Önceki Ayet Sonraki Ayet  
11. Sûre Hûd/67

 وَأَخَذَ الَّذِينَ ظَلَمُواْ الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُواْ فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ

  Ve ehazellezîne zalemûs sayhatu fe asbahû fî diyârihim câsimîn(câsimîne).

Kelime Karşılaştırma
ve ehaze : ve aldı, helâk etti
ellezîne zalemû : zulmeden kimseleri
es sayhatu : bir çığlık, bir sayha, çok kuvvetli korkunç ses
fe : böylece
asbahû : oldular
fî diyâri-him : yurtlarında, diyarlarında
câsimîne : diz üstü çöküp kaldılar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Bir bağırış, o zulmedenleri kapıverdi, yurtlarında, diz çökmüş bir halde helâk oluverdiler.

 Abdullah Parlıyan = Yaratılış gayelerine aykırı hareket eden o kavme gelince, onları Allah tarafından cezalandırıcı bir ses, bir gürültü yakalayıverdi de, kendi yurtlarında dizlerinin bağı çözülüp cansız olarak serilip kaldılar.

 Adem Uğur = Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

 Ahmed Hulusi = O zulmedenleri, (dördüncü gün) o malûm sayha (şiddetli, titreşimli korkunç ses) yakaladı da evlerinde göçüp kaldılar!

 Ahmet Tekin = Şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe haksızlık edenlerin, zulmedenlerin işini bitirdi. Sabahleyin, yurtlarında yere çarpılarak çakılıp kalanlar oldular.

 Ahmet Varol = Zulmedenleri de korkunç bir çığlık aldı ve yurtlarında dizüstü çöküp kaldılar.

 Ali Bulaç = O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

 Ali Fikri Yavuz = O zulmedenleri ise, korkunç gürültü yakalayıverdi de evlerinde çöküp helâk oldular.

 Ali Ünal = (En büyük zulüm olan) şirkte direten ve hem başkalarına, hem kendilerine zulmedenleri ise korkunç bir çığlık yakalayıverdi de, (hiçbir kurtuluş zaman ve imkânı bulamadan) oldukları yerde yüzüstü kapaklanıp gittiler.

 Bayraktar Bayraklı = Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.

 Bekir Sadak = Haksizlik yapanlari bir ciglik tuttu, olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.

 Celal Yıldırım = O zulmedenleri korkunç bir ses, bir gürültü yakalayıverdi, derken evlerinde dizüstü çöküp kaldılar.

 Cemal Külünkoğlu = O zulmedenleri ise, korkunç bir gürültü yakalayıverdi de yurtlarında/evlerinde diz üstü çöküp helâk oldular.

 Diyanet İşleri (eski) = Haksızlık yapanları bir çığlık tuttu, oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

 Diyanet Vakfi = Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

 Edip Yüksel = Zalimleri korkunç bir ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O zulmedenleri ise sayha tutuverdi de diyarlarında çöke kaldılar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O zulmedenleri ise bir müthiş ses yakaladı da yurtlarında çöke kaldılar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O zalimleri, korkunç bir gürültü yakalayıverdi de oldukları yerde çöküp kaldılar.

 Gültekin Onan = O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

 Harun Yıldırım = O zulmedenleri korkunç bir ses sarıverdi de yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

 Hasan Basri Çantay = O zaalimleri ise korkunç bir ses alıb götürdü de yurdlarına diz üstü çöken (canları çıkan) kimseler oluverdiler.

 Hayrat Neşriyat = Zulmedenleri ise, o korkunç ses yakaladı da bulundukları yerde çöküp kalan kimseler oldular!

 İbni Kesir = Zulmedenleri bir çığlık tuttu. Oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

 Kadri Çelik = Zulmedenleri bir çığlık tutuverdi de yurtlarında dizüstü çökmüş kimseler olarak sabahladılar.

 Muhammed Esed = O zulmedenlere gelince, onları (Allah katından cezalandırıcı) bir sayha yakalayıverdi de kendi evlerinde cansız olarak yere yığılıp kaldılar;

 Mustafa İslamoğlu = Derken, zalimleri (dehşetli) sayha yakalayıverdi de, kendi yurtlarında cansız donakaldılar;

 Ömer Nasuhi Bilmen = O zulmetmiş olanları da bir korkunç ses yakaladı. Artık yurtlarında diz üstü çöküp bitmiş bir halde sabahladılar.

 Ömer Öngüt = Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında dizüstü çökekaldılar.

 Şaban Piriş = Zalimleri ise bir çığlık aldı ve yurtlarında cansız olarak yığılıp kaldılar.

 Sadık Türkmen = Zulmeden kişileri korkunç ses yakaladı da derhal, yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar!

 Seyyid Kutub = O zalimleri müthiş bir gürültü yakaladı da evlerinde, oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.

 Suat Yıldırım = (67-68) Zulmedenleri ise o korkunç ses tutuverdi de diyarlarında çökekaldılar. Sanki hiç orada yaşamamış gibi oldular, ortadan silindiler. Evet... inkâr etti Rabbini Semûd milleti. Evet, işte onun için defolup gitti Semûd milleti!

 Süleyman Ateş = Zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.

 Tefhim-ul Kuran = O zulme sapanları dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

 Ümit Şimşek = Zulmedenleri ise o korkunç ses yakaladı ve yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Zulme sapmış olanları o korkunç titreşimli ses yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş hale getirdiler.

 İskender Ali Mihr = Ve zulmeden kimseleri bir sayha (çok kuvvetli korkunç ses) aldı (helâk etti). Böylece kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.

 İlyas Yorulmaz = Ardından (Allah’ın uyarılarına karşı çıkarak) kendilerine zulmedenleri çok yüksek frekanslı bir ses (sayha) yakaladı. Bunun ardından bulundukları yerde dizlerinin üstlerine çöke kaldılar.