Önceki Ayet Sonraki Ayet  
27. Sûre Neml/66

 بَلِ ادَّارَكَ عِلْمُهُمْ فِي الْآخِرَةِ بَلْ هُمْ فِي شَكٍّ مِّنْهَا بَلْ هُم مِّنْهَا عَمِونَ

  Beliddâreke ilmuhum fîl âhırati, bel hum fî şekkin minhâ, bel hum minhâ amûn(amûne).

Kelime Karşılaştırma
bel : hayır
eddâreke : yetişti, erişti, tamamlandı
ilmu-hum : onların ilmi
fî el âhıreti : ahirette
bel : hayır
hum : onlar
fî şekkin : şüphe içinde
min-hâ : ondan
bel : hayır
hum min-hâ : onlar ondan
amûne : kör
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Ahiret (gününün gerçekleşeceği) hakkında bilgi (peygamberler aracılığı ile) onlara peş peşe gelmiştir. Fakat onlar bu konuda şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ahiretten yana kördürler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Hayır, onların bilgileri, bu dünyâdayken, âhirete ulaşamaz; hayır, onlar, âhiret hakkında şüphe içindedir; hayır, onlar âhiret husûsunda kördür.

 Abdullah Parlıyan = Hayır, onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır, veya doğrusu ahiret hakkında onlar için yeteri kadar bilgi toplandı. Hayır, onlar ahiret hakkında şüphe içindedirler. Hayır, onlar ahiret hakkında tamamen kördürler.”

 Adem Uğur = Hayır; onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar ahiretten yana kördürler.

 Ahmed Hulusi = Hâlbuki sonsuz gelecek yaşam hakkında onların bilgileri birikmiştir. Hayır, onlar ondan kuşku içindeler. . . Hayır, onlar ondan kördürler!

 Ahmet Tekin = Doğrusu âhiret ile, ebedî yurt ile ilgili bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Buna rağmen onlar, bu konuda hâlâ şüphe içindedirler. Aslında onlar, âhiretten yana kör kesilerek baktıkları için anlamıyorlar.

 Ahmet Varol = Hayır, onların ahiretle ilgili bilgileri ardarda gelip toplandı. [5] Hayır onlar bundan şüphe içindedirler. Hayır onlar buna karşı kördürler.

 Ali Bulaç = Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri 'ard arda toplanıp pekiştirildi,' hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.

 Ali Fikri Yavuz = Fakat âhiretin olacağına dair kendilerine (peygamberler vasıtasıyla) arka arkaya ilim ulaşmaktadır. Doğrusu onlar bundan şüphe içerisindedirler, daha doğrusu onlar, âhiretten yana kördürler (delillerini anlıyamazlar).

 Ali Ünal = Gerçek şu ki, onlar (hep dünya hayatı peşinde koşup, bütün öğrenme melekelerini dünya hayatıyla ilgili bilgileri edinme yolunda harcadıklarından) Âhiret hakkında bilgiden yoksun kalmışlardır. (Kendilerine vahiy yoluyla bilgi gelmiş,) fakat bu defa da şüpheye batmış bulunmaktadırlar. Hayır hayır, Âhiret(le ilgili onca delil karşısında) körlüğü tercih etmektedir onlar.

 Bayraktar Bayraklı = Açıkçası, onların âhiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar âhiretten yana cahildirler.

 Bekir Sadak = Ahirete dair bilgileri yeterli midir? hayir; ondan suphe etmemektedirler. Hayir; ona karsi kordurler. *

 Celal Yıldırım = De ki: Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez ve onlar da ne zaman diriltilip kaldırılacaklarının bilincinde değillerdir. Hayır, onların Âhiret hakkındaki bilgisi kıt ve yetersizdir. Hayır, Âhiret hakkında (devamlı) şüphe içindedirler. Hayır, onlar Âhiret'ten yana (o hususta) kördürler.

 Cemal Külünkoğlu = Ahiret hakkında bilgi (peygamberler aracılığı ile) onlara peş peşe gelmiştir. Fakat onlar bu konuda şüphe içindedirler. Daha doğrusu onlar ahiretten yana kördürler.

 Diyanet İşleri (eski) = Ahirete dair bilgileri yeterli midir? Hayır; ondan şüphe etmektedirler. Hayır; ona karşı kördürler.

 Diyanet Vakfi = Hayır; onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar ahiretten yana kördürler.

 Edip Yüksel = Doğrusu, onların ahiret hakkındaki bilgileri derme-çatmadır. Aslında ondan kuşku içindedirler. Daha doğrusu, onlar ondan yana tümüyle kördürler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Fakat Âhıret hakkında ılimleri tevalî etmekte fakat onlar ondan bir şekk içindedirler, daha doğrusu onlar ondan kördürler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hayır, ahiret hakkında kendilerine ardarda bilgi verilmektedir; fakat onlar bu hususta bir şüphe içindedirler, daha doğrusu onlar ondan kördürler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Fakat ahiret hakkında bilgiler onlara ardarda gelmektedir. Ama onlar bundan bir şüphe içindedirler. Çünkü onlar bundan yana kördürler.

