Önceki Ayet Sonraki Ayet  
28. Sûre Kasas/6

 وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الْأَرْضِ وَنُرِي فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُم مَّا كَانُوا يَحْذَرُونَ

  Ve numekkine lehum fîl ardı ve nuriye fir’avne ve hâmâne ve cunûdehumâ minhum mâ kânû yahzerûn(yahzerûne).

Kelime Karşılaştırma
ve numekkine : ve biz yerleştirelim, kuvvetli kılalım
lehum : onları
fî el ardı : yeryüzünde
ve nuriye : ve gösterelim
fir’avne : firavun
ve hâmâne : ve Haman (firavunun veziri)
ve cunûde-humâ : ve ikisinin ordusu
min-hum : onlardan
mâ kânû : oldukları şeyi
yahzerûne : hazar ediyorlar, çekiniyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına, çekinegeldikleri şeyleri gösterelim.

 Abdulbaki Gölpınarlı = İstiyorduk ki onları yeryüzünde yerleştirip kuvvetlendirelim ve Firavun'la Hâmân'a ve askerlerine de, onlardan çekindikleri şeyleri gösterelim.

 Abdullah Parlıyan = İstiyorduk ki, onları yeryüzünde yerleştirip, kuvvetlendirelim ve Firavun'la, Hâmân'ı ve ordularını, İsrailoğulları eliyle korktukları şeye uğratalım.

 Adem Uğur = Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularına, onlardan (İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).

 Ahmed Hulusi = Onları o bölgede güvenli kılalım; Firavun'u, Haman'ı (başrahibi) ve o ikisinin ordularını korktuklarına uğratalım!

 Ahmet Tekin = O ülkede onları hâkim kılalım, kudret ve itibar sahibi yapalım; Firavun’a, Hâmân’a ve kurmaylarına onların eliyle, çekinmekte oldukları şeyi gösterelim, istiyorduk.

 Ahmet Varol = Ve onları o yerde hakim kılmak; Firavun'a, Haman'a ve o ikisinin askerlerine onlardan [1] sakınmakta oldukları şeyi kendilerine göstermek (istiyorduk).

 Ali Bulaç = Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavun'a, Haman'a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gösterelim.

 Ali Fikri Yavuz = Bir de o ezilmekte olan İsrailoğullarına Mısır ve Şam’da kuvvet ve üstünlük verelim de hem Firavun’a, hem (veziri) Hâmân’a ve ordularına, onlardan (Mûsa ve İsrailoğullarından) korktukları şeyi (helâklerini) gösterelim.

 Ali Ünal = Ve onları, o ülkeye yerleştirelim, orada kendilerine geniş imkânlar verelim; Firavun, Hâmân ve ordularının ise onlardan korktuklarını başlarına getirelim.

 Bayraktar Bayraklı = Onları o yerde iktidara getirelim de Firavun'a, Hâmân'a ve onların askerlerine, ezdikleri gruptan korktukları şeyi gösterelim.

 Bekir Sadak = (5-6) Biz, memlekette gucsuz sayilanlara iyilikte bulunmak onlari onderler kilmak, onlari varis yapmak, memlekete yerlestirmek; Firavun, Haman ve her ikisinin askerlerine, cekinmekte olduklari seyleri gostermek istiyorduk.

 Celal Yıldırım = O yerlere yerleştirmeyi ve Fir'avn'a, Hâmân'a ve askerlerine onlardan (hep endişe duyup) kaçındıkları hususu göstermeyi diledik.

 Cemal Külünkoğlu = Ve onları güvenlik içinde iktidar sahipleri olarak yeryüzünde yerleştirelim. Firavun'u, (veziri) Haman'ı ve onların ordularını da onların (İsrailoğulları'nın) eliyle korktukları şeye uğratalım (saltanatlarını onların elinden alalım).

 Diyanet İşleri (eski) = (5-6) Biz, memlekette güçsüz sayılanlara iyilikte bulunmak, onları önderler kılmak, onları varis yapmak, memlekete yerleştirmek; Firavun, Haman ve her ikisinin askerlerine, çekinmekte oldukları şeyleri göstermek istiyorduk.

 Diyanet Vakfi = Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularına, onlardan (İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).

 Edip Yüksel = Ve onları yeryüzüne yerleştirelim, Firavun, Haman ve ordularına, korktukları şeyi gösterelim.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve Arzda onlara kuvvet ve müknet verelim de Fir'avne, Haman'e ve ordularına onlardan kortukları şeyi gösterelim

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve onlara arzda (yeryüzünde) hakimiyet verip Firavun, Haman ve ordularına korktukları şeyi, onların vasıtasıyla gösterelim.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve o yerde onları hakim kılalım, Firavun ile Hâmân ve ordularına, onlardan çekinmekte oldukları şeyi gösterelim.

