Önceki Ayet Sonraki Ayet  
64. Sûre Teğâbun/5

 أَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِن قَبْلُ فَذَاقُوا وَبَالَ أَمْرِهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

  E lem ye’tikum nebeûllezîne keferû min kablu fe zâkû ve bâle emrihim ve lehum azâbun elîm(elîmun).

Kelime Karşılaştırma
e : mi
lem ye’ti-kum : size gelmedi
nebeû : haber
ellezîne : o kimseler, onlar
keferû : inkâr ettiler
min kablu : önceden, daha önce
fe zâkû : o zaman tattılar
vebâle : vebal, kötü netice
emri-him : onların işleri, işleri
ve lehum : ve onlar için vardır
azâbun : azap
elîmun : elîm, acı
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Daha önce inkâr edip de inkârlarının cezasını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için elem dolu bir azap da vardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Daha önce kâfir olanların haberi gelmedi mi size? Yaptıkları işin vebâlini tattılar ve onlara elemli bir azap var.

 Abdullah Parlıyan = Geçmişte inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? Onlar işledikleri günahların cezasını dünyada çektiler, öteki alemde de onlar için acı bir azap vardır.

 Adem Uğur = Daha önce inkâr edenlerin haberi size ulaşmadı mı? İşte onlar (dünyada) yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için acı bir azap da vardır.

 Ahmed Hulusi = Bundan önceki (ümmetlerden) hakikat bilgisini inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? Bu sebepten işlerinin vebalini tattılar (sonuçlarını yaşadılar)! Onlar için feci bir azap da vardır!

 Ahmet Tekin = Daha önce kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârda ısrar edenlerin, küfre saplananların cezalandırılma haberleri size gelmedi mi? Onlar dünyada dine, mü’minlere karşı uyguladıkları kötülük planlarının cezasını tattılar. Onlara can yakıp inleten müthiş bir de azap vardır.

 Ahmet Varol = Daha önce inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? Onlar yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için acıklı bir azap vardır.

 Ali Bulaç = Bundan önce inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? İşte onlar, işlerinin vebalini taddılar. Onlara acı bir azab vardır.

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Kâfirler)! Bundan önce, kâfir olanların (helâk) haberi gelmedi mi size? Öyle ki, yaptıklarının cezasını (dünyada azab çekmekle) taddılar. Daha da onlara (ahirette) acıklı bir azab var.

 Ali Ünal = Daha önce yaşayıp da, küfre batmış toplulukların başlarına gelen ibret verici hadiselerin bilgisi size ulaşmadı mı? Onlar, yaptıklarının vebalini dünyada tattıkları gibi, Âhiret’te de onlar için pek acı bir azap vardır.

 Bayraktar Bayraklı = Daha önce inkâr edenlerin haberi size ulaşmadı mı? İşte onlar dünyada yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için elem verici bir azap da vardır.

 Bekir Sadak = Daha once inkar edip de, inkarlarinin karsiligini tadan kimselerin haberi size gelmedi mi? Onlara, can yakici azap vardir.

 Celal Yıldırım = Size, daha önce sapıtanların haberi gelmedi mi ? Yaptıklarının vebalini tattılar ve onlar için elem verici bir azâb vardır.

 Cemal Külünkoğlu = Daha önce inkâr edip de inkârlarının cezasını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için elem dolu bir azap vardır.

 Diyanet İşleri (eski) = Daha önce inkar edip de, inkarlarının karşılığını tadan kimselerin haberi size gelmedi mi? Onlara, can yakıcı azap vardır.

 Diyanet Vakfi = Daha önce inkâr edenlerin haberi size ulaşmadı mı? İşte onlar (dünyada) yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için acı bir azap da vardır.

 Edip Yüksel = Daha önce inkar edip de yaptıklarının karşılığını tadanların haberi size ulaşmadı mı? Onlara acı bir azap vardır.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bundan evvel küfr edenlerin haberi gelmedi mi size? Ki yaptıklarının vebalini tattılar, daha da onlara elîm bir azâb var

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bundan önce küfredenlerin haberi gelmedi mi size? Ki, yaptıklarının vebalini tattılar, ayrıca onlara acı bir azap da var.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Önceden inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? (Onlar) işlerinin vebalini tattılar ve onlar için acı bir azap vardır.

