Vakfi = (Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.

 Edip Yüksel = Ve elbette biz onun üzerinde bulunanları çorak bir toprak haline dönüştüreceğiz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bununla beraber şu da muhakkak ki biz onun üzerinde ne varsa hepsini bir kuru toprak etmekteyiz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bununla beraber şu da bir gerçek ki Biz, onun üzerinde olan herşeyi kupkuru bir toprak yapmaktayız.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak yapacağız.

 Gültekin Onan = Biz gerçekten yeryüzü üzerinde olanları kupkuru, çorak bir toprak yapabiliriz.

 Harun Yıldırım = (Bununla beraber) biz mutlaka oradaki her şeyi kupkuru bir toprak yapacağız.

 Hasan Basri Çantay = Bununla beraber biz onun üstünde olan şeyleri elbet kupkuru bir toprak yapanlarız.

 Hayrat Neşriyat = Bununla berâber muhakkak ki biz, orada (yeryüzünde) ne varsa, elbette kupkuru bir toprak edicileriz.

 İbni Kesir = Şüphesiz ki Biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak haline getirebiliriz.

 Kadri Çelik = Biz gerçekten (yeryüzü) üzerinde olanları kupkuru çorak bir toprak kılıcılarız.

 Muhammed Esed = ve hiç şüphe yok ki (zamanı gelince) yeryüzündeki her şeyi kupkuru toprak haline getireceğiz.

 Mustafa İslamoğlu = ama hiç şüphesiz yine Biz, (günü gelince) orada bulunan her şeyi kupkuru bir toprak haline çevirmeyi biliriz.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve mamafih onun üzerinde ne varsa muhakkak ki, Biz hepsini de kupkuru, dağınık bir toprak edicileriz.

 Ömer Öngüt = Biz onun üzerindeki her şeyi elbette kupkuru bir toprak haline getireceğiz.

 Şaban Piriş = Aynı zamanda biz, yerin üzerindekileri çorak bir arazi de yapabiliriz.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz biz, yeryüzünün üzerindekilerini kupkuru bir toprak yapıcılarız.

 Seyyid Kutub = Ve hiç şüphe yok ki, zamanı gelince, yeryüzündeki herşeyi kupkuru toprak haline getireceğiz.

 Suat Yıldırım = Ve elbette Biz yer üstünde ne varsa hepsini, kupkuru yapıp dümdüz edeceğiz.

 Süleyman Ateş = Biz elbette (bir gün) yerin üzerindekileri kupkuru bir toprak yaparız.

 Tefhim-ul Kuran = Biz gerçekten (yeryüzü) üzerinde olanları kupkuru, çorak bir toprak yapabiliriz.

 Ümit Şimşek = Onun üzerindeki herşeyi Biz toza toprağa çevireceğiz.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ve şu da bir gerçek ki biz, yeryüzündeki her şeyi, bitki bitirmeyen/kıtlık ve ölüme yol açan kupkuru bir toprak haline elbette getireceğiz.

 İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki onun (arzın) üzerinde olan şeyleri, kuru toprak yapacak olan elbette Biziz.

 İlyas Yorulmaz = Şurası bir gerçektir ki, biz yeryüzündeki her şeyi kupkuru bir toprak haline getireceğiz.