Önceki Ayet Sonraki Ayet  
21. Sûre Enbiyâ/52

 إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَا هَذِهِ التَّمَاثِيلُ الَّتِي أَنتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ

  İz kâle li ebîhi ve kavmihî mâ hâzihit temâsîlulletî entum lehâ âkifûn(âkifûne).

Kelime Karşılaştırma
iz kâle : demişti
li ebî-hi : babasına
ve kavmi-hî : ve kavmine
mâ hâzihi : bu nedir
et temâsîlu : heykeller
elletî : ki o
entum : siz
lehâ : ona
âkifûne (akefe) : devamlı ibadet edenler (devamlı ibadet etti)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Hani atasına ve kavmine, nedir bu tapıp durduğunuz heykeller demişti.

 Abdullah Parlıyan = Hani O bir vakit, babasına ve toplumuna: “Şu karşısına geçip tapınmakta olduğunuz bunca heykeller nedir?” demişti.

 Adem Uğur = O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.

 Ahmed Hulusi = Hani (İbrahim) babasına ve halkına demişti ki: "Kendilerine tapındığınız bu heykeller de nedir?"

 Ahmet Tekin = Hani İbrâhim babasına ve kavmine:'Şu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?' demişti.

 Ahmet Varol = O babasına ve kavmine: 'Sizin kendilerine tapınmakta olduğunuz şu heykeller de nedir?' demişti.

 Ali Bulaç = Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?

 Ali Fikri Yavuz = O zaman, babasına ve kavmine şöyle demişti: “- Sizin tapmakta olduğunuz heykeller nedir?”

 Ali Ünal = Hani İbrâhim babasına ve kavmine:'Şu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?' demişti.

 Bayraktar Bayraklı = İbrâhim, babasına ve toplumuna, “Şu karşısına geçip tapmakta olduğumuz heykeller de ne oluyor?” demişti.[328]

 Bekir Sadak = Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?

 Celal Yıldırım = Hani o bir vakit babasına ve kavmine, «nedir bu üzerine kapanıp durduğunuz heykeller?» demişti.

 Cemal Külünkoğlu = Hani o, babasına ve kavmine: “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.

 Diyanet İşleri (eski) = İbrahim, babasına ve milletine: 'Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?' demişti.

 Diyanet Vakfi = O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.

 Edip Yüksel = Babasına ve halkına, 'Kendinizi adadığınız bu heykeller de neyin nesidir,' dedi.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O vakıt ki babasına ve kavmine ne bu başına toplanıb durduğunuz temasîl dedi

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O vakit babasına ve kavmine dedi ki: «Başına toplanıp durduğunuz şu putlar nedir?»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O zaman o, babasına ve kavmine: «Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?» demişti.

 Gültekin Onan = Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?"

 Harun Yıldırım = Hani babasına ve kavmine demişti ki: “İbadet edip durduğunuz bu heykeller de ne oluyor?”

 Hasan Basri Çantay = O zaman o, babasına ve kavmine: «Sizin tapmakda olduğunuz bu heykeller nedir?» demişdi.

 Hayrat Neşriyat = Hani babasına ve kavmine: 'Sizin şu kendilerine tapınıcı olduğunuz heykeller de nedir?' demişti.

 İbni Kesir = Hani o, babasına ve kavmine demişti ki: Şu tapınıp durduğunuz heykeller de nedir?

 Kadri Çelik = Hani babasına ve kavmine demişti ki: “Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de nedir?”

 Muhammed Esed = babasına ve halkına (şöyle): "Kendinizi bu kadar yürekten adadığınız bu biçimsel nesneler nedir?" dediği zaman,

 Mustafa İslamoğlu = Hani o babasına ve kendi toplumuna "Sizin kendilerine tapınıp durduğunuz bu heykeller de neyin nesi?" dediği zaman,

 Ömer Nasuhi Bilmen = O vakit ki, babasına ve kavmine dedi ki: «Nedir bu timsaller ki, siz onlara (tapınmaya) devam edip duruyorsunuz?»

 Ömer Öngüt = Babasına ve kavmine: “Sizin şu karşısında durup da tapmakta olduğunuz heykeller nedir?” dedi.

 Şaban Piriş = Babasına ve kavmine: -Kendilerine bağlandığınız bu heykeller nedir? demişti.

 Sadık Türkmen = Hani, babasına ve halkına dedi ki: “Karşısında durup, önlerinde eğildiğiniz şu temsilî heykeller nedir?”

 Seyyid Kutub = Hani babasına ve kavmine demişti ki: “Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de nedir?”

 Suat Yıldırım = O vakit babasına ve halkına: "Nedir bu karşısında durup taptığınız heykeller?" dedi.

 Süleyman Ateş = Hani o babasına ve kendi toplumuna "Sizin kendilerine tapınıp durduğunuz bu heykeller de neyin nesi?" dediği zaman,

 Tefhim-ul Kuran = O vakit ki, babasına ve kavmine dedi ki: «Nedir bu timsaller ki, siz onlara (tapınmaya) devam edip duruyorsunuz?»

 Ümit Şimşek = O vakit İbrahim babası ile kavmine, 'Nedir bu tapıp durduğunuz suretler?' diye sormuştu.

 Yaşar Nuri Öztürk = Babasına ve kavmine: -Kendilerine bağlandığınız bu heykeller nedir? demişti.

 İskender Ali Mihr = (İbrâhîm A.S), babasına ve kavmine şöyle demişti: “Sizin ibadet ettiğiniz bu heykeller nedir?”

 İlyas Yorulmaz = Babası ve kavmine “Samimi ve içinizden gelerek kulluk ettiğiniz bu heykeller de neyin nesi?” demişti.