 Gültekin Onan = Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavuna, Haman'a ve askerlerine, onlardan sakındıkları şeyi gösterelim.

 Harun Yıldırım = Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularına, onlardan (İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek (istiyorduk).

 Hasan Basri Çantay = Onlara o yerde kudret (ve haakimiyyet) verelim, Fir'avna, Hâmâne ve bunların ordularına da onlardan kocunmakda oldukları şey'i (başlarına getirib) gösterelim.

 Hayrat Neşriyat = Ve onlara (İsrâîloğullarına) o memlekette imkân sağlayalım (oraya hâkim kılalım); Fir'avun ile (vezîri) Hâmân’a ve ordularına da, onlardan (İsrâîloğullarından) sakınmakta oldukları şeyi gösterelim!

 İbni Kesir = Ve onları memleketlerine yerleştirelim, Firavun' a Haman'a ve ikisinin askerlerine çekinmekte oldukları şeyleri gösterelim.

 Kadri Çelik = Ve onları yeryüzünde iktidar sahipleri olarak yerleşik kılmak; Firavun'a, Hâmân'a ve askerlerine, onlardan (İsrail oğullarından yana) sakınmakta oldukları şeyi (devrimi) göstermek (istiyorduk).

 Muhammed Esed = ve onları güvenlik içinde yeryüzünde yerleştirelim; Firavun'u, Haman'ı ve onların ordularını da onların (İsrailoğulları'nın) eliyle korktukları şeye uğratalım.

 Mustafa İslamoğlu = dahası onları yeryüzünde güvenli biçimde yerleştirelim; Firavun'u, Haman'ı ve bunların ordusunu, berikilerin eliyle korktukları şeye uğratalım.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve yeryüzünde onlara kudret vermek ve Fir'avun ile Haman'a ve ordularına onlardan kaçındıkları şeyi (bizler) göstermek istedik.

 Ömer Öngüt = Ve onlara o yerde kuvvet ve üstünlük verelim. Firavun'a, Hâmân'a ve askerlerine, korktukları şeyi başlarına getirelim.

 Şaban Piriş = Onları ülkeye yerleştirip, Firavun, Haman ve ordularının korktuklarını onlara göstermek istiyorduk.

 Sadık Türkmen = Ve yeryüzünde onları söz sahibi/hâkim kılalım; Firavun’a, Hâman’a ve onların ordularına, korkuyor oldukları şeyleri gösterelim!..

 Seyyid Kutub = Ve onları o ülkede hakim kılalım. Firavun'a Haman'a ve askerlerine; başlarına gelmesinden korktukları şeyi gösterelim.

 Suat Yıldırım = (5-6) Biz ise o ülkedeki güçsüzlere ihsanda bulunmak, onları dünyada örnek şahsiyetler yapmak ve ülkeye onları vâris kılmak, onlara dünya hâkimiyeti vermek; Firavun’u, Haman’ı ve onların ordularını ise korktuklarına uğratmak istiyorduk.

 Süleyman Ateş = Ve onları o yerde iktidâra getirelim de Fir'avn'a, Hâmân'a ve askerlerine, onlardan (ezdikleri zümreden) korktukları şeyi gösterelim.

 Tefhim-ul Kuran = Ve (istiyoruz ki) onları yeryüzünde 'iktidar sahipleri olarak yerleşik kılalım', Firavun'a, Hâmân'a ve askerlerine, onlardan sakınmakta oldukları şeyi gösterelim.

 Ümit Şimşek = Onları o ülkede egemen kılalım; Firavun ile Hâmân'ı ve ordusunu da korktukları âkıbete uğratalım.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ve yeryüzünde onlara imkân ve kudret verelim. Firavun'a, Hâman'a ve onların ordularına da korkmakta oldukları şeyleri gösterelim.

 İskender Ali Mihr = Ve onları, yeryüzünde (orada) yerleştirip, kuvvetli kılmak ve firavuna, Haman’a ve ikisinin ordusuna, onlardan (İsrailoğulları’ndan) hazar ettikleri (çekindikleri) şeyi göstermek (istedik).

 İlyas Yorulmaz = İsrail oğullarını yeryüzünde bir mekâna yerleştirdik. Sonra Firavun’un, Haman’ın ve ikisinin ordusunun, İsrail oğullarından neden korktuklarını (insanlara) gösterelim diye.