Önceki Ayet  
30. Sûre Rûm/60

 فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَلَا يَسْتَخِفَّنَّكَ الَّذِينَ لَا يُوقِنُونَ

  Fâsbir inne va’dallâhi hakkun ve lâ yestahıffennekellezîne lâ yûkınûn(yûkınûne).

Kelime Karşılaştırma
fâsbir (fe isbir) : o zaman, artık, öyleyse sabret
inne : muhakkak ki
va’dallâhi (va’de allâhi) : Allah’ın vaadi
hakkun : haktır
ve lâ yestehıffenneke : ve sakın seni hafifliğe sürüklemesin
ellezîne : o kimseler, onlar
lâ yûkınûne : yakîn hasıl etmeyenler, kesin olarak inanmayanlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Sabret. Şüphesiz, Allah’ın va’di gerçektir. Kesin imana sahip olmayanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesinler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Dayan, şüphe yok ki Allah'ın vaadi gerçektir ve adamakıllı inanmayanlar, sakın senin gayretini hafifletip gevşetmesin.

 Abdullah Parlıyan = Öyleyse her türlü sıkıntı ve zorluklara karşı göğüs ger. Allah'ın her konudaki verdiği söz gerçek olup, mutlaka yerine gelecektir. Öyleyse adamakıllı inanmayanlar; senin zihnine şüphe tohumları ekerek, gayretini hafifletip, seni gevşetip, üzüntüye düşürmesinler.

 Adem Uğur = (Resûlüm!) Sen şimdi sabret. Bil ki Allah'ın vâdi gerçektir. (Buna) iyice inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin!

 Ahmed Hulusi = Öyleyse sen sabret; hiç şüphesiz Allah'ın Va'di haktır; kesin bilgiyle inanmayanlar da sakın seni telâşa kaptırıp hafifliğe (veya gevşekliğe) sürüklemesinler.

 Ahmet Tekin = Sen sabrederek mücadeleye devam et. Allah’ın va’di elbette haktır, doğrudur. Bunu ilmen kavrayamayanların, buna kesinlikle iman etmeyenlerin, imanı sağlam olmayanların seni hafife almalarına asla fırsat verme, onlar seni gevşekliğe sevketmesin.

 Ahmet Varol = O halde sen sabret. Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. Kesin bir şekilde inanmayanlar sakın seni hafifliğe yöneltmesinler.

 Ali Bulaç = Öyleyse sen sabret; şüphesiz Allah'ın va'di haktır; kesin bilgiyle inanmayanlar sakın seni telaşa kaptırıp hafifliğe (veya gevşekliğe) sürüklemesinler.

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, o kâfirlerin eziyetlerine ve düşmanlıklarına karşı) şimdi sen sabret, zira Allah’ın (zafer) vaadi muhakkak tahakkuk edecektir. Sakın ahirete imanları olmıyanlar, (sabrı terk etmek suretiyle) seni hafifliğe götürmesinler.

 Ali Ünal = Bu bakımdan, sabret. Allah’ın va’di elbette haktır. Bu gerçeğe cidden inanma niyeti taşımayanlar senin sabır ve metanetini sakın sarsmasın.

 Bayraktar Bayraklı = Sen şimdi sabret! Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir. Kesin inanca sahip olmayanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin![423]

 Bekir Sadak = Sabret ki, Allah'in sozu suphesiz gercektir kesin olarak inanmayanlar seni hafife almasinlar.*

 Celal Yıldırım = (Ey Peygamber!) Sabret; Allah'ın va'di haktır (mutlaka yerine gelecektir). Kesin kesin İnanmayanlar seni hafife itmesinler.

 Cemal Külünkoğlu = O halde (Ey Resulüm! O inkârcıların eziyetlerine karşı) sen sabret! Allah'ın (kıyamet günü ile ilgili) vaadi kesinlikle doğrudur. İmanı kemale ermemiş olanlar sakın seni gevşekliğe (ve tedirginliğe) sürüklemesin!

 Diyanet İşleri (eski) = Sabret ki, Allah'ın sözü şüphesiz gerçektir. Kesin olarak inanmayanlar seni hafife almasınlar.

 Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) Sen şimdi sabret. Bil ki Allah'ın vâdi gerçektir. (Buna) iyice inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin!

 Edip Yüksel = Öyleyse sabret. ALLAH'ın sözü gerçektir. Kesin inanca sahip olmayanlar seni gevşekliğe sürüklemesin.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Şimdi sen sabret, çünkü Allahın va'di muhakkak haktır ve sakın iykanı olmıyanlar seni hafifliğe sevk etmesinler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın va'di mutlaka haktır. Ve sakın kesin imanı olmayanlar seni hafifliğe sevketmesin!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vaadi mutlaka haktır. Sakın imanı sağlam olmayanlar seni hafifliğe sevketmesinler.

