Önceki Ayet Sonraki Ayet  
51. Sûre Zâriyât/55

 وَذَكِّرْ فَإِنَّ الذِّكْرَى تَنفَعُ الْمُؤْمِنِينَ

  Ve zekkir fe innez zikrâ tenfeul mû’minîn(mû’minîne).

Kelime Karşılaştırma
ve zekkir : ve sen öğüt verip hatırlat
fe inne : böylece muhakkak ki
ez zikrâ : öğütle hatırlatma
tenfe : fayda verir
el mû’minîne : mü’minlere
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve öğüt ver, gerçekten de öğüt, inananlara fayda verir.

 Abdullah Parlıyan = Ama yine sen kulak veren herkese, öğüt vermeye devam et. Çünkü bu hatırlatmalar mü'minlere fayda sağlar.

 Adem Uğur = Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.

 Ahmed Hulusi = Hatırlat! Muhakkak ki hatırlatma iman edenlere fayda verir!

 Ahmet Tekin = Sen yine de, Kur’ân ile öğüt vermeye, tebliğe devam et. Çünkü öğüt mü’minlere fayda verir.

 Ahmet Varol = Sen öğüt ver. Doğrusu öğüt mü'minlere yarar verir.

 Ali Bulaç = Sen öğüt verip hatırlat! Çünkü gerçekten öğütle hatırlatma, mü'minlere yarar sağlar.

 Ali Fikri Yavuz = Sen, (Kur’an ile) öğüd ver çünkü öğüd ve nasihat müminlere fayda verir.

 Ali Ünal = Bununla beraber, tebliğine ve gerçeği hatırlatıp öğüt vermeye devam et. Çünkü öğüt ve hatırlatma, her zaman için mü’ minlere (ve imana açık ruhlara) fayda verir.

 Bayraktar Bayraklı = Öğüt ver, çünkü öğüt müminlere fayda verir.

 Bekir Sadak = Ogut ver; dogrusu ogut inananlara fayda verir.

 Celal Yıldırım = Ve sen öğüt vermeğe devam et. Çünkü gerçekten hatırlatmada bulunup öğüt vermek mü'minlere fayda verir.

 Cemal Külünkoğlu = Ama yine de (kulak veren herkese) öğüt vermeye devam et! Çünkü bu hatırlatmalar inananlara fayda sağlar!

 Diyanet İşleri (eski) = Öğüt ver; doğrusu öğüt inananlara fayda verir.

 Diyanet Vakfi = Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.

 Edip Yüksel = Hatırlat, çünkü hatırlatmak inananlara yarar sağlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onunla beraber va'z-u nasıhate devam et, çünkü va'z, mü'minlere fayda verir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bununla beraber öğüt vermeye devam et; çünkü öğüt müminlere fayda verir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sen öğüt verip hatırlat. Çünkü, hatırlatmak müminlere fayda verir.

 Gültekin Onan = Sen öğüt verip hatırlat! Çünkü gerçekten öğütle hatırlatma, inançlılara yarar sağlar.

 Harun Yıldırım = Ama öğüt veriphatırlat; gerçekten öğütle hatırlatma, mü’minlere yarar sağlar.

 Hasan Basri Çantay = Sen (sâde Kur'an ile) va'z et. Çünkü şübhesiz öğüt mü'minlere fâide verir.

 Hayrat Neşriyat = Yine de (Kur’ân ile) nasîhat et; çünki doğrusu nasîhat, mü’minlere fayda verir.

 İbni Kesir = Sen, öğüt ver. Çünkü öğüt mü'minlere fayda verir.

 Kadri Çelik = Sen uyarıp hatırlat; çünkü gerçekten uyarıp hatırlatma, müminlere yarar sağlar.

 Muhammed Esed = ama yine de (kulak veren herkese) hatırlatmaya devam et! Çünkü bu hatırlatmalar müminlere fayda sağlar.

 Mustafa İslamoğlu = Ama uyarmayı sürdür; en azından bir uyarının mü'minlere yararı olur!

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve sen öğüt ver. Çünkü şüphe yok, öğüt mü'minlere faide verir.

 Ömer Öngüt = Öğüt ver, hatırlat. Çünkü öğüt ve nasihat müminlere fayda verir.

 Şaban Piriş = Öğüt ver, çünkü öğüt inananlara fayda verir.

 Sadık Türkmen = Sen yine de (kulak veren herkese) hatırlat/öğüt ver. Çünkü öğüt/hatırlatmak müminlere fayda verir!

 Seyyid Kutub = Ancak yine de hatırlat, çünkü hatırlatmak, mü'minlere fayda verir.

 Suat Yıldırım = Bununla beraber yine de hatırlatıp öğüt ver! Zira gerçeği hatırlatıp nasihatte bulunma, inananlara ve inanacaklara fayda verir.

 Süleyman Ateş = Ama yine de hatırlat, çünkü hatırlatmak inananlara yararlıdır.

 Tefhim-ul Kuran = Sen öğüt verip hatırlat! Çünkü gerçekten öğütle hatırlatma, mü'minlere yarar sağlar.

 Ümit Şimşek = Öğüt vermeye devam et; çünkü öğüt mü'minlere fayda verir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Hatırlat/öğüt ver; çünkü hatırlatıp öğüt vermek müminlere yarar sağlar.

 İskender Ali Mihr = Ve öğüt verip hatırlat. Muhakkak ki tezekkür, mü’minlere fayda verir.

 İlyas Yorulmaz = Sen yalnızca öğüt ver. Senin vereceğin öğüt inananlara fayda verir.