Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/71

 وَلَقَدْ ضَلَّ قَبْلَهُمْ أَكْثَرُ الْأَوَّلِينَ

  Ve lekad dalle kablehum ekserul evvelîn(evvelîne).

Kelime Karşılaştırma
ve lekad : ve andolsun
dalle : dalâlette oldu
kable-hum : onlardan önce
ekseru : çoğu
el evvelîne : evvelkiler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki onlardan önce gelip geçenlerin de çoğu sapıtmıştı.

 Abdullah Parlıyan = Onlardan önce gelip geçmiş eski toplumların çoğu da sapıtmışlardı.

 Adem Uğur = Andolsun ki, onlardan önce eski milletlerin çoğu dalâlete düştü.

 Ahmed Hulusi = Andolsun ki onlardan önce, ilk nesillerin çoğunluğu da (Hakikatten) sapmıştı!

 Ahmet Tekin = Onlardan önce, geçmiş milletlerin çoğu, andolsun başlarına buyruk hareket ederek, hak yoldan uzaklaşıp, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih etmişlerdi.

 Ahmet Varol = Andolsun ki onlardan önce, evvelkilerin çoğu sapıtmıştı.

 Ali Bulaç = onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm), senin kavminden önce eski ümmetlerin çoğu dalâlette idi.

 Ali Ünal = Onlardan önce gelip geçmiş evvelki nesillerin çoğu da aynı şekilde yanlış yol üzerindeydi.

 Bayraktar Bayraklı = Andolsun ki, onlardan önce eski milletlerin çoğu sapıklığa düştü.

 Bekir Sadak = Onlardan once gecenlerin cogu, and olsun ki sapitmisti.

 Celal Yıldırım = Ve and olsun ki, onlardan önce gelip geçenlerin çoğu da sapıtmıştı.

 Cemal Külünkoğlu = Andolsun, onlardan önce gelip geçenlerin çoğu da sapmıştı.

 Diyanet İşleri (eski) = Onlardan önce, evvelki ümmetlerin çoğu, and olsun ki sapıtmıştı.

 Diyanet Vakfi = Andolsun ki, onlardan önce eski milletlerin çoğu dalâlete düştü.

 Edip Yüksel = Kendilerinden önce de niceleri aynı şekilde sapmıştı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hakıkat onlardan evvel eskilerin ekserisi dalâlette idi

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Gerçekten onlardan önce eskilerin çoğu sapıklıkta idiler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun ki, onlardan öncekilerin çoğu sapıklıkta idiler.

 Gültekin Onan = Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

 Harun Yıldırım = Andolsun ki, onlardan önce eski milletlerin çoğu dalâlete düştü.

 Hasan Basri Çantay = Andolsun ki onlardan evvel geçenlerin çoğu da sapmışdı.

 Hayrat Neşriyat = And olsun ki, onlardan önce, evvelki (ümmet)lerin çoğu dalâlete düşmüştü.

 İbni Kesir = Andolsun ki; onlardan önce geçenlerin çoğu da sapıtmıştı.

 Kadri Çelik = Şüphesiz onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

 Muhammed Esed = Onlardan önce gelip geçmiş eski toplumların çoğu yollarını şaşırmıştı,

 Mustafa İslamoğlu = Doğrusu, onlardan öncekilerin çoğu da sapmıştı.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (69-71) Muhakkak ki, onlar atalarını sapık kimseler buldular. İmdi onlar, atalarının izleri üzerine koşturuluyorlar. Andolsun ki, onlardan evvelkilerin ekserisi de sapıtmış idi.

 Ömer Öngüt = Andolsun ki onlardan önce gelip geçenlerin de çoğu sapıtmıştı.

 Şaban Piriş = Andolsun ki onlardan önce, ilk nesillerin çoğunluğu da (Hakikatten) sapmıştı!

 Sadık Türkmen = Onlardan önce, geçmiş milletlerin çoğu, andolsun başlarına buyruk hareket ederek, hak yoldan uzaklaşıp, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih etmişlerdi.

 Seyyid Kutub = Andolsun ki onlardan önce, evvelkilerin çoğu sapıtmıştı.

 Suat Yıldırım = onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

 Süleyman Ateş = (Ey Rasûlüm), senin kavminden önce eski ümmetlerin çoğu dalâlette idi.

 Tefhim-ul Kuran = Andolsun, onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.

 Ümit Şimşek = Andolsun ki, onlardan önce eski milletlerin çoğu sapıklığa düştü.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlardan once gecenlerin cogu, and olsun ki sapitmisti.

 İskender Ali Mihr = Andolsun ki, onlardan önce, evvelkilerin çoğu (da) dalâlette idiler.

 İlyas Yorulmaz = Onlardan evvelkilerin pek çoğu, doğru yoldan saptıklarında.