Önceki Ayet Sonraki Ayet  
8. Sûre Enfâl/56

 الَّذِينَ عَاهَدتَّ مِنْهُمْ ثُمَّ يَنقُضُونَ عَهْدَهُمْ فِي كُلِّ مَرَّةٍ وَهُمْ لاَ يَتَّقُونَ

  Ellezîne âhedte minhum summe yenkudûne ahdehum fî kulli merratin ve hum lâ yettekûn (yettekûne).

Kelime Karşılaştırma
ellezîne : o kimseler
âhedte : sen ahd aldın, anlaşma yaptın
min-hum : onlardan
summe : sonra
yenkudûne : bozarlar
ahde-hum : ahdlerini, akidlerini, sözleşmelerini
fî kulli merratin : her defasında
ve hum : ve onlar
lâ yettekûne : takva sahibi değiller (olmazlar)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın, sonra da her defasında antlaşmalarını hiç çekinmeden bozan kimselerdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, kendileriyle ahitleştiğin kimselerdir, sonra her defasında da ahitlerini bozarlar ve onlar, hiç çekinmezler.

 Abdullah Parlıyan = O inanmayanlar kendileriyle antlaşma yaptığında, hiç çekinmeden her defasında yaptıkları antlaşmayı bozan kimselerdir.

 Adem Uğur = Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın, sonra her defasında hiç çekinmeden ahidlerini bozan kimselerdir.

 Ahmed Hulusi = Onlar (Medine-i Münevvere civarındaki Yahudi kabileler), kendileri ile antlaşma yaptığın kimselerdir. . . Sonra da her defasında sözlerini bozarlar. . . Onlar korunmazlar (Allâh'tan sakınmazlar).

 Ahmet Tekin = Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın halde, her defasında antlaşmalarını bozanlar ve buna itibar etmeyenlerdir.

 Ahmet Varol = Bunlar kendileriyle antlaşma yaptığın (şu) kimselerdir ki her keresinde antlaşmalarını bozarlar, hiç sakınmazlar. [8]

 Ali Bulaç = Bunlar, içlerinden antlaşma yaptığın kimselerdir ki, sonra her defasında ahidlerini bozarlar. Onlar sakınmazlar.

 Ali Fikri Yavuz = Onlar kendileriyle muahede (andlaşma) yaptığın kimselerdir ki, sonra her defasında sözleşmelerini bozuyorlar. (Hazreti Peygamber aleyhisselâm aleyhine hareket etmemek üzere söz veren Beni Kurayza kabilesi, bu andlaşmayı bozup Bedir’de müşriklere yardım etmiş ve bundan sonra yapılan bir andlaşmayı da bozarak Hendek savaşında yine aleyhte bulunmuştu.)

 Ali Ünal = Onlar, ne zaman kendileriyle bir anlaşma yapsan, Allah’tan korkmadan ve hiç çekinmeden her defasında anlaşmalarını bozarlar.

 Bayraktar Bayraklı = Sen kendileriyle anlaşma yaptığın halde onlar, hiç çekinmeden her defasında anlaşmalarını bozarlar.

 Bekir Sadak = (56-57) Anlasma yaptigin kimseler, sonucundan sakinmayarak anlasmalarini her defasinda bozarlar. Savasta onlari yakalarsan, arkalarindakilere ibret olacak sekilde, darmadagin et.

 Celal Yıldırım = Öyle ki, onlar kendileriyle yaptığın anlaşmayı her defasında hiç çekinmeden (ve sonucunu hesaba katmadan) bozarlar.

 Cemal Külünkoğlu = Onlar kendileriyle antlaşma yaptığın her defasında hiç çekinmeden antlaşmalarını bozan kimselerdir.

 Diyanet İşleri (eski) = (56-57) Anlaşma yaptığın kimseler, sonucundan sakınmayarak anlaşmalarını her defasında bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, arkalarındakilere ibret olacak şekilde, darmadağın et.

 Diyanet Vakfi = Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın, sonra her defasında hiç çekinmeden ahidlerini bozan kimselerdir.

