Önceki Ayet Sonraki Ayet  
18. Sûre Kehf/68

 وَكَيْفَ تَصْبِرُ عَلَى مَا لَمْ تُحِطْ بِهِ خُبْرًا

  Ve keyfe tesbiru alâ mâ lem tuhıt bihî hubrâ(hubran).

Kelime Karşılaştırma
ve keyfe : ve nasıl
tesbiru alâ : sabredersin
: şey
lem tuhıt : ihata edemedin, kavrayamadın
bi-hi : onu, onunla
hubren : haberdar edilerek
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin?”

 Abdulbaki Gölpınarlı = İç yüzünü kavramana imkân olmayan birşeye nasıl sabredebilirsin ki?

 Abdullah Parlıyan = “İç yüzünü kavramana imkan olmayan tecrübe alanı içine girmeyen bir şeye, nasıl dayanabilirsin ki?”

 Adem Uğur = (İç yüzünü) kavrayamadığın bir bilgiye nasıl sabredersin?

 Ahmed Hulusi = "Hakikatinden haberin olmayan bir olayı gördüğünde, nasıl dayanabilirsin ki!"

 Ahmet Tekin = 'İç yüzünü bilmediğin, hakikatini kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredersin?' dedi.

 Ahmet Varol = Özünü etraflıca kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin?'

 Ali Bulaç = (Böyleyken) "Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?"

 Ali Fikri Yavuz = İç yüzünü bilmediğin şeye nasıl sabredeceksin?

 Ali Ünal = “Bütün yönleriyle bilgi sahibi olmadığın meseleler karşısında nasıl katlanabilirsin ki?”

 Bayraktar Bayraklı = “Hakkında hiçbir bilgin olmayan şeylere sen nasıl sabredeceksin?” dedi.

 Bekir Sadak = (67-68) O: «Sen dogrusu benim yaptiklarima dayanamazsin, bilgice kavrayamadigin bir seye nasil dayanabilirsin?» dedi.

 Celal Yıldırım = «İç yüzünü kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin ?»

 Cemal Külünkoğlu = (67-68) (Hızır,) şöyle dedi: “Doğrusu sen benimle beraberliğe asla sabredemezsin. İç yüzünü kavrayamayacağın bir bilgiye nasıl sabredebilirsin ki?”

 Diyanet İşleri (eski) = Musa: 'İnşallah sabrettiğimi göreceksin, sana hiçbir işte baş kaldırmayacağım' dedi.

 Diyanet Vakfi = (İç yüzünü) kavrayamadığın bir bilgiye nasıl sabredersin?

 Edip Yüksel = 'Bilmediğin bir şeye nasıl dayanabilirsin?'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Havsalanın almadığı şey'e nasıl sabredeceksin?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Havsalanın almadığı şeye nasıl sabredeceksin!» dedi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «İçyüzünü kavrayamadığın şeye nasıl sabredeceksin?»

 Gültekin Onan = (Böyleyken) "Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?"

 Harun Yıldırım = Kavrayamadığın bir bilgiye nasıl sabredersin?

 Hasan Basri Çantay = «(İç yüzünü) kavrayamadığın bir bilgiye nasıl sabr edersin?» dedi.

 Hayrat Neşriyat = 'Hem içyüzünü kavrayamadığın (ve zâhiren yanlış anlaşılan) bir şeye (bir peygamber olarak) nasıl sabredeceksin?' (dedi).

 İbni Kesir = Kavrayamayacağın bir bilgiye nasıl dayanırsın?

 Kadri Çelik = (Böyleyken) “İlim açısından ihata edemediğin bir şey hakkında nasıl sabredebilirsin?”

 Muhammed Esed = "çünkü tecrübe alanı içinde kavrayamayacağın şeye nasıl katlanabilirsin ki?"

 Mustafa İslamoğlu = "Kaldı ki sen, tecrübe bilgi kapsamına tümüyle girmeyen şeye nasıl (ve neden) katlanasın ki?"

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve hakikatından tamamen haberdar olmadığın bir şeye karşı nasıl sabredebilirsin?»

 Ömer Öngüt = “Hakikatini kavrayamadığın bir bilgiye nasıl sabredebilirsin?”

 Şaban Piriş = Gerçek yönünü bilmediğin bir şeye nasıl sabredebilirsin?

 Sadık Türkmen = Nasıl sabredebilirsin ki; iç yüzünü bilmediğin ve onunla (bizzat kendi ilminle yakinen anlayamadığın) kavrayamadığın bir şeye?”

 Seyyid Kutub = Sebeplerini kavrayamayacağın olaylar karşısında nasıl sabredeceksin.

 Suat Yıldırım = (67-68) "Doğrusu" dedi, "sen benimle beraberliğe sabredemezsin. Bütün yönleriyle kavrayamadığın meseleler karşısında nasıl kendini tutabilirsin ki?"

 Süleyman Ateş = "Sana bildirilmeyen bir şeye nasıl dayanabilirsin?"

 Tefhim-ul Kuran = (Böyleyken) «Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?»

 Ümit Şimşek = 'İçyüzünden haberdar olmadığın birşeye nasıl sabredebilirsin ki?'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Havsalanın almadığı bir şeye nasıl dayanacaksın?"

 İskender Ali Mihr = Ve haberdar edilmediğin cihetle, ihata edemediğin şeye nasıl sabredeceksin?

 İlyas Yorulmaz = Sonra (neden olduğunu) kavrayamadığın bir olaya nasıl sabredebilirsin ki?” dedi.