Önceki Ayet Sonraki Ayet  
39. Sûre Zümer/50

 قَدْ قَالَهَا الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَمَا أَغْنَى عَنْهُم مَّا كَانُوا يَكْسِبُونَ

  Kad kâlehâllezîne min kablihim fe mâ agnâ anhum mâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

Kelime Karşılaştırma
kad : olmuştu
kâle-hâ : onu dedi
ellezîne : onlar
min : den
kabli-him : onlardan önce
fe : böylece, artık
mâ agnâ : fayda vermedi
an-hum : onlardan, onlara
: şey
kânû : idiler, oldular
yeksibûne : kazanıyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamamıştı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten, onlardan öncekiler de bu sözü söylemişlerdi de kazandıkları şeylerin, onlara hiçbir faydası dokunmamıştı.

 Abdullah Parlıyan = Onlardan önce yaşamış olanların çoğu da kendi kendilerine aynı şeyi söylemişlerdi, ama elde ettikleri şeyler kendilerine bir yarar sağlamadı.

 Adem Uğur = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.

 Ahmed Hulusi = Onlardan öncekiler de gerçekten onu söylemişti. . . (Ama) kazandıkları şeyler onlara bir fayda vermedi.

 Ahmet Tekin = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti. Ama, çalışıp kazanmaya devam ettikleri geçici dünya malı onlara fayda sağlamadı, onları kurtaramadı.

 Ahmet Varol = Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Ama kazandıkları kendilerine bir yarar sağlamamıştı.

 Ali Bulaç = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.

 Ali Fikri Yavuz = Onlardan (senin kavminden) evvelkiler de bu sözü söylemişlerdi. Fakat o kazandıkları küfür kendilerini kurtarmadı.

 Ali Ünal = Onlardan önce gelip, (aynı tavır içinde olanlar da) böyle söylemişlerdi; ama kazandıkları da, başarıları da, mukadder âkıbetlerini önlemede kendilerine hiçbir fayda vermedi.

 Bayraktar Bayraklı = Bunu onlardan öncekiler de söylemişlerdi de, kazandıkları kendilerine hiçbir fayda vermemişti.

 Bekir Sadak = Bunu onlardan oncekiler de soylemisti, ama kazandiklari seyler onlara fayda vermedi.

 Celal Yıldırım = Onlardan öncekiler de böyle demişti, ama elde ettikleri şeyler kendilerine yarar sağlamadı, (kurtarıcı da olmadı)

 Cemal Külünkoğlu = Kendilerinden öncekiler de aynı şeyi söylemişlerdi, ancak kazandıkları şeylerin (azaba karşı) kendilerine hiç bir faydası olmadı.

 Diyanet İşleri (eski) = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti, ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.

 Diyanet Vakfi = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.

 Edip Yüksel = Kendilerinden öncekiler aynı şeyi söylediler, ancak kazandıkları şeylerin kendilerine hiç bir yararı dokunmadı

 Elmalılı Hamdi Yazır = Onu bunlardan evvelkiler de söyledi fakat o kazandıkları kendilerini kurtarmadı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onu bunlardan öncekiler de söyledi, fakat o kazandıkları kendilerini kurtaramadı.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onu, bunlardan öncekiler de söyledi. Fakat o kazandıkları, kendilerini kurtarmadı.

 Gültekin Onan = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.

 Harun Yıldırım = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.

 Hasan Basri Çantay = Bu (sözü) onlardan evvelkiler de söylemiş (ler) di de kazanmakda oldukları o şeyler kendilerine hiç bir fâide vermemiş,

 Hayrat Neşriyat = Muhakkak ki onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi; ama kazanageldikleri şeyler kendilerine bir fayda vermedi.

 İbni Kesir = Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Ama kazandıkları şey, kendilerine bir fayda vermemişti.

 Kadri Çelik = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onları (hiçbir şeyden) müstağni kılmadı.

 Muhammed Esed = Onlardan önce yaşamış olanlar(ın çoğu da kendi kendilerine) aynı şeyi söylemişlerdi; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi:

 Mustafa İslamoğlu = Doğrusu onlardan öncekiler de böyle demiştiler: fakat kazana geldikleri şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak ki, onu bunlardan evvelkiler de söylemiştir. Fakat kazanır oldukları şey, onları ihtiyaçtan kurtaramamıştır.

 Ömer Öngüt = Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Amma kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir fayda sağlamadı.

 Şaban Piriş = Kendilerinden öncekiler de böyle söylemişti. Fakat kazandıkları kendilerine fayda sağlamamıştı.

 Sadık Türkmen = Onlardan öncekiler de bunu demişlerdi. Ama onlara, kazanmış oldukları şeyler hiçbir fayda sağlamadı.

 Seyyid Kutub = Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ancak kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi.

 Suat Yıldırım = Kendilerinden önce gelip geçenler de böyle dediler, ama kazandıkları servet, mukadder âkıbetlerini önlemede kendilerine hiç fayda etmedi.

 Süleyman Ateş = Onlardan öncekiler de bunu demişlerdi. Ama kazandıkları şeyler, kendilerine hiçbir yarar sağlamadı.

 Tefhim-ul Kuran = Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamadı.

 Ümit Şimşek = Onlardan öncekiler de böyle demişti; fakat kazandıkları kendilerini kurtaramadı.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi ama kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir yarar sağlamamıştı.

 İskender Ali Mihr = Onlardan öncekiler de (böyle) söylemişti. Fakat kazanmış oldukları şeyler onlara bir fayda vermedi.

 İlyas Yorulmaz = Onlardan öncekilerde aynı şeyleri söylemişlerdi de, kazandıkları şeyler onlara hiçbir fayda sağlamadı.