Önceki Ayet Sonraki Ayet  
23. Sûre Mü’minûn/75

 وَلَوْ رَحِمْنَاهُمْ وَكَشَفْنَا مَا بِهِم مِّن ضُرٍّ لَّلَجُّوا فِي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ

  Ve lev rahımnâhum ve keşefnâ mâ bihim min durrin le leccû fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne).

Kelime Karşılaştırma
ve lev : ve eğer
rahımnâ : rahmet (merhamet) ettik
hum : onlar
ve keşefnâ : ve biz giderdik
: şey
bi-him : onları
min durrin : (zarardan) bir zarar
le : mutlaka, elbette
leccû : ısrar ettiler, devam ettiler
: içinde
tugyâni-him : onların azgınlıkları
ya’mehûne : bocalıyorlar, şaşkın şaşkın dolaşıyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Biz onlara merhamet edip başlarına gelen zararı giderseydik, yine de azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlardı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Onlara acırsan ve uğradıkları zararı giderirsen gene azgınlıklarında şaşkıncasına ısrâr edip giderler.

 Abdullah Parlıyan = Eğer biz onlara merhamet edip de, üzerlerine çöken sıkıntıyı kaldırıversek, yine de azgınlıklarında inat edip, bocalayıp dururlar.

 Adem Uğur = Eğer onlara acıyıp da içinde bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında direnirlerdi.

 Ahmed Hulusi = Eğer onlara merhamet edip de kendilerinden sıkıntılı hâllerini kaldırsak, mutlaka kör ve şaşkın hâlde, tuğyanları (hakikatlerine başkaldırı) içinde kalmaya devam ederler.

 Ahmet Tekin = Eğer onlara acıyıp da, içinde bulundukları sıkıntıyı gidersek, onları ekonomik darboğazdan kurtarsaydık kesinlikle azgınlıklarında bocalayarak direnirlerdi.

 Ahmet Varol = Eğer biz onlara acır ve üzerlerindeki sıkıntıyı giderirsek muhakkak yine azgınlıkları içinde bocalamaya devam ederler.

 Ali Bulaç = Eğer onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı gideriverirsek, taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdürecekler.

 Ali Fikri Yavuz = Eğer biz, onlara (Mekke halkına) merhamet edip sıkıntılarını (uğradıkları kıtlığı) açıversek, mutlaka körükörüne giderek, yine azgınlıklarında inad edip dururlardı.

 Ali Ünal = Haydi Biz onlara acısak ve şu maruz bulundukları (kıtlık, kuraklık) musibetini üzerlerinden kaldırsak, hiç şüphe edilmesin ki, yine başıboş bırakılmışçasına azgınlıkları içinde dolaşıp duracaklardır.

 Bayraktar Bayraklı = Biz onlara acısak ve içinde bulundukları sıkıntıyı gidersek, yine de iyice körleşerek azgınlıklarında direnirlerdi.

 Bekir Sadak = Biz onlara acisak ve baslarindaki sikintiyi gidersek bile, azginliklari icinde bocalayip kalirlar.

 Celal Yıldırım = Eğer biz onlara merhamet edip de üzerlerine çöken sıkıntıyı kaldırıversek, yine de azgınlıklarında inad edip bocalar dururlar.

 Cemal Külünkoğlu = Eğer onlara acıyıp da içinde bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında büsbütün direneceklerdi.

 Diyanet İşleri (eski) = Biz onlara acısak ve başlarındaki sıkıntıyı gidersek bile, azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlar.

 Diyanet Vakfi = Eğer onlara acıyıp da içinde bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında direnirlerdi.

 Edip Yüksel = Kendilerine acıyıp başlarına gelen perişanlıklarını giderseydik bile, azgınlıklarına dalıp bocalayacaklardı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Eğer biz onlara acıyıb da baskılarını açıversek mutlaka tuğyanlarında ınad eder hiç bir şey görmezler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Eğer Biz onlara acıyıp da baskılarını açıversek, mutlaka azgınlıklarında inat eder, hiçbir şey görmezler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Eğer onlara acıyıp da için de bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında büsbütün direnirlerdi.