 Gültekin Onan = Öyleyse sen sabret; şüphesiz Tanrı'nın vaadi haktır; kesin bilgiyle inanmayanlar sakın seni telaşa kaptırıp hafifliğe (veya gevşekliğe) sürüklemesinler.

 Harun Yıldırım = (Resûlüm!) Sen şimdi sabret. Bil ki Allah'ın vâdi gerçektir. (Buna) iyice inanmamış olanlar, sakın seni gevşekliğe sevketmesin!

 Hasan Basri Çantay = Sen (habîbim) şimdi sabret. Şübhe yok ki Allahın va'di hakdır. (Buna) kat'î inan beslememekde olanlar zinhar seni (sabırsızlıkla) hafifliğe götürmesin (ler).

 Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) Artık sabret! Çünki Allah’ın va'di haktır. Öyle ise kat'î olarak îmân etmemiş olanlar, sakın seni gevşekliğe sevk etmesin!

 İbni Kesir = Sabret, şüphesiz ki Allah'ın vaadi haktır. Yakınen inanmayanlar seni hafifliğe itmesinler.

 Kadri Çelik = Öyleyse sen sabret. Hiç şüphesiz Allah'ın vaadi haktır; sakın yakini olmayanlar seni hafifliğe (gevşekliğe) sevk etmesinler.

 Muhammed Esed = O halde sıkıntılara göğüs ger: Allah'ın (Kıyamet Günü ile ilgili) vaadi kesinlikle doğrudur. Öyleyse, tam bir iç tatminine ulaşamayanların senin zihnine şüphe tohumları ekmelerine izin verme!

 Mustafa İslamoğlu = Artık sabret; unutma ki Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. (Kendi söylediklerine dahi) yürekten inanmayanlar, tahrikleriyle sakın seni fevri ve tepkisel bir davranışa sürüklemesinler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sen sabret. Şüphe yok ki, Allah'ın vaadi haktır ve kat'i sûrette imânı olmayanlar, seni hafif görecek olmasınlar.

 Ömer Öngüt = Sabret! Şüphesiz ki Allah'ın vaadi haktır. Yürekten inanmayanlar sakın seni gevşekliğe sevketmesinler!

 Şaban Piriş = Öyleyse sen, sabret, kuşkusuz Allah’ın vaadi haktır. Gerçeği göremeyenler sakın seni hafife almasınlar.

 Sadık Türkmen = Şimdi sen sabret! Şüphesiz Allah’ın sözü gerçektir. Gerçekleri anladığı halde gizleyen(kâfir)ler, sakın seni gevşekliğe sürüklemesin!

 Seyyid Kutub = Sen şimdi sabret! Bil ki, Allah'ın sözü gerçektir. İnanmayanlar seni telaşa ve gevşekliğe düşürmesinler.

 Suat Yıldırım = Öyleyse her türlü sıkıntı ve zorluklara karşı göğüs ger. Allah'ın her konudaki verdiği söz gerçek olup, mutlaka yerine gelecektir. Öyleyse adamakıllı inanmayanlar; senin zihnine şüphe tohumları ekerek, gayretini hafifletip, seni gevşetip, üzüntüye düşürmesinler.

 Süleyman Ateş = Sabret, Allâh'ın va'di haktır (o mutlaka yerine gelecektir). İnanmayanlar seni telâşa düşürmesin.

 Tefhim-ul Kuran = O hâlde sabret! Muhakkak ki Allâh'ın vaadi Hak'tır! İkâna ulaşmamışlar (vaadimizin gerçekleşmesi sürecinde) seni hafife alamayacaklardır!

 Ümit Şimşek = Sabret; Allah'ın vaadi gerçektir. Tam ve kesin bir imanı olmayanlar seni gevşekliğe düşürmesin.

 Yaşar Nuri Öztürk = O halde, sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler/seni küçümseyemeyeceklerdir.

 İskender Ali Mihr = Öyleyse sabret, muhakkak ki Allah’ın vaadi haktır. Ve yakîn hasıl etmemiş olanlar (kesin bilgi sahibi olmayanlar), sakın seni hafifliğe sürüklemesinler.

 İlyas Yorulmaz = Sen onların yalanlamalarına sabret. Allah’ın vaat ettikleri gerçekleşecektir. Kalpleri tam ikna olmamış olanlar seni küçük görmesinler.