Önceki Ayet Sonraki Ayet  
17. Sûre İsrâ/52

 يَوْمَ يَدْعُوكُمْ فَتَسْتَجِيبُونَ بِحَمْدِهِ وَتَظُنُّونَ إِن لَّبِثْتُمْ إِلاَّ قَلِيلاً

  Yevme yed’ûkum fe testecîbûne bi hamdihî ve tezunnûne in lebistum illâ kalîlâ(kalîlen).

Kelime Karşılaştırma
yevme : o gün
yed’û-kum : sizi çağırır, çağıracak
fe testecîbûne : o zaman, hemen icabet edeceksiniz
bi hamdi-hi : ona hamd ile, onun hamdi ile
ve tezunnûne : ve zannedeceksiniz
in : eğer, ise, öyle
lebistum : kaldınız, orada bulundunuz
illâ : ancak, sadece
kalîlen : az, pek az
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Allah’ın sizi (kabirlerinizden) çağıracağı, sizin de O’na hamd ederek emrine hemen uyacağınız ve (kabirlerinizde) pek az kaldığınızı sanacağınız günü hatırla!

 Abdulbaki Gölpınarlı = O gün sizi çağıracak, hamd ederek icâbet edeceksiniz ona ve sanacaksınız ki pek az bir müddet kalmışsınız dünyâda.

 Abdullah Parlıyan = O, kıyamet günü sizi çağıracak, siz de hamdederek O'nun çağrısına uyacaksınız ve kendinizi, yeryüzünde pek az bir müddet kalmışsınız sanacaksınız.

 Adem Uğur = Allah sizi çağıracağı gün, kendisine hamdederek çağrısına uyarsınız ve (dirilmeden önceki halinizde) çok az kaldığınızı sanırsınız.

 Ahmed Hulusi = Sizi çağıracağı zaman (ölümü tattığınızda), O'nun Hamdı olarak (değerlendirmesine göre) olayı yaşayacak ve zannedeceksiniz ki (kabirlerinizde - beden yaşamında - dünyada) ancak pek az kaldınız!

 Ahmet Tekin = Allah’ın, sizi davet edeceği gün, kendisine hamdederek çağrısına uyarsınız. Diriltilmeden önceki hayatınızda, halinizde çok az bir süre kaldığınızı zannedersiniz.

 Ahmet Varol = Sizi çağıracağı gün O'na hamdederek çağrısına uyacak ve (dünyada) [1] pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

 Ali Bulaç = Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

 Ali Fikri Yavuz = (Allah, kıyamette hesaba çekmek için) sizi çağıracağı gün, tam bir hürmetle onun emrine koşacaksınız ve zannedeceksiniz ki, kabirlerinizde, pek az bir müddet kaldınız.”

 Ali Ünal = O sizi (kabirlerinizden) çağırdığı gün, onun bu çağrısına hiç itiraz etmeden, karşı koyamadan, hem de Çağıran’a hamd ederek icabette bulunacaksınız; (o gün, kabirlerinizde) pek az bir süre kaldığınızı sanırsınız.

 Bayraktar Bayraklı = Allah sizi çağıracağı gün, kendisine hamd ederek çağrısına uyarsınız ve çok az kaldığınızı sanırsınız.

 Bekir Sadak = Sizi cagirdigi gun, O'na hamdederek davetine uyarsiniz ve kabirlerinizde pek az bir muddet kaldiginizi sanirsiniz.*

 Celal Yıldırım = O (yüce kudret sahibi) sizi çağıracağı gün övgüyle koşacaksınız ve (kabillerinizde ya da Dünya'da) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

 Cemal Külünkoğlu = O gün (Allah, hesaba çekmek için) sizi çağıracak ve siz de O'nun çağrısına övgüyle karşılık vereceksiniz ve (dünyada ve kabir âleminde) çok kısa bir süre kalmış olduğunuzu sanacaksınız.

 Diyanet İşleri (eski) = Sizi çağırdığı gün, O'na hamdederek davetine uyarsınız ve kabirlerinizde pek az bir müddet kaldığınızı sanırsınız.

 Diyanet Vakfi = Allah sizi çağıracağı gün, kendisine hamdederek çağrısına uyarsınız ve (dirilmeden önceki halinizde) çok az kaldığınızı sanırsınız.