 Gültekin Onan = Eğer onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı gideriverirsek, taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdürecekler.

 Harun Yıldırım = Eğer onlara acıyıp da içinde bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında direnirlerdi.

 Hasan Basri Çantay = Eğer biz onlara acıyıb da kendilerindeki zararı giderecek olursak yine serseriyâne azgınlıklarında muhakkak devam ve inâd edeceklerdir.

 Hayrat Neşriyat = Hem (biz) onlara merhamet edip kendilerindeki sıkıntıyı giderseydik, yine de gerçekten azgınlıkları içinde bocalayıp duracaklardı.

 İbni Kesir = Eğer onlara acıyıp da içinde bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında büsbütün direneceklerdi.

 Kadri Çelik = Eğer onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı gideriverirsek, yine de tuğyanları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdürürler.

 Muhammed Esed = Onlara merhamet edip (bu dünyada) başlarına gelebilecek darlık ve sıkıntıyı giderecek olsak, onlar yine de, o kurumlu azgınlıkları içinde körcesine bocalayıp dururlar.

 Mustafa İslamoğlu = Ve eğer onlara acıyarak başlarına gelen herhangi bir beladan kendilerini kurtarsak, şaşkın şaşkın saplandıkları inkar bataklığında debelenmekte ısrar ederler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve eğer onlara merhamet etsen ve kendilerindeki zararı açıversen, elbetteki yine azgınlıklarında devam edip tereddütte bulunacaklardır.

 Ömer Öngüt = Eğer Biz onlara acıyıp da baskılarını açıversek, mutlaka azgınlıklarında inat eder, hiçbir şey görmezler.

 Şaban Piriş = Eğer onlara acıyıp da için de bulundukları sıkıntıyı giderseydik, iyice körleşerek azgınlıklarında büsbütün direnirlerdi.

 Sadık Türkmen = Eğer biz onlara merhamet edip de (bu dünyada) stres ve sıkıntılarını onlardan kaldırsaydık, azgınlıklarında bocalayıp durmaya devam ederlerdi!

 Seyyid Kutub = Eğer biz onlara acısak da başlarındaki sıkıntıyı gidersek yine azgınlıkları içinde debelenmeye ısrar ederler.

 Suat Yıldırım = Şayet Biz, onlara acısak ve başlarındaki sıkıntıyı gidersek yine de azgınlıkları içinde bocalayıp kalırlar.

 Süleyman Ateş = Biz onlara acıyıp da başlarındaki sıkıntıyı açsaydık, yine azgınlıklarında bocalamağa devam ederlerdi.

 Tefhim-ul Kuran = Onlara merhamet edip (bu dünyada) başlarına gelebilecek darlık ve sıkıntıyı giderecek olsak, onlar yine de, o kurumlu azgınlıkları içinde körcesine bocalayıp dururlar.

 Ümit Şimşek = Ve eğer onlara acıyarak başlarına gelen herhangi bir beladan kendilerini kurtarsak, şaşkın şaşkın saplandıkları inkar bataklığında debelenmekte ısrar ederler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Eğer biz onlara acıyıp da üstlerindeki sıkıntıyı kaldırsaydık, azgınlıkları içinde sersem sersem bocalamaya devam edeceklerdi.

 İskender Ali Mihr = Ve eğer onlara rahmet (merhamet) edip, onlara zarar (sıkıntı, kıtlık) veren şeyi giderseydik, mutlaka şaşkın bir halde azgınlıklarında devam ederlerdi.

 İlyas Yorulmaz = Biz onlara merhamet etseydik ve onlara isabet eden zararları kaldırsaydık, isyanları içerisinde ısrar edip bocalayıp dururlardı.