Önceki Ayet Sonraki Ayet  
19. Sûre Meryem/60

 إِلَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَأُوْلَئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ شَيْئًا

  İllâ men tâbe ve âmene ve amile sâlihan fe ulâike yedhulûnel cennete ve lâ yuzlemûne şey’â(şey’en).

Kelime Karşılaştırma
illâ : hariç, sadece
men tâbe : tövbe eden kimse
ve âmene : ve âmenû oldu
ve amile sâlihan : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptı
fe : o zaman, böylece
ulâike : işte onlar
yedhulûne : girecekler
el cennete : cennet
ve lâ yuzlemûne : ve zulmedilmezler
şey’en : bir şey
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (60-61) Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân’ın, kullarına gıyaben vaad ettiği “Adn” cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O’nun va’di kesinlikle gerçekleşir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ancak tövbe eden, inanan ve iyi işlerde bulunan müstesna. Bu çeşit kişiler cennete girerler ve hiçbir hususta zulüm görmezler.

 Abdullah Parlıyan = Tövbe eden, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi iş yapan müstesna. Böyleleri cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar.

 Adem Uğur = Ancak tevbe edip, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, cennete, girecekler. Ve hiç bir haksızlığa uğratılmayacaklardır.

 Ahmed Hulusi = Tövbe eden, iman eden ve imanın gereğini uygulayanlar müstesna. . . İşte onlar cennete dâhil olurlar ve hiçbir şekilde haksızlığa maruz kalmazlar.

 Ahmet Tekin = Ancak geçmişin kirlerinden arınarak tevbe edip, Allah’a itaate yönelen, iman eden ve gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetinürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, işte onlar cennete girecekler. Hiçbir şekilde de onlara haksızlık edilmeyecek.

 Ahmet Varol = Ancak tevbe eden, inanan ve salih amel işleyenler müstesnadır. Bunlar cennete girerler ve hiçbir şeyde haksızlığa uğratılmazlar.

 Ali Bulaç = Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.

 Ali Fikri Yavuz = Ancak tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenler müstesna; çünkü bunlar, zerre kadar zulme uğratılmayacaklar, Cennete gireceklerdir.

 Ali Ünal = Ancak, bu nesiller içinde de tevbe edip (gittikleri yoldan vazgeçen ve) iman ederek, imanları istikametinde sağlam, doğru, yerinde ve ıslaha yönelik işler yapanlar, evet bunlar Cennet’e girecek ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklardır.

 Bayraktar Bayraklı = Ancak, tövbe edip, inanıp yararlı iş yapanlar hariç. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğramayacaklardır.

 Bekir Sadak = (60-61) Ancak tevbe eden, inanip yararli is yapanlar bunun disindadir. Bunlar hicbir haksizliga ugratilmadan, Rahman'in kullarina gaybde vadettigi cennete, Adn cennetlerine gireceklerdir. suphesiz, O'nun sozu yerini bulacaktir.

 Celal Yıldırım = Ancak tevbe edip imân eden ve iyi-yararlı işlerde bulunanlar müstesna.. Bunlar Cennet'e girecekler ve hiçbir haksızlığa uğramıyacaklar.

 Cemal Külünkoğlu = (60-61) Ancak, pişman olup Allah'a yönelen, inanıp dürüst ve erdemli çalışmalar ortaya koyanlar bunun dışındadır. İşte bunlar, hiçbir haksızlığa uğratılmadan cennete girecek olanlardır. Evet, onlar Rahman (olan Allah)'ın kullarına, her türlü beşeri algı ve tasavvurun ötesinde söz verdiği, (dünyada iken görmeksizin inandıkları) Adn cennetlerine gireceklerdir. Allah'ın vaadi kesinlikle gerçekleşecektir.

 Diyanet İşleri (eski) = (60-61) Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş yapanlar bunun dışındadır. Bunlar hiçbir haksızlığa uğratılmadan, Rahman'ın kullarına gaybde vadettiği cennete, Adn cennetlerine gireceklerdir. Şüphesiz, O'nun sözü yerini bulacaktır.