 Edip Yüksel = Sizi çağıracağı gün, siz ona övgüyle karşılık verirsiniz ve çok kısa bir süre kalmış olduğunuzu anlarsınız.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O sizi çağıracağı gün derhal ona kemali ta'zîm ile icabet edeceksiniz ve zannedeceksiniz ki pek az bir müddet kaldınız

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O sizi çağıracağı gün, derhal O'na tam bir saygı ile uyacaksınız ve (kabirlerinizde) pek az bir müddet kaldığınızı sanacaksınız.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Allah) sizi çağıracağı gün, tam bir hürmetle onun emrine koşacaksınız ve zannedeceksiniz ki, kabirlerinizde pek az bir müddet kaldınız.

 Gültekin Onan = Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

 Harun Yıldırım = Allah sizi çağıracağı gün, kendisine hamdederek çağrısına uyarsınız ve (dirilmeden önceki halinizde) çok az kaldığınızı sanırsınız.

 Hasan Basri Çantay = (Allah) sizi çağıracağı gün hemen (kabirlerinizden kalkıb) Onun emrine icabet edeceksiniz ve sanacaksınız ki (kabirlerinizde) ancak pek az bir müddet kalmışsınızdır.

 Hayrat Neşriyat = Sizi (kabirlerinizden) çağıracağı gün, hemen O’na hamd ederek (da'vetine) icâbet edeceksiniz ve (dünyada) ancak pek az kaldığınızı zannedeceksiniz.

 İbni Kesir = O, sizi çağırdığı gün; hamdederek davetine uyarsınız. Ve çok az kalmış olduğunuzu zannedersiniz.

 Kadri Çelik = Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle icabet edecek, (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

 Muhammed Esed = "Sizi çağıracağı ve sizin de onu överek (bu çağrıya) cevap vereceğiniz, ve kendinizi (yeryüzünde) çok kısa bir süre oyalanmış gibi hissedeceğiniz bir Gün'de."

 Mustafa İslamoğlu = O sizi o gün çağıracak, derhal siz de (ister istemez) O'nu överek bu çağrıya uyacaksınız; üstelik (dünya hayatında) çok kısa bir süre oyalandığınızı kesinkes bileceksiniz!"

 Ömer Nasuhi Bilmen = O gün ki, sizi çağıracaktır, siz de hemen O'nun emrine bitta'zim icabet edeceksiniz ve (kabirlerinizde) pek az bir müddet kalmış olduğunuzu sanacaksınız.

 Ömer Öngüt = O sizi çağıracağı gün, O'na hamdederek hemen dâvetine uyarsınız ve (kabirlerinizde) pek az kaldığınızı sanırsınız.

 Şaban Piriş = Sizi çağırdığı gün, O’na hamd ederek çağrısına koşarsınız. Ve dünyada az bir zaman kaldığınızı zannedersiniz.

 Sadık Türkmen = Sizi çağıracağı gün, herşeyi yerli yerince yapan O’nun çağrısına derhal cevap verirsiniz. Ve ancak az bir zaman kaldığınızı sanırsınız.

 Seyyid Kutub = O gün Allah sizi çağırınca kendisine hamdederek çağrısına uyarsınız ve dünyada çok kısa bir süre kaldığınızı sanırsınız.

 Suat Yıldırım = Allah, Sizi kabirlerden çağıracağı gün, derhal O’na hamd ederek koşarcasına çağrısına uyacaksınız. Kendi kendinize bir düşünüp, dünyada pek az kaldığınızı sanırsınız.

 Süleyman Ateş = Sizi çağıracağı gün O'na hamdederek çağrısına uyarsınız (dirilip kalkarsınız) ve (dünyâda) pek az kaldığınızı sanırsınız.

 Tefhim-ul Kuran = Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle icabet edecek (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.

 Ümit Şimşek = 'O sizi çağırdığı gün, Ona hamd ederek çağrısına uyarsınız. Ve sanırsınız ki, kabirlerinizde pek az kalmışsınız.'

 Yaşar Nuri Öztürk = Sizi çağıracağı gün onu hamd ederek çağrısına derhal uyacaksınız. Ve sadece az bir süre kaldığınızı düşüneceksiniz.

 İskender Ali Mihr = (Allah’ın) sizi çağıracağı gün, hemen O’nun hamdi ile (O’na hamd ile) icabet edeceksiniz. Ve ancak (kabirde) pek az kaldığınızı zannedeceksiniz.

 İlyas Yorulmaz = O gün sizi çağıracak ve sizde O nu överek çağrısına icabet edeceksiniz. Ayrıca (kabirlerde) çok az bir zaman kaldığınızı zannedeceksiniz.