 Gültekin Onan = Bundan önce küfredenlerin haberi size gelmedi mi? İşte onlar, buyruklarının / buyrultularının vebalini tattılar. Onlara acı bir azab vardır.

 Harun Yıldırım = Bundan önce küfürde ısrar edenlerin haberi size gelmedi mi? Onlar bu sebepten işlerinin cezasını tattılar. Onlar için çok acıklı bir azab vardır.

 Hasan Basri Çantay = Bundan evvel küfredib de işlerinin ağırlığını (dünyâda, çekib) tadanların haber (ler) i gelmedi mi size? Onlara (âhiretde de) elem verici azâb vardır.

 Hayrat Neşriyat = Daha önce inkâr etmiş olanların haberi size gelmedi mi? (Onlar) işlerinin vebâlini(dünyada kısmen) tattılar ve (âhirette) onlar için (pek) elemli bir azab vardır.

 İbni Kesir = Daha önce küfredip de yaptıklarının karşılığını tadanların haberi size gelmedi mi? Ve onlara elim bir azab vardır.

 Kadri Çelik = Bundan önce küfre sapmış bulunanların haberi size gelmedi mi? İşte onlar, işlerinin vebalini tattılar. Onlar için acı bir azap vardır.

 Muhammed Esed = Geçmişte hakikati kabule yanaşmayanların kıssasından haberin yok mu? (Onlar hakikati inkar ettiler) ve böylece yaptıklarının sonucuna katlanmak zorunda kaldılar, (öteki dünyada da) onları bekleyen şiddetli bir azap (vardır).

 Mustafa İslamoğlu = Daha önceden inkara gömülüp gidenlerin haberi size gelmedi mi? Onlar da yaptıklarının kötü sonuçlarını (daha burada) tattılar; bir de (ötede) onları can yakıcı bir mahrumiyet beklemektedir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Size evvelce kâfir olmuş olanların haberi gelmedi mi ki, onlar, işlerinin vebâlini tattılar ve onlar için pek acıklı bir azap vardır.

 Ömer Öngüt = Daha önce inkâr edip de, yaptıklarının cezâsını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için elem verici bir azap da vardır.

 Şaban Piriş = Daha önceki kafirlerin haberi gelmedi mi size? Yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için bir de acı verici azap vardır.

 Sadık Türkmen = Daha önce inkâr edip de inkârlarının cezasını tadanların haberi size gelmedi mi? Onlar için çok acıklı bir azap da vardır.

 Seyyid Kutub = Daha önce inkar etmiş olanların haberi size gelmedi mi? Onlar dünyada günahlarının cezasını çektiler. Ayrıca ahrette de onlar için acı bir azap vardır.

 Suat Yıldırım = Daha önceki inkârcıların başlarına gelen olaylardan haberiniz olmadı mı? Onlar yaptıkları işlerin cezasını dünyada çektiler, âhirette de onlara gayet acı bir azap vardır.

 Süleyman Ateş = Daha önce inkâr etmiş olanların haberi size gelmedi mi? (Onlar), işlerinin vebâlini taddılar ve onlar için acı bir azâb da vardır.

 Tefhim-ul Kuran = Bundan önce küfre sapmış bulunanların haberi size gelmedi mi? İşte onlar, işlerinin vebalini taddılar. Onlar için acı bir azab vardır.

 Ümit Şimşek = Daha önceki kâfirlerin haberi size gelmedi mi? Onlar yaptıklarının cezasını tattılar. Âhirette de onlar için acı bir azap vardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Sizden önce küfre sapanların haberleri gelmedi mi size? Onlar, yapıp ettiklerinin vebalini tattılar. Ve onlar için korkunç bir azap vardır.

 İskender Ali Mihr = Daha önce inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? O zaman onlar, işlerinin vebalini tattılar. Ve onlar için elîm azap vardır.

 İlyas Yorulmaz = Önceki inkâr edenlerin haberleri size gelmedi mi? Onlar yapmış oldukları işlerin karşılıklarını tatmışlar ve onlar için ayrıca acıklı bir azap var.