 Diyanet Vakfi = (60-61) Ancak tevbe eden, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın cennete, çok merhametli olan Allah'ın, kullarına gıyaben vâdettiği Adn cennetlerine girecekler. Şüphesiz O'nun vâdi yerini bulacaktır.

 Edip Yüksel = Tevbe eden, inanan ve erdemli davrananlar hariç. Onlar en ufak bir haksızlığa uğramadan cennete girerler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ancak tevbe edip iymana gelen ve salih amel işliyenler müstesna, çünkü bunlar zerre kadar hakları yenmiyerek Cennete gireceklerdir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ancak tevbe edip imana gelenler ve yararlı iş yapanlar başka; çünkü onlar hiçbir haksızlığa uğratılmayarak cennete gireceklerdir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır. Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır.

 Gültekin Onan = Ancak tevbe eden, inanan ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.

 Harun Yıldırım = Ancak tevbe edip, iman eden ve iyi davranışta bulunan kimseler hariçtir. Bunlar, cennete, girecekler. Ve hiç bir haksızlığa uğratılmayacaklardır.

 Hasan Basri Çantay = Tevbe edenler ve iyi amel ve hareketde bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiçbir şeyle haksızlığa uğratılmayarak cennete,

 Hayrat Neşriyat = Ancak tevbe edip îmân ederek sâlih amel işleyenler müstesnâ; işte onlar hiçbirzulme uğratılmadan Cennete gireceklerdir.

 İbni Kesir = Ancak tevbe edip iman ederek salih amel işleyenler müstesnadır. Onlar, hiç bir haksızlığa uğratılmadan cennete girerler.

 Kadri Çelik = Tevbe eden, inanan ve erdemli davrananlar hariç. Onlar en ufak bir haksızlığa uğramadan cennete girerler.

 Muhammed Esed = Ancak, pişman olup Allah'a yönelen, inanıp dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyanlar bunun dışındadır; zaten hiçbir haksızlığa uğratılmadan cennete girecek olanlar da işte böyleleridir;

 Mustafa İslamoğlu = Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır) ; işte bunlar, cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ancak tevbe ederek iman eden ve güzel işler yapan kimseler müstesnadır; onlar, hiçbir haksızlığa uğramadan Cennete girerler.

 Ömer Öngüt = Tövbe eden, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi iş yapan müstesna. Böyleleri cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar.

 Şaban Piriş = Ancak tevbe edip, iman ederek doğruları yapanlar, işte bunlar cennete girecekler ve hiç bir şekilde haksızlığa uğramayacaklardır.

 Sadık Türkmen = Ancak tövbe eden, iman eden ve salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yapanlar hariç, işte onlar cennete girerler ve hiçbir haksızlığa uğratılmazlar.

 Seyyid Kutub = Yalnız tövbe ederek iman edip iyi ameller işleyenler bu genel hükmün kapsamı dışındadırlar. Onlar cennete girecekler ve en ufak bir haksızlığa uğratılmayacaklardır.

 Suat Yıldırım = Ancak tövbe eden, iman edip makbul ve güzel işler yapanlar cennete girecekler ve asla haksızlığa uğramayacaklardır.

 Süleyman Ateş = Ancak tevbe eden, inanan ve iyi işler yapanlar, cennete girecekler ve hiç haksızlığa uğratılmayacaklardır.

 Tefhim-ul Kuran = Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunanlar (onların dışındadır) ; işte bunlar, cennete girecekler ve hiç bir şeyle zulme uğratılmayacaklar.

 Ümit Şimşek = Ancak tevbe ederek iman eden ve güzel işler yapan kimseler müstesnadır; onlar, hiçbir haksızlığa uğramadan Cennete girerler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Tövbe eden, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi iş yapan müstesna. Böyleleri cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar.

 İskender Ali Mihr = Tövbe edenler, âmenû olanlar ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. İşte onlar, cennete girecekler. Ve onlara, hiçbir şeyle zulmedilmez.

 İlyas Yorulmaz = Ancak onların içinden tövbe ederek, iman edip salih amel edenlerde olmuştur. İşte böyleleri cennete girecekler ve onlara hiçbir şeyle haksızlık yapılmayacak.