Önceki Ayet Sonraki Ayet  
43. Sûre Zuhruf/49

 وَقَالُوا يَا أَيُّهَا السَّاحِرُ ادْعُ لَنَا رَبَّكَ بِمَا عَهِدَ عِندَكَ إِنَّنَا لَمُهْتَدُونَ

  Ve kâlû yâ eyyuhes sâhırud’u lenâ rabbeke bimâ ahide ındeke innenâ le muhtedûn(muhtedûne).

Kelime Karşılaştırma
ve kâlû : ve dediler
yâ eyyuhe : ey
es sâhıru : sihirbaz
ud’u : dua et
lenâ : bize, bizim için
rabbe-ke : senin Rabbin
bi mâ : sebebiyle
ahide : ahd
ınde-ke : senin indinde, senin yanında, sende
inne-nâ : muhakkak ki biz, gerçekten biz
le : mutlaka, elbette
muhtedûne : hidayete erenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (Onlar azabı görünce) “Ey büyücü! Sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et. Çünkü biz artık doğru yola gireceğiz” dediler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve ey büyücü demişlerdi, sana söz verdiğini sandığın Rabbine yalvar bizim için, şüphe yok ki biz de elbette doğru yola geliriz.

 Abdullah Parlıyan = Ve her defasında “Ey büyücü!” demişlerdi. “Seninle yaptığı peygamberlik sözleşmesi hatırına, bizim için Rabbine yalvar, biz artık kesinlikle doğru yola geliriz.”

 Adem Uğur = Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.

 Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Ey büyücü! Senin anlaşman dolayısıyla bizim için Rabbine dua et! Biz doğru yolda olalım!"

 Ahmet Tekin = Onlar azâbı görünce, Mûsâ’ya:'Ey bilge kişi, sende olan ahdi, sana verdiği sözü hürmetine, bizim için Rabbine dua et. Biz de doğru, hak yolu tercih edeceğiz' dediler.

 Ahmet Varol = Dediler ki: 'Ey büyücü! Sana olan ahdi üzere bizim için Rabbine dua et, gerçekten biz hidayete geleceğiz.

 Ali Bulaç = Ve onlar dediler ki: "Ey büyücü, sende olan ahdi (sana verdiği sözü) adına bizim için Rabbine dua et; gerçekten biz hidayete gelmiş olacağız."

 Ali Fikri Yavuz = (Azabı gördükleri zaman, Mûsa’ya şöyle) dediler: “- Ey büyücü! (Duanı kabul edeceğine dair) sana olan vaadi hürmetine, bizim için Rabbine dua et; çünkü biz, artık yola geleceğiz.”

 Ali Ünal = (Ne zaman bir cezaya maruz kalsalar Musa’ya varır ve:) “Ey büyücü, sana verdiği (iman ettiğimiz takdirde cezayı üzerimizden kaldıracağı) sözüne binaen bizim için Rabbine dua et (de bizi bağışlasın). Zira, artık yola geleceğiz.” derlerdi.

 Bayraktar Bayraklı = Bunun üzerine dediler ki: “Ey sihirbaz! Seninle yaptığı sözleşmenin hatırına bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.”

 Bekir Sadak = «Ey Sihirbaz! Sana verdigi ahda gore Rabbine bizim icin yalvar da dogru yola eriselim» dediler.

 Celal Yıldırım = Böyle iken, «ey sihirbaz büyücü !» dediler. «Sana verdiği sözü gereği, Rabbına bizim için duâ edip yalvar, bizler elbette doğru yola geleceğiz.»

 Cemal Külünkoğlu = (Bunun üzerine dediler ki:) “Ey büyücü! Sana verdiği söze dayanarak, bizim için Rabbine dua et. Çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Ey Sihirbaz! Sana verdiği ahde göre Rabbine bizim için yalvar da doğru yola erişelim' dediler.

 Diyanet Vakfi = Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz.

 Edip Yüksel = 'Ey büyücü, bizim için Rabbine dua et. Çünkü sen ona daha yakınsın; biz bundan sonra yola geleceğiz,' dediler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bu halde diyorlardı ki: gel ey sâhir! bizim için rabbına bir duâ et, sende olan ahdi hurmetine, çünkü biz artık yola geleceğiz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bu halde (iken bile) diyorlardı ki: «Ey sihirbaz, sende olan ahdi hürmetine bizim için Rabbine dua et. Çünkü biz artık yola geleceğiz.»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar azâbı görünce: «Ey sihirbaz! Sende olan ahdi hürmetine bizim için Rabbine dua et. Biz gerçekten doğru yola gireceğiz.» dediler.

 Gültekin Onan = Ve onlar dediler ki: "Ey büyücü, sende olan ahdi (sana verdiği sözü) adına bizim için rabbine dua et; gerçekten biz hidayete gelmiş olacağız."

 Harun Yıldırım = Ve onlar dediler ki: “Ey sihirbaz, senin yanında sana olan ahdi gereği Rabbine dua et! Gerçekten bizler hidayet bulanlar oluruz.”

 Hasan Basri Çantay = (Azâbı görünce) dediler ki: «Ey sihir yapan, bizim için Rabbine, sana olan va'di vech ile, düâ et. Muhakkak biz doğru yola kavuşdurulmuş olacağız».

 Hayrat Neşriyat = Bunun üzerine dediler ki: 'Ey sihirbaz! (Duânı kabûl edeceğine dâir) sende olan ahdi hürmetine, Rabbine bizim için duâ et; muhakkak ki biz, (o vakit) gerçekten doğru yola giren kimseler (olur)uz.'

 İbni Kesir = Ve dediler ki: Ey sihirbaz; sana verdiği ahde göre Rabbına bizim için dua et. Muhakkak biz, hidayete eriştirilmiş olacağız.

 Kadri Çelik = Ve onlar, “Ey büyücü! Sana verdiği söz hürmetine bizim için Rabbine dua et; gerçekten biz (bu durumda) hidayete ermişler olacağız” dediler.

 Muhammed Esed = Ve (her defasında,) "Ey büyücü!" diye feryad ettiler, "Seninle yaptığı (peygamberlik) sözleşmesinin hatırına bizim için Rabbine yalvar, biz artık kesinlikle doğru yola döneceğiz!"

 Mustafa İslamoğlu = Ve "Sen ey sihirbaz! Seninle yaptığı sözleşme hatırına, Rabbine bizim için yalvar: kesinlikle biz artık doğru yola yöneleceğiz!" diye yalvardılar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve dediler ki: «Ey sahir! Bizim için Rabbine bir dua et, sana olan ahdi hürmetine, şüphe yok ki, biz de elbette hidâyete ermişler oluruz.»

 Ömer Öngüt = Dediler ki: "Ey sihirbaz! Sana verdiği ahde göre Rabbine bizim için duâ et! Artık biz doğru yola geleceğiz. "

 Şaban Piriş = -Ey sihirbaz! sana verdiği söze dayanarak bizim için Rabb’ine dua et, muhakkak biz de doğru yolu bulacağız, demişlerdi.

 Sadık Türkmen = Ve dediler ki: “Ey sihirbaz! Bizim için Rabbine, senin katındaki sözü hürmetine dua et; gerçekten biz de doğru yola geleceğiz.”

 Seyyid Kutub = Azabı görünce: «Ey büyücü, bizim için Rabb'ine dua et, sende bulunan ahdi hürmetine bizi bağışlamasını dile, artık yola geleceğiz» dediler.

 Suat Yıldırım = Azabı tadınca Mûsâ’ya: "Haydi büyücü! Sana verdiği sözünün gereği olarak bizim için Rabbine dua et, bizi bağışlasın, zira artık yola geleceğiz" dediler.

 Süleyman Ateş = Bunun üzerine dediler ki: "Ey büyücü, bizim için Rabbine du'â et, sana verdiği söz hakkı için (bizi bağışlasın) artık biz yola geleceğiz!"

 Tefhim-ul Kuran = Ve onlar dediler ki: «Ey büyücü, sende olan ahdi (sana verdiği söz) adına bizim için Rabbine dua et; gerçekten biz hidayete gelmiş olacağız.»

 Ümit Şimşek = Onlar ise 'Ey büyücü,' diyorlardı. 'Sana verdiği sözün hatırına bizim için Rabbine dua et; o zaman mutlaka doğru yola geleceğiz.'

 Yaşar Nuri Öztürk = Dediler ki: "Ey büyücü! Sana verdiği söz aşkına, Rabbine bizim için bir yakarıver; biz artık doğru yola gireceğiz."

 İskender Ali Mihr = Ve (onlar): “Ey sihirbaz, senin Allah’a olan ahdin hürmetine, Rabbine bizim için dua et (bu azabı kaldırsın)! ( O taktirde) gerçekten biz, mutlaka hidayet üzere oluruz.” dediler.

 İlyas Yorulmaz = Azap onları yakaladığında) “Ey Sihirbaz! Rabbine bizim için dua et, yanında getirdiğin antlaşmaya kesinlikle uyup, onun yolundan gideceğiz” dediler.