Önceki Ayet Sonraki Ayet  
38. Sûre Sâd/54

 إِنَّ هَذَا لَرِزْقُنَا مَا لَهُ مِن نَّفَادٍ

  İnne hâzâ le rızkunâ mâ lehu min nefâd(nefâdin).

Kelime Karşılaştırma
inne : şüphesiz, muhakkak
hâzâ : bu
le : gerçekten
rızku-nâ : bizim rızkımız
mâ lehu : onun yoktur
min : den
nefâdin : bitmek, tükenmek
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = İşte bu bizim verdiğimiz rızıktır. Ona asla tükenme yoktur.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki bu, elbette bizim rızkımız, hem de öylesine ki bitip tükenmesi yok.

 Abdullah Parlıyan = Hiç şüphesiz bu bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok.

 Adem Uğur = Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. Ona bitmek ve tükenmek yoktur.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki işte bu bizim yaşam gıdamızdır. . . Hiç tükenmeyen!

 Ahmet Tekin = İşte bunlar bizim verdiğimiz, bitmek tükenmek bilmeyen rızıklardır.

 Ahmet Varol = Doğrusu bu bizim tükenmesi olmayan rızkımızdır.

 Ali Bulaç = Şüphesiz bu, Bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok.

 Ali Fikri Yavuz = Bu, (cennette müminlere verdiğimiz nimet) bitmez tükenmez rızkımızdır.

 Ali Ünal = Gerçekten, sizin için hazırladığımız, hiç eksilme ve tükenme bilmeyen nasibinizdir bunlar.

 Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz bu, bizim vaadimiz olan rızıktır. Onda tükenmek yoktur.

 Bekir Sadak = Dogrusu, verdigimiz bu riziklar tukenecek degildir.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz bu, bizim (hazırladığımız) rızıktır ki hiç de bitip tükenmek yok.

 Cemal Külünkoğlu = İşte bu, (size) vereceğimiz tükenmeyen nimetimizdir!

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu, verdiğimiz bu rızıklar tükenecek değildir.

 Diyanet Vakfi = Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. Ona bitmek ve tükenmek yoktur.

 Edip Yüksel = Bizim bu rızkımız tükenmez.

 Elmalılı Hamdi Yazır = İşte ki bu bizim rızkımız, muhakkak ki ona hiç tükenmek yok

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İşte bu bizim hiç tükenmeyecek rızkımızdır.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İşte bu, bizim rızkımız; muhakkak ki ona hiç tükenmek yoktur.

 Gültekin Onan = Şüphesiz bu, bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok.

 Harun Yıldırım = Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. Ona bitmek ve tükenmek yoktur.

 Hasan Basri Çantay = Şübhe yok ki bü, bizim bitib tükenmeyecek rızkımızdır.

 Hayrat Neşriyat = Şübhesiz ki bu, gerçekten bizim (verdiğimiz) rızkımızdır; onun tükenmesi yoktur.

 İbni Kesir = Doğrusu bu, Bizim rızkımızdır, onun için bitip tükenme yoktur.

 Kadri Çelik = Hiç şüphesiz bu bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok.

 Muhammed Esed = Bu, (size) vereceğimiz tükenmeyen nimetimizdir!

 Mustafa İslamoğlu = elbet Bizim verdiğimiz bu rızık, asla tükenme riski taşımamaktadır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (53-55) İşte hesap günü için vaad olunmuş olduğunuz şeyler bunlardır (denilecektir). Şüphe yok ki bu, elbette Bizim rızkımızdır. Bunun için bir tükenmek yoktur. Bu, böyle ve şüphe yok ki, azgınlar için de elbette dönüp gidilecek bir yaramaz yer vardır.

 Ömer Öngüt = Şüphesiz ki bu bizim tükenmek bilmeyen rızkımızdır.

 Şaban Piriş = İşte bu hiç tükenmeyecek rızıklarımızdır.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz ki bu Bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yoktur.

 Seyyid Kutub = Doğrusu, verdiğimiz rızıklar tükenmez.

 Suat Yıldırım = Gerçekten bu, Bizim ihsan ettiğimiz bir nasiptir ki onun asla biteceği yoktur.

 Süleyman Ateş = Doğrusu bizim bu rızkımızın bitip tükenmesi yoktur!

 Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphesiz bu, bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok.

 Ümit Şimşek = Bu Bizim hazırladığımız rızıktır ki, bitmek tükenmek bilmez.

 Yaşar Nuri Öztürk = İşte bu, bizim verdiğimiz rızıktır elbette. Bitip tükenmesi yoktur onun.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki bu, gerçekten bizim tükenmez rızkımızdır.

 İlyas Yorulmaz = Elbetteki onlar için ikram ettiğimiz rızıklar, bitip tükenecek değildir.