 Gültekin Onan = Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri 'ard arda toplanıp pekiştirildi', hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.

 Harun Yıldırım = Hayır; onların ahiret hakkındaki bilgileri yetersiz kalmıştır. Dahası, bu hususta şüphe içindedirler. Bunun da ötesinde, onlar ahiretten yana kördürler.

 Hasan Basri Çantay = Hayır, onların bilgileri âhiret hakkında (ki bilgiye kadar uzanıb) erişememişdir. Hayır, onlar bundan şek (ve şübhe) içindedirler. Hayır, onlar bundan kördürler.

 Hayrat Neşriyat = Hayır! Onların âhirete dâir bilgileri pekişmiş (kendilerine ard arda yeterince ma'lûmât verilmiş)tir. Fakat onlar (yine de) ondan şübhe içindedirler. Bil'akis onlar, ondan yana kördürler.

 İbni Kesir = Hayır, ahiret ile ilgili bilgileri de yetersizdir. Hayır, ondan şüphe etmektedirler. Hayır, ona karşı kördürler.

 Kadri Çelik = Hayır onların ahiret konusundaki bilgileri bitip tükenmiştir. Hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler. Hayır, onlar bundan yana kördürler.

 Muhammed Esed = Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri gerçeğin berisinde kalmaktadır; zaten (çoğu zaman) onun gerçekliğinden yana şüphe içindedirler; hayır, ondan yana kördürler.

 Mustafa İslamoğlu = Değilse, ahirete ilişkin (hakikatler) onların idrak edebileceği bir biçimde baştan sona bilgilerine sunulmuştur. Gel gör ki onlar, ondan yana hala kuşku içindedirler; daha beteri, ondan yana kördürler!

 Ömer Nasuhi Bilmen = Onların bilgileri, ahiret hakkında, yetişip nihâyet buldu! Fakat onlar ondan şekk içindedirler. Hayır, onlar, ondan kördürler.

 Ömer Öngüt = Hayır! Onların ahiret hakkındaki bilgileri de yetersiz kalmıştır (bu hususta bilgi edinilecek seviyeye erişmemiştir). Hayır! Ondan şüphe etmektedirler. Hayır! Onlar ahiretten yana kördürler.

 Şaban Piriş = Oysa onlara ahiret hakkında bilgi verilmiştir. Ama onlar, şüphe içindedirler ve belki de ona karşı kördürler.

 Sadık Türkmen = Hayır onların ahiret hakkındaki bilgileri karmakarışıktır. Hayır hayır, onlar yine de ondan kuşku içindedirler. Doğrusu onlar ondan yana düşünmek istemiyorlar.

 Seyyid Kutub = Onların bilgileri ahirete erememiş, o alemin berisinde kalmıştır. Aslında onlar ahiret konusunda kuşku içindedirler. Hatta ondan yana kördürler.

 Suat Yıldırım = Fakat âhiretin varlığına dair bilgiler, kendilerine resulleri vasıtasıyla ulaşmaktadır. Doğrusu onlar bundan şüphe içindedirler. Hayır, hayır onlar âhiretten yana kördürler.

 Süleyman Ateş = Doğrusu onların âhiret hakkındaki bilgileri, ardarda gelip bir araya toplandı. Fakat onlar (hâlâ) ondan bir kuşku içindedirler. Daha doğrusu, onlar ondan yana kördürler.

 Tefhim-ul Kuran = Hayır, onların ahiret konusundaki bilgileri 'ard arda toplanıp pekiştirildi,' hayır, onlar bundan bir kuşku içindedirler; hayır, onlar bundan yana kördürler.

 Ümit Şimşek = Aslında âhirete dair bilgiler, peş peşe kendilerine ulaşmıştır. Fakat onlar bundan şüphe içindedirler. Hattâ bu konuda kördürler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Hayır, onların bilgileri âhiret konusunda yetersiz kalmıştı. Daha doğrusu onlar ondan kuşku duymaktadırlar. Hayır, hayır! Onlar, onu göremeyecek kadar kördürler.

 İskender Ali Mihr = Hayır, ahiret hakkında onların ilimleri tamamlandı (bilgiler tamamen onlara verildi). Aksine onlar, (hâlâ) ondan (ahiretten) şüphe içindeler. Hayır, onlar, ona (ahiret delillerine) karşı kördürler (onları anlayacak basiretleri yoktur).

 İlyas Yorulmaz = Onların bilgileri ahiret hayatına ulaşamaz. Zaten onlar, ahiret ile ilgili şüpheleri olduğu için, kör davranıyorlar (hesap günü yokmuş gibi yaşıyorlar).