Önceki Ayet Sonraki Ayet  
23. Sûre Mü’minûn/56

 نُسَارِعُ لَهُمْ فِي الْخَيْرَاتِ بَل لَّا يَشْعُرُونَ

  Nusâriu lehum fîl hayrât(hayrâti) bel lâ yeş’urûn(yeş’urûne).

Kelime Karşılaştırma
nusâriu : çabuk yapıyoruz
lehum : onlar için, onlara
fî el hayrâti : hayırlarda
bel : bilâkis, hayır
lâ yeş’urûne : şuurunda (bilincinde), farkında değiller
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (55-56) Kendilerine bol bol verdiğimiz mal ve evlatla onların iyiliğine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar farkına varmıyorlar!

 Abdulbaki Gölpınarlı = Hayırlara ulaşıvermelerini sağlamadayız, hayır, anlamıyorlar.

 Abdullah Parlıyan = onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır, bu verdiğimiz tüm nimetler, onlar için bir imtihandır, ama onlar hala bunun farkında değiller.

 Adem Uğur = Kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz? Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

 Ahmed Hulusi = Onlar için hayırlar (olsun diye) koşuşturuyoruz! Hayır, onlar farkında değiller!

 Ahmet Tekin = İyilikleri ve iyi âkıbete kavuşmaları konusunda onların lehine gayret gösteriyoruz. Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

 Ahmet Varol = Onların iyiliklerine koşuyoruz. Hayır onlar (işin) farkında olmuyorlar.

 Ali Bulaç = Biz onların hayırlarına koşuyoruz (veya yardım ediyoruz)? Hayır, onlar şuurunda değiller.

 Ali Fikri Yavuz = (55-56) Onlara dünyada verdiğimiz mal ve evlâddan dolayı, biz onların hayırlarına acele ediyoruz, zannında mı bulunuyorlar? Hayır, anlamıyorlar, (dünya haline aldanıyorlar, ahiretteki perişanlığı düşünmüyorlar).

 Ali Ünal = Üzerlerine hep hayır yağdırmak için koşturuyoruz? Asla! Meselenin farkında değil onlar.

 Bayraktar Bayraklı = (55-56) Kendilerine mal ve çocuklar vererek, onlara iyiliklerde bulunmaya acele ettiğimizi mi sanıyorlar? Hayır, farkında değiller.

 Bekir Sadak = (55-56) Kendilerine mal ve ogullar vermekle, iyiliklerde onlar icin acele ettigimizi mi zannederler? Hayir; farkinda degiller.

 Celal Yıldırım = (55-56) Kendilerine mal ve oğullardan verdiğimizle onlar hakkında hayırlarda acele koşuştuğumuzu mu sanırlar ? Hayır, onlar (ilâhî sünnetin hükmünü yürüteceğini) bir türlü anlayamıyorlar.

 Cemal Külünkoğlu = (55-56) Onlar sanıyorlar mı ki, kendilerine verdiğimiz mal ve evlatlarla onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır, onlar bir türlü anlayamıyorlar.

 Diyanet İşleri (eski) = (55-56) Kendilerine mal ve oğullar vermekle, iyiliklerde onlar için acele ettiğimizi mi zannederler? Hayır; farkında değiller.

 Diyanet Vakfi = (55-56) Sanıyorlar mı ki, onlara verdiğimiz servet ve oğullar ile kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz? Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

 Edip Yüksel = Onların iyiliğine koşuyoruz? Hayır, farkında değiller.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onların hakıkaten hayırlarına müsareat ediyoruz. Hayır, şuurları yok

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlara hayırlar sağlamaya koşuyoruz. Hayır, anlayamıyorlar!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz. Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

 Gültekin Onan = Biz onların hayırlarına koşuyoruz (veya yardım ediyoruz)? Hayır, onlar şuurunda değiller.

 Harun Yıldırım = Kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz? Hayır, onlar işin farkına varamıyorlar.

 Hasan Basri Çantay = (55-56) Onlar kendilerine imdâd etdiğimiz (verdiğimiz) mal ve evlâd ile bizim hayırlarına acele etdiğimizi mi sanıyorlar? Hayır, onlar (işin) farkına varmıyorlar.

 Hayrat Neşriyat = (55-56) (Onlar,) kendilerine vermekte olduğumuz mal ve oğullar ile, onların hayırlarınamı koşuyoruz sanıyorlar? Hayır! (Onlar işin) farkına varmıyorlar!

 İbni Kesir = İyiliklerde onlar için acele davranmaktayız. Hayır farkında değiller.

 Kadri Çelik = Onlara hayırlar sağlamaya mı koşuyoruz? Hayır, onlar farkında değillerdir.

 Muhammed Esed = onları (kendi anlayışlarına göre) iyi ve yararlı (bildikleri) şeylerde yarıştırmak (istiyoruz)? Hayır, onlar (yanıldıklarının) farkında değiller!

 Mustafa İslamoğlu = Biz onların hayırlarına koşuyoruz (veya yardım ediyoruz)? Hayır, onlar şuurunda değiller.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar için hayırları hususunda müsaraat ederiz. Hayır, anlamıyorlar.

 Ömer Öngüt = Üzerlerine hep hayır yağdırmak için koşturuyoruz? Asla! Meselenin farkında değil onlar.

 Şaban Piriş = İyiliklerde onlara acele davranıyoruz. Hayır, onlar, ne yaptıklarının farkında değiller.

 Sadık Türkmen = Onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır, onlar farkında olamıyorlar.

 Seyyid Kutub = Onların iyiliklerine koşuyoruz? Aslında onlar işin farkında değildirler.

 Suat Yıldırım = (55-56) Kendilerine verdiğimiz servet ve evlatlarla iyiliklerine koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar işin farkında değiller!

 Süleyman Ateş = Onların iyiliklerine koşuyoruz? Hayır, (bu verdiğimiz dünyâ ni'metleri, onlar için bir imtihandır, fakat onlar) farkında değiller.

 Tefhim-ul Kuran = Biz onların hayırlarına koşuyoruz (veya yardım ediyoruz) Hayır, onlar şuurunda değiller.

 Ümit Şimşek = Hayırlarına koştuğumuzu mu sanıyorlar? Hayır, onlar farkında değiller.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ve iyiliklerine koşuyoruz. Hayır, farkında olmuyorlar.

 İskender Ali Mihr = Onlara hayırları çabuklaştırdığımızı (mı sanıyorlar)? Hayır, onlar farkında değillerdir.

 İlyas Yorulmaz = Onlar farkına varmadan biz onları yararlı işlerde koşturuyoruz ki (denensinler).