Önceki Ayet Sonraki Ayet  
25. Sûre Furkân/73

 وَالَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَمْ يَخِرُّوا عَلَيْهَا صُمًّا وَعُمْيَانًا

  Vellezîne izâ zukkirû bi âyâti rabbihim lem yahırrû aleyhâ summen ve umyânen(umyânen).

Kelime Karşılaştırma
ve ellezîne : ve onlar
izâ zukkirû : hatırlatıldığı zaman
bi âyâti : âyetler
rabbi-him : onların Rabbi
lem yahırrû : kapanmazlar, olmazlar
aleyhâ : ona
summen : sağır
ve umyânen : ve kör (âmâ)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlar, kendilerine Rabblerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve öyle kişilerdir onlar ki Rablerinin delilleri anıldığı ve Kur'ân okunduğu zaman, sağır bir halde ve körü körüne yerlere kapanmazlar.

 Abdullah Parlıyan = Onlar ki, kendilerine Rablerinin mesajları hatırlatıldığı zaman, körlerin ve sağırların yaptığı gibi, düşünüp anlamadan, körü körüne, bilinçsizce kapanıp kalmazlar.

 Adem Uğur = Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar;

 Ahmed Hulusi = Onlar ki Rablerinin, varlıklarındaki işaretleri (hakikatleri) hatırlatıldıklarında, (o hakikate karşı) sağır ve kör kalmazlar!

 Ahmet Tekin = Onlar, kendilerine, Rablerinin âyetleri tebliğ edilerek hatırlatıldığında, âyetlerle öğüt verilip uyarıldıklarında, sağır ve kör kesilerek bilgisizce âyetlere hücum etmezler.

 Ahmet Varol = Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında onlara karşı kör ve sağır davranmazlar.

 Ali Bulaç = Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanlardır.

 Ali Fikri Yavuz = Onlar ki, Rablerinin ayetleriyle kendilerine öğüt verilince, sağır ve kör olarak bunların üzerine düşmezler (hakkı işiterek ve doğruyu görerek Allah’ın ayetlerine bağlanırlar);

 Ali Ünal = Bulundukları yerde Rabbilerinin (Kur’ ân’daki ve tekvinî) âyetleri anıldığı ve onlardan söz edildiğinde, bu âyetler karşısında asla sağırlar ve körler gibi davranmazlar.

 Bayraktar Bayraklı = Rabblerinin âyetleri kendilerine hatırlatıldığında, kulaklarını kapatarak ve gözlerini yumarak onları görmezlikten gelmezler.

 Bekir Sadak = Kendilerine Rablerinin ayetleri hatirlatildigi zaman, onlara karsi kor ve sagir davranmazlar.

 Celal Yıldırım = Onlar ki Rablarının âyetleri kendilerine hatırlatılınca üstüne sağırlar, körler gibi kapanıp kalmazlar.

 Cemal Külünkoğlu = Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler (kayıtsız kalmazlar).

 Diyanet İşleri (eski) = Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onlara karşı kör ve sağır davranmazlar.

 Diyanet Vakfi = Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar;

 Edip Yüksel = Ve onlar ki, kendilerine Rablerinin mesajları hatırlatıldığı zaman, körler(in) ve sağırlar(ın yaptığı) (gibi) (düşünüp anlamadan) onların üzerine üşüşmezler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve onlar ki rablarının âyetleriyle va'z-u nasıhat edildikleri zaman üstüne kör, sağır yıkılıp yatmazlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve onlar ki Rablerinin ayetleri hatırlatılınca, kör ve sağır üstüne yıkılıp yatmazlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.

 Gültekin Onan = Rab’lerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onlara karşı kör ve sağır davranmazlar.

 Harun Yıldırım = Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar;

 Hasan Basri Çantay = Onlar ki kendilerine Rabbinin âyetleri okunduğu (yahud onlara va'z ve nasıyhat edildiği) zaman bunlara karşı (münafıklar gibi) kör ve sağır (yıkılıb) düşmezler.

 Hayrat Neşriyat = Hem onlar ki, Rablerinin âyetleri (kendilerine) hatırlatıldığında, onlara karşı sağır ve kör kimseler olarak (münkirler gibi, anlamadan) yüzleri üzere kapanmazlar. (Bil'akis o hakikati hakkıyla idrâk ederek secdeye kapanırlar.)

 İbni Kesir = Onlar ki; kendilerine Rabblarının ayetleri hatırlatıldığı vakit, onlara karşı kör ve sağır davranmazlar.

 Kadri Çelik = Onlar, kendilerine rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstüne sağırlar ve körler olarak yıkılıp kalmayan (tam aksine işitip gören) kimselerdir.

 Muhammed Esed = Ve onlar ki, kendilerine Rablerinin mesajları hatırlatıldığı zaman, körler(in) ve sağırlar(ın yaptığı) (gibi) (düşünüp anlamadan) onların üzerine üşüşmezler.

 Mustafa İslamoğlu = Yine onlar: Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, sağırlar ve körler gibi (dinleyip anlamadan) üzerine üşüşmezler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlar ki, Rablerinin âyetleriyle kendilerine öğüt verildiği zaman ona karşı sağır ve kör olarak yıkılıp durmazlar.

 Ömer Öngüt = Ve kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.

 Şaban Piriş = Rab’lerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onlara karşı kör ve sağır davranmazlar.

 Sadık Türkmen = Onlar ki, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman; onlara karşı kör ve sağır (ilgisiz) davranmazlar (hemen dikkat kesilirler).

 Seyyid Kutub = Onlara Allah'ın ayetleri hatırlatıldığında bu ayetler karşısında kör ve sağır kesilmezler.

 Suat Yıldırım = Kendilerine Rab’lerinin âyetleri hatırlatıldığında, onlara karşı sağırlar ve körler gibi davranmazlar.

 Süleyman Ateş = Ve kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.

 Tefhim-ul Kuran = Onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onun üstünde sağır ve körler olarak kapanıp kalmayanlardır.

 Ümit Şimşek = Onlara Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında kör ve sağır gibi davranmazlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Rablerinin ayetleri kendilerine hatırlatıldığında, kör ve sağırlar gibi onlar üzerine kapanmazlar.

 İskender Ali Mihr = Ve onlara, Rab’lerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman onlara (âyetlere) karşı kör ve sağır olmazlar.

 İlyas Yorulmaz = O Rahmanın kulları Rablerinin ayetleri onlara hatırlatıldığında, Rabbinin ayetlerine duymamazlık yapıp, görmezlikten gelemezler.