 Edip Yüksel = Onlar, sen kendileriyle anlaşma yaptığın halde her defasında anlaşmalarını bozanlardır. Onlar erdemli davranmazlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onlar ki kendilerinden muahede almışındır da sonra her def'asında ahidlerini nakzederler ve hiç çekinmezler,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar, kendileriyle anlaşma yaptığın halde her defasında antlaşmalarını bozar ve hiç çekinmezler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın halde her defasında antlaşmalarını bozarlar ve bundan hiç çekinmezler.

 Gültekin Onan = Bunlar, içlerinden antlaşma yaptığın kimselerdir ki, sonra her defasında ahidlerini bozarlar. Onlar sakınmazlar.

 Harun Yıldırım = Bunlar, içlerinden anlaşma yaptığın kimselerdir ki, sonra her defasında ahidlerini bozarlar. Onlar sakınmazlar.

 Hasan Basri Çantay = Onlar, içlerinden kendileriyle muaahede etdiğin kimselerdir ki (muaahededen) sonra her defasında ahidlerini bozarlar. Onlar sakınmazlar da.

 Hayrat Neşriyat = Onlar, kendileriyle andlaşma yaptığın, sonra da her def'asında andlaşmalarını bozan ve (Allahdan) sakınmayan kimselerdir.

 İbni Kesir = Onlar, kendileriyle anlaşma yaptığın kimselerdir. Sonra her defasında ahidlerini bozdular. Onlar sakınmazlar da.

 Kadri Çelik = Onlardan anlaşma yaptığın kimseler, sonra her defasında anlaşmalarını bozarlar ve onlar hiç çekinmezler.

 Muhammed Esed = Kendileriyle bir andlaşma yapmış olduğu halde, Allaha karşı sorumluluk bilinci taşımaksızın, fütursuzca her fırsatta sözlerinden dönen kimselere gelince,

 Mustafa İslamoğlu = Kendileriyle anlaşma yaptıktan sonra, her seferinde, sorumsuzca anlaşmalarını bozanlara gelince:

 Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar ki, kendileriyle muâhede yapmış idin, sonra her defasında ahitlerini bozarlar ve onlar hiç çekinmezler.

 Ömer Öngüt = Sen kendileriyle andlaşma yaptığın halde, onlar her defasında hiç çekinmeden andlaşmalarını bozarlar.

 Şaban Piriş = Antlaşma yaptığın kimseler, sonra her defasında hiç çekinmeden bunu bozarlar.

 Sadık Türkmen = Onlar kendileriyle antlaşma yaptığın, sonra da her defasında antlaşmalarını, hiç çekinmeden bozan kimselerdir.

 Seyyid Kutub = Onlar kendileri ile antlaşma yaptığın her defasında hiç çekinmeden antlaşmalarını bozan kimselerdir.

 Suat Yıldırım = Onlar kendileriyle anlaşma yaptığında hiç çekinmeden her defasında anlaşmayı bozan kimselerdir.

 Süleyman Ateş = Sen kendileriyle andlaşma yaptığın halde onlar, hiç çekinmeden, her defa andlaşmalarını bozarlar.

 Tefhim-ul Kuran = Bunlar, içlerinden antlaşma yaptığın kimselerdir ki, sonra her defasında ahidlerini bozarlar. Onlar korkup sakınmazlar.

 Ümit Şimşek = Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın, ancak her seferinde de pervasızca ahidlerini bozan kimselerdir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bunlar, kendileriyle antlaşma yaptığın kişilerdir. Ama her defasında antlaşmalarını bozarlar. Hiç çekinmez ki bunlar...

 İskender Ali Mihr = Onlardan ahd aldığın kimseler, sonra ahdlerini her defasında bozarlar. Ve onlar, takva sahibi değildirler (olmazlar).

 İlyas Yorulmaz = Onlardan seninle antlaşma yapıp da, her seferinde antlaşmalarını bozanlar var ya, işte onlar sakınmayan kimselerdir.