Önceki Ayet Sonraki Ayet  
51. Sûre Zâriyât/54

 فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَا أَنتَ بِمَلُومٍ

  Fe tevelle anhum fe mâ ente bi melûm(melûme).

Kelime Karşılaştırma
fe tevelle : öyleyse yüz çevir
anhum : onlardan
fe mâ : artık değil
ente : sen
bi melûmin : kınanacak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onun için, onlardan yüz çevir. Artık kınanacak değilsin.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Artık yüz çevir onlardan, bundan dolayı da kınanmazsın sen.

 Abdullah Parlıyan = O halde onlardan yüz çevir, bundan dolayı kınanacak değilsin.

 Adem Uğur = Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.

 Ahmed Hulusi = Onlardan yüz çevir! Sen (bu yüzden) kınanacak değilsin.

 Ahmet Tekin = Artık onlardan uzak dur. Onların takındıkları tavırlardan dolayı sen kınanacak değilsin.

 Ahmet Varol = Sen onlardan yüz çevir. Artık sen kınanacak değilsin.

 Ali Bulaç = Öyleyse sen, onlardan yüz çevir; artık kınanacak değilsin.

 Ali Fikri Yavuz = Onun için, onlardan yüz çevir; artık (tebliğ vazifeni yaptın ve bizim katımızda) kınanacak değilsin.

 Ali Ünal = O halde (ey Rasûlüm), onlarla tartışmaya girme, bırak onları; böyle yapmakla kınanıp suçlanacak değilsin.

 Bayraktar Bayraklı = Artık onlardan yüz çevir! Bundan sonra sen hiç kınanmazsın.

 Bekir Sadak = Onlardan yuz cevir; sen kinanacak degilsin.

 Celal Yıldırım = Onlardan yüzçevir; bu yüzden kınanacak değilsin.

 Cemal Külünkoğlu = Onun için, onlardan uzak dur. Artık (vazifeni yaptın ve bizim katımızda) kınanacak değilsin.

 Diyanet İşleri (eski) = Onlardan yüz çevir; sen kınanacak değilsin.

 Diyanet Vakfi = Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.

 Edip Yüksel = Onlardan yüz çevir; sen kınanacak değilsin.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onun için onlardan yüz çevir, artık sen levm olunacak değilsin

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onun için onlardan yüz çevir, artık sen kınanacak değilsin!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. Artık sen kınanacak değilsin.

 Gültekin Onan = Öyleyse sen, onlardan yüz çevir; artık kınanacak değilsin.

 Harun Yıldırım = Öyleyse sen, onlardan yüz çevir; artık kınanacak değilsin.

 Hasan Basri Çantay = O halde (Habîbim) onlardan yüz çevir. Artık sen, kınanacak (mes'ûl olacak) değilsin.

 Hayrat Neşriyat = Artık onlardan yüz çevir; bu yüzden kınanacak bir kimse değilsin!

 İbni Kesir = Onlardan yüz çevir. Artık sen, kınanacak değilsin.

 Kadri Çelik = Öyleyse sen onlardan yüz çevir; artık sen kınanacak değilsin.

 Muhammed Esed = O halde, onlardan yüz çevir, (bu durumda) senin bir suçun olmaz;

 Mustafa İslamoğlu = Artık onları kendi hallerine bırak, (sen kendi işine bak); böyle yaptığın takdirde kınanacak değilsin.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Şimdi onlardan yüz çevir, artık sen kınanılacak değilsin.

 Ömer Öngüt = Onlardan yüz çevir. (Dâvetine uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin.

 Şaban Piriş = -Onlardan yüz çevir, bundan dolayı kınanacak değilsin.

 Sadık Türkmen = Öyleyse onlardan yüz çevir. Artık sen kınanacak değilsin.

 Seyyid Kutub = Onlardan yüz çevir, sen kınanacak değilsin.

 Suat Yıldırım = Sen de onlardan yüz çevir, yeterince onlara hakkı anlatmaya çalıştığından artık bundan ötürü seni kimse ayıplayamaz.

 Süleyman Ateş = Onlardan yüz çevir, sen kınanacak değilsin.

 Tefhim-ul Kuran = Öyleyse sen, onlardan yüz çevir; artık sen, kınanacak değilsin.

 Ümit Şimşek = Sen onlardan yüz çevir; artık kınanmazsın.

 Yaşar Nuri Öztürk = Artık onlardan yüz çevir. Sen bu yüzden kınanmayacaksın.

 İskender Ali Mihr = O halde onlardan yüz çevir, artık sen kınanacak değilsin.

 İlyas Yorulmaz = Sen bu sözleri söyleyenlerden yüz çevir. Zira sen, (onların azgınlıklarından dolayı) kınanacak